Paylaş
Kaza ve hata ile oruç bozulması ne demek
Question
Selamünaleyküm hocam mallum ilmahallerde orucu bozan ve bozmayan haller yazar fakat basimiza gelen yuzlerce meseleden dolayi bazi sorular turuyor sunu sormak istiyorum kaza ve hata ile oruc bozulması nedemek ;
misal balgam orucu bozar biz bunun bozup bozmayacaginı duymadık bilmiyoruz ve böylece oruclar tutuldu iftarlar açıldı daha sonraları biz bozduğunu öğrendik ve artık balgam orucu bozar diye oruc tutmaya başladık peki oncelerden bilmedigimizden tutugumuzda oruclar sahihmidir . Bunun gibi daha çok meseleler yani kısacası şu hocam bilmediğimiz ve sonradan orucu bozan hususlarda nasıl hareket etmemiz lazım teşekkürler
Cehalet özür müdür sorusuna sorsaydınız daha uygun olurdu
Her müslüman kendisine farzı Ayn olan ilimleri öğrenmek zorundadır mesela ilmihal bilgileri
namaz kılan birisi namazın nasıl kılınacağını ilmihalden öğrenmeli oruç tutan bir Müslüman oruç nedir Nasıl tutulur orucu bozan şeyler nelerdir oruç tutmadan önce bunları öğrenmelidir bahanesi olmaz
Answers ( 3 )
ORUCU BOZAN, KAZAYI GEREKTİREN ANCAK KEFARET GEREKTİRMEYEN DURUMLAR
Yapılan her fiilin sonucunda doğuracağı hükümler farklı olacağından fıkıh kaynaklarında her durum ve olayın hukuki ve fıkhî sonuçları ele alınmıştır. Bazen bu durum konunun öneminden dolayı en ince ve hassas noktalara dahi inmeyi gerektirmiştir. Kaynaklarda orucu bozan kimseye kaza veya kefaret ya da her ikisini gerektiren durumlar izah edilirken bu hassasiyet göz önünde bulundurulmuştur. Konumuz bağlamında tüm ayrıntılara yer vermek yerine örnek olması açısından bazı durum ve olaylara yer vereceğiz.
Ramazan orucu dışında farz olan bir oruç ile nafile olarak tutulan bir orucu bozmak sadece kazayı gerektirir. Bir kimse ön ve arka dışında bedenin diğer bölgeleriyle cinsi münasebette bulunsa veya öpme, dokunma yoluyla boşalsa orucu bozulur, o günün kazasını yapar ancak kefaret gerekmez. Bu durumlarda şehvet oluşmuştur ama tam manasıyla gerçekleşmemiştir.
Bir kimse çakıl taşı, taş parçası ya da toprak parçası yerse orucu bozulur o kimseye kaza gerekir ancak kefaret gerekmez. Bunun nedeni şekil bakımından orucu bozma durum gerçekleşmiştir ama yutulan madde hakiki manada gıda maddesi olmadığından kefaret gerekmez.
Ağzın tamamı dolmayacak kadar ve istem dışı ağız dolusu kusmak orucu bozmaz. Bu konuda icmâ vardır. Ancak isteyerek ağız dolusu kusmak orucu bozar ve kazayı gerektirir. Nitekim Ebû Hureyre’den rivayet edildiğine göre Resulûllah şöyle buyurmuştur: “Kim rahatsızlığı sebebiyle kusarsa (orucu bozulmaz) dolayısıyla orucunu kaza etmesine gerek yoktur. Kim de isteyerek kusarsa orucunu kaza etsin.” (Ebû Dâvud, Sıyâm: 33; Tirmizî, Savm: 25; İbn Mâce, Sıyâm: 15)
Oruçluyken elle tatmin olmak orucu bozar ve kaza gerektirir. Ancak tam manasıyla cima gerçekleşmediği için kefaret gerekmez.
Yukarıda verilen örneklerde görüldüğü gibi bu ve benzer durumlarda kefaret gerekmeyip yalnızca kaza gerekmektedir. Tüm bahsi geçen durum ve olaylarda orucun bozulmasına sebep olan fiil tam bir tatmin sağlamadığı için kefaret değil kaza hükmüne tabi olur. Kimisinde cimaya, kimisinde yeme veya içmeye benzerlik vardır. Ancak yapılan fiiller yeme, içme veya cima ile tam manasıyla aynı değerde olmadıkları için yalnızca kaza gerekmektedir.
ORUCU BOZAN VE KEFARET GEREKTİREN DURUMLAR
Kişi ramazan ayında oruçluyken kasıtlı olarak ön veya arka yoldan cima yapmasıyla orucu bozulur, kaza ve kefaret o kimseye farz olur. Kefaret sadece bu yolla sabit olmaz. Fıkıh âlimleri, farklı görüşlere sahip olmakla birlikte, bir kısım ulema cimadan başka kasten yiyen ve içen kimsenin de kefaretle sorumlu olduğunu kabul etmişlerdir.
Kefaretin varlığına delil teşkil eden rivayet şu şekildedir. Ebû Hureyre’den rivayet edildiğine göre: “Bir adam bir gün Hz. Peygambere gelir ve Ya Resulûllah, “Helak oldum” diye dert yanar. Bunun üzerine Resulûllah: “Sana ne oldu?” diye sorar, adam şöyle cevap verir: “Şu mübarek ramazanda oruçlu iken hanımıma yaklaştım.” Hz. Peygamber: “Köle azat etme imkânın var mı?”, Adam: “Hayır, yok.”, “Peş peşe iki ay oruç tutabilir misin?”, Adam: “Hayır. Bu iş de zaten sabredemediğim için başıma geldi.”, “Altmış fakiri doyuracak mâli imkânın var mı?”, Adam: “Hayır.” Bu sırada Peygamberimize bir sepet hurma getirildi. Peygamber (s.a.s.) hurmaları adama vererek kefaret olmak üzere yoksullara dağıtmasını söyledi. Adam: “Bizden daha muhtaç kimse var mı?” deyince, Peygamber (s.a.v.) gülümseyerek: “Al götür, bunları ailene yedir!” diyerek adamı gönderdi. Hadislerde farklı anlatımlara sahip olsa da olayın özü bu şekilde gerçekleşmiştir.
Oruc bozulmasi kefaret
Ramazan ayinda bosalmak orucu bozuyor peki kefaret gerektiyomu? Lutfen cevablarmisiniz