Kefaret nedir? Kefareti Gerektiren Durumlar Nelerdir?

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Kefaret ve Çeşitleri

Kefaret nedir Kefareti Gerektiren Durumlar Nelerdir

Kefareti Gerektiren Durumlar:

Kefareti gerektiren hususlar şunlardır: Özellikle Ramazan orucunu bilerek kasten, mübah kılıcı bir özür olmaksızın bozmak. Bunun sebebi Ramazan’ın hürmetini ihlal etmektir. Cumhura göre, Ramazan orucunun kazasında oruç bozan kimseye kefaret gerekmez. Unutarak veya tehdit altında Ramazan orucunu bozan kimseye kefaret gerekmez. Öpmekten ötürü yahut aybaşı ve lohusa durumundaki kadınlara, delilere, baygınlara kefaret gerekmez. Çünkü bu kendi fiilleriyle olmamıştır. Hastaya, yolcuya, şiddetli açlık ve susuzlukla karşılaşanlara, hamile kadınlara özürleri sebebiyle kefaret gerekmez. Mürted kişiye de kefaret vacip değildir. Çünkü o İslâma karşı hürmeti çiğnemiştir, özellikle oruca hürmeti çiğnemiş değildir. Mezheplere göre kefareti gerektiren durumlar bahsinde bu konular geçmiştir. Bunların en önemlilerinden biri ittifakla cinsî ilişkide bulunmak, (bunda ittifak vardır) ve Hanefilerle Malikilere göre yemek ve benzeri sebeplerle kasten orucu bozmaktır.

Kefaret Orucunun Hükmü:

Kefaret orucunun hükmü sadece Ramazan’da iftar etmek sebebiyle vaciptir. Ramazan dışında oruç bozmaktan ötürü vacip değildir. Bu görüş Hanefiler ve Malikilerin görüşüdür. Sebebi, Ramazan’ın haramlığını çiğnemek ihlal etmek ve ona aldırmamaktır. Ancak bunun, kişinin serbest iradesiyle kasten ve zanna dayalı olmadan yapılması gerekir. Unutarak, bilmeyerek ve zannederek oruç bozan kimse ye kefaret gerekmez. Nitekim bu husus daha önce açıklanmıştır. Hanefiler ve Malikîlere göre kefareti gerektiren oruç bozma Ramazan’da cinsî ilişki ve yiyip içmek gibi hareketlerle olur.

Kefaret Orucunun Vacip Olmasının Delili:

Kefaret orucunun dayandığı delil, Ebu Hureyre’den rivayet edilen şu hadis-i seriftir: “Bir adam Resulullah (a.s.)’e gelerek: Mahvoldum” dedi. Hz. Peygamber: “Seni mahveden şey nedir?” buyurdu. Adam: “Ramazan’da hanımımla ilişkide bulundum” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu: “Köle azad edecek kadar mal bulabilir misin?” Adam “Hayır” dedi. Hz. Peygamber (a.s.): “Pes peşe iki ay oruç tutabilir misin?” buyurdu. Adam: “Hayır” dedi. Hz. Peygamber (a.s.): “Altmış fakiri doyuracak kadar mal bulabilir misin?” buyurdu. Adam yine: “Hayır” dedi. Sonra adam oturdu. Hz. Peygamber (a.s.)’e bu esnada bir zenbil içinde hurma getirildi. Hz. Peygamber (a.s.) bu hurmaları adama vererek “Bunları sadaka olarak ver” buyurdu. Adam: “Bizden daha fakiri mi vardır?” Medine’nin doğu ve batısındaki siyah taşlık yerler arasında bizden daha muhtaç bir aile yok tur” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.) dişleri görününceye kadar gülümsedi ve şöyle buyurdu: “Git bunları ailene yedir.”

İbni Mace’nin rivayet ettiği hadisin lafzında şöyle denilmektedir: “Bir köle azad et”. Adam: “köle bulamam” dedi. Hz. Peygamber (a.s.): “Pespese iki ay oruçtur” buyurdu. Adam: “Buna da gücüm yetmez” dedi. Hz. Peygamber (a.s.) altmış fakiri doyur” buyurdu.

İbni Teymiye bu hadis ile ilgili olarak şöyle demiştir. Bu hadiste keffarette tertibe riayet edileceğine kuvvetli delâlet vardır. Darekutni’nin lafzının zahirinden anlaşıldığına göre, kadın cinsi ilişkiye zorlanmıştır.

Kefaretin Çeşitleri:

Kefaretler üç çeşittir: Köle azad etmek, oruç tutmak, yemek yedirmek. Tertip bakımından zıhar kefareti ile yanlışlıkla adam öldürmenin kefareti gibidir. Bir kimse köle azad edecek imkân bulamazsa peş peşe iki ay oruç tutması gerekir. Eğer peş peşe iki ay oruç tutmaktan aciz ise o takdirde altmış fakiri doyuracaktır.

Bu görüş cumhurun görüşü olup Malikîlere göre kefaret üç çeşidinde de muhayyer olmak üzere vaciptir, kişi ya altmış fakiri doyuracak-ki bunu yapmak en faziletlisidir- yahut peş peşe iki ay oruç tutacak yahut köle azad edecektir.

Hanefiler dışındaki Cumhura göre köle azadı, mümin bir köle azadından ibarettir. Bu kölenin kusur ve ayıplardan salim olması gerekir. Meselâ tutma, yürüme, konuşma, görme, akıl vb. özelliklerinde kusurlu olmaması gerekir. Hata ile bir kimseyi öldürmede azad edilecek mümin köleye kıyas edilerek iman şart koşulmuştur. Hanefîlere göre köle mümin olmazsa da azad için yeterlidir. Çünkü daha önce geçmiş olan hadisin nassı, mutlaktır.

Köle azad etmekten aciz olununca o zaman peş peşe, iki ay oruç tutulması gerekir. Arada teşrik günleri ile bayram günlerinin bulunmaması gerekir. Oruca başlamadan önce, Köle azad etmeye gücü yeten kimsenin oruç tutması yeterli değildir. Oruç tutma esnasında köle azadına gücü yeten kimse son günde de olsa Hanefilere göre köle azad etmek zorundadır. Cumhura göre, oruçtan köle azadına intikal etmek gerekmez. Ancak kendisi dilerse bunu yapabilir. Yaparsa yeterli olup en iyisi ile amel etmiş olur. Yani böyle bir kimsenin köle azad etmesi menduptur. Hayız özrü dışında her hangi bir özür sebebiyle de olsa, orucunu bozan kimse, Hanefilere göre oruca yeniden başlamalıdır. Malikilere göre ise, kasten orucunu bozmuşsa yeniden oruca başlamalıdır.

Unutarak yahut bir özür sebebiyle yahut sayıda yanılarak oruç bozan kimsenin kefaret orucuna yeniden başlaması gerekmez. Şafiilere göre, son gün de olsa hastalık, yolculuk, emziklilik yahut niyet etmeyi unutma gibi özürler sebebiyle bir gün orucunu bozan kişinin iki aylık kefaret orucuna yeniden başlaması gerekir. Fakat hayız ve nifas, delilik, uzun süre bayılmak gibi özürler sebebiyle kefaret orucuna yeniden başlamak gerekmez. Çünkü bu sayılanlar kaçınılmaz durumlar oldukları için oruç ile çelişmektedirler. Hanbelilere göre, hastalık yahut hayız sebebiyle kefaret orucunun peş peşe olma hükmü bozulmaz.

Oruca güç yetmediği zaman altmış fakiri doyurmak gerekir. Cumhura göre, her gün bir fakiri Hz. Peygamber (a.s.)’in müddü ile bir müd buğday yahut yarım sa’ hurma veya arpa ile doyurmak gerekir. Hanefîlere göre iki müdlük yiyecek madde si vermek gerekir. Yahut sabah ve akşam doyuracak şekilde yemek yedirmek yahut iki sabah yemeği yahut iki akşam yemeği yahut bir akşam ve bir sahur yemeği vermek gerekir. İki müd yahut yarım sa’, buğdaydan veya buğday unundan yahut kavut olmalıdır veya her bir fakire bir sa’ hurma, bir sa’ arpa yahut kuru üzüm veya Hanefilere göre yarım sa’ buğdayın kıymetini yahut hakkında delil bulunmayan yiyecek maddelerinden bir sa’ın değerini değişik zamanlarda verir. Çünkü bununla da maksat hasıl olur.

Fakir kimsenin kefaret borcunu ailesine vermesi caiz değildir. Bu, zekâtla diğer kefaretlere benzemektedir. “Bunu ailene yedir.” hadisi ise hususidir. Yahut başkası adına sevabına olarak kefaret ödemeyi üzerine alan kimse, keffaretini ödediği kişiye bunu verebilir. Şafilerde esah olan görüşe göre, kefaret borcu olan kişi, evlenmeye şiddetli ihtiyacı olması dolayısıyla oruçtan altmış fakiri doyurma şıkkına dönme hakkı vardır. Çünkü orucun harareti ile evlenmeye şiddetle ihtiyacı olmak insanı cinsi ilişkiye düşürebilir. Bu durum da iki ay yeniden oruç tutmayı icab ettirir. Çünkü peş peşe olma batıl olur. Bu da şiddetli bir güçlük doğurur.

Değişik Günlerde Oruç Bozmaların Kefaretleri:

Maliki ve Hanefilere göre cima, yemek ve benzeri orucu bozan şeyler birincinin kefaretini ödemeden tekrarlanırsa bakılır: Bu durum ya bir gün içinde bir kaç kere tekrarlanmakla olur yahut iki ayrı günde olur:

a) Eğer aynı gün içinde bir kaç kere oruç bozma olayı tekrarlanırsa ittifakla tek bir kefaret ödemek bunun için yeterlidir.

b) Eğer oruç bozma olayı Ramazan’da iki ayrı günde olmuşsa cumhura göre iki yahut daha çok bozulan oruç sayısı kadar kefaret gerekir. Çünkü her bir gün ayrı bir ibadettir. Bir günün orucunu bozmakla kefaret gerekince, iki Ramazan ve iki haccın durumunda olduğu gibi bu kefaretler iç içe girmez ayrı ayrı yapılmaları gerekir.

Hanefilere göre, cinsi ilişkiden yahut kasten oruç bozmaktan ötürü, arada keffaret ödenmeden değişik günlerdeki oruçların bozulmasından dolayı tek bir kefaret ödemek yeterlidir. Bu durum iki ayrı Ramazan’da olsa bile sahih olan görüşe göre hüküm böyledir. Eğer araya bir kefaret ödemesi girmişse o takdirde kuvvetli olan rivayete göre tek bir kefaret yeterli değildir. Çünkü kefaret yerine getirilmeden sebebi tekrarlanmış bir suça verilen cezadır. Bundan kastedilen kişiyi oruç bozmaktan caydırmaktır. Dolayısıyla had cezalarında olduğu gibi, cezasının da iç içe olması gerekir. Bir kefaret ile, caydırmak manası hasıl olmaktadır. Araya kefaret ödemesi giren durumlarda ise caydırıcılık hasıl olmamış, kişi tekrar Ramazan’ın hürmetini ihlal etmiştir.

Kefaret Ödemekten aciz olan kimsenin üzerinden kefaret borcu düşmez. Kefaret ödediği zamanki hâli muteberdir. Hangi ödeme şeklini yapmaya gücü yeterse onu yapar.

Kasten Oruç Bozduktan sonra Bir Özrün Ortaya Çıkması:

Ramazanda kasten cinsî ilişkide bulunduktan sonra yolculuk yahut hastalık durumunun ortaya çıkması yahut cinsî ilişkiye veya yemek yemek (bunu kabul edenlere göre) Şafii, Maliki ve Hanbelilere göre kefaret borcunu düşürmez. Çünkü özür, kefaretin vacip olmasından sonra ortaya çıkmıştır, dolayısıyla kefareti düşürmez. Yine Hanbelilere göre gündüz başlanan yolculuk Hanbeliler dışındaki müçtehitlere göre orucu bozmayı mübah kılmaz. Dolayısıyla vacip olan borcuna tesiri olmaz. Aynı zamanda hastalık oruca ters düşmez. Dolayısıyla Ramazanın hürmetini ihlal gerçekleşmiş olur. Hanefilerin görüşü şudur: Hayız, nifas yahut orucun bozulduğu günde iftar etmeyi mübah kılan hastalık sebebiyle kefaret düşer. Çünkü bir gün kefaret için hem sabit olma hem de sakit olma yönünden parçalanmaz. Dolayısıyla, günün sonunda özür ortaya çıkması sebebiyle, günün başında oruç bozmaktan ötürü kefaret gerekip gerekmediği ile ilgili olarak şüphe ortaya çıkmıştır. Kefaret gerektikten sonra isteyerek yahut tehdit altında yolculuğa çıkan kimseden Zahirur’rivayete göre kefaret borcu düşmez. Bu iki durum arasındaki fark şudur: Tehdit altındaki yolculukta özür, hak sahibi tarafından gelmemiştir. Yolculuk dışındaki özürde ise, özrün günün sonunda ortaya çıkması sebebiyle başında kefarete müstahak olmama konusunda şüphe ortaya çıkmıştır. Çünkü kefaret borç olan oruçtan ötürü gereklidir. Bu oruç ise sabit olma, bakımından parçalanamaz.

https://www.arapcadua.com/kategori/siginma-dualari/

BENZER KONULAR:

Şafi mezhebine göre oruç kefareti

Answer ( 1 )

    1
    2024-10-01T16:28:56+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Kefaret, İslam dininde, bir Müslümanın işlediği günah veya hatanın telafisi için yapılan ibadetler ve ödemeler anlamına gelir. Kefaret, özellikle oruç ve ibadetlerde yapılan ihlaller için geçerlidir ve farklı durumlar için çeşitli şekillerde uygulanır.

    Kefareti Gerektiren Durumlar

    1. Kasten Oruç Bozma: Ramazan ayında orucu bilerek ve kasıtlı bir şekilde bozan kişiler kefaretle yükümlüdür. Unutarak veya zor durumda oruç bozanlara kefaret gerekmez.
    2. Cinsel İlişki: Ramazan ayında orucu bozan cinsel ilişki, kefareti gerektirir.
    3. Haram İşleme: İslam’a aykırı olan diğer eylemler de kefaret gerektirebilir.

    Kefaret Türleri

    1. Köle Azat Etme: Kefaretin bir türü olarak, köle azat etmek mümkündür. Ancak günümüzde bu uygulama geçerliliğini yitirmiştir.
    2. Oruç Tutma: İki ay boyunca peş peşe oruç tutmak kefaretin en yaygın yoludur. Bu oruçta ara verilmemesi gerekir.
    3. Fakir Doyurma: Altmış fakiri doyurmak da kefaret türlerinden biridir.

    Kefaretin Hükmü

    • Kefaret, yalnızca Ramazan’da yapılan oruç ihlalleri için geçerlidir. Ramazan dışında yapılan ihlaller için kefaret gerekmez.
    • Kefaret borcu, kefaretin gerekliliği olan günahlara bağlıdır ve kefaret ödendiği zaman düşer. Kefaret ödeme yöntemi kişinin durumuna göre değişir.

    Kefaret Ödeme Kuralları

    • Oruç tutma sürecinde köle azat etme imkânı varsa, kefaret olarak oruç tutmaya başlamadan önce köle azat edilmelidir.
    • Eğer peş peşe iki ay oruç tutma imkânı yoksa, altmış fakiri doyurmak gerekir.
    • Kefaret borcu, yalnızca oruç bozan kişi tarafından ödenmelidir; aile üyelerine verilmesi caiz değildir.

    Kefaret, kişinin işlemiş olduğu günahın telafisi için önemli bir ibadet olarak kabul edilir ve bu konuda dikkatli olunması, günahlardan kaçınılması teşvik edilir.

    En iyi cevap

Cevapla