Paylaş
Kibir ve Gurur İnsanı Helak Eder
Question
KİBİR İNSANI HELAKE SÜRÜKLER
İnsan ahlakını oluşturan huylar kötü ve iyi olmak üzere ikiye ayrılır. Kötü huyların başında ise büyük günahlardan sayılan kibir gelir.
Kibir; büyüklenmek, gururlanmak, kendini başkasından üstün görmek ve başkasına değer vermeyip onu yok saymak anlamına gelmektedir. Ayet ve hadislerde büyüklenmek ve kendini beğenmek yerilmektedir. İnsanın apaçık düşmanı[3] şeytan, kibri yüzünden ilahi huzurdan kovulmuş ve lanetlenmiştir.[4]
‘’Rabb’in meleklere demişti ki: Ben çamurdan bir insan yaratacağım…. Ona secdeye kapanın! Bütün melekler topluca saygı ile eğildiler. Ancak İblis eğilmedi. O büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu… İblis, ‘Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın’, dedi.’’[5] Hz. Adem’in diğer hususiyetlerini unutan İblis’in Hz. Adem hakkındaki yaklaşımı, kendi yaratılış maddesini ondan üstün görmesindendir.
Kendini saltanat, mal, güzellik, makam, ırk, soy, sınıf veya ülke olarak üstün görüp kibirlenenlerin anlayışı da aynı şeytani düşüncenin bir sonucudur.
Peygamberimiz (s.a.s) kibri ‘’ Hakkı kabul etmemek ve insanları hakir görmek’’ şeklinde tanımlamıştır.[6] Hakkı kabul etmemek Yüce Allah’a[7] ve Peygamberine[8] karşı gösterilen kibir ve gururdur. İnsanları hakir görmek ise; kişinin kendi nefsinde oluşturduğu kibir ve gururdur. Bunlar da insanın ilmiyle, ibadetiyle, nesebiyle, güç ve kuvvetiyle, servetiyle, makam ve mevki ile yakınlarının çokluğu ile başkalarına karşı övünüp onları hor hakir görmesidir.
Allah (c.c.) Kur’an da şöyle buyurmaktadır:
وَلاَ تَمْشِ فِي الأَرْضِ مَرَحاً إِنَّكَ لَن تَخْرِقَ الأَرْضَ وَلَن تَبْلُغَ [1]الْجِبَالَ طُولاً
‘’Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin.’’[9] Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah hiçbir kibirleneni, övüneni sevmez.’’[10]
Büyüklük Allah’a mahsustur. Kibir, Allah’a iman ve ibadetten yüz çevirmek, hakkı kabul etmemek ve insanlardan yüz çevirmektir. Bunun için ‘’Allah büyüklük taslayanları hiç sevmez.’’[11]
Saltanatına güvenip büyüklük taslayan Nice Firavunlar, Nemrutlar helak olmuştur. Servetine güvenip azgınlaşan nice Karunlar, Ebu Lehepler de helak olmuştur.
Kendisine hem saltanat hem de servet verilip, mülkün gerçek sahibini bilen Hz. Süleymanlar iki cihan da aziz olmuştur. Mekke’de her türlü eza ve cefaya maruz kalan Peygamberimiz (s.a.s) Mekke’nin Fethi günü güç ve kudret günü hamd ve tevazu ile davranarak âlemlere rahmet olmuştur.
Hangi davranışın kibir olup olmadığını ayırt etmemizde bizlere ölçü olacak şu hadisi şerifle son verelim; Peygamberimiz (s.a.s.) :
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
لا يَدْخُل الجَنَّةَ مَنْ كَانَ في قَلْبِهِ مثْقَالُ ذَرَّةٍمِن كِبرٍ[2]
‘’ Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremez buyurmuştur. Bunun üzerine bir adam, ‘’ kişi elbisesinin iyi olmasını, ayakkabısının güzel olmasını sever bu da kibir midir? Diye sormuştur. Peygamberimiz (s.a.s.) bu soruya, ‘’Allah güzeldir, güzeli sever. Kibir hakkı kabul etmemek ve insanları hakir görmektir.’’ diye cevap vermiştir.[12]
———–
[1] İsra, 17/37
[2] Müslim, İman, 147, I, 93
[3] Bakara, 2/208
[4] Bakara, 2/34
[5] Sad, 38/71-76
[6] Tirmizi, Sıfaü’ül-kıyameti, 48, No: 2494
[7] Mü’min, 40/60
[8] Mü’minun,23/34,47
[9] İsra, 17/37
[10] Lokman, 31/18; bk. 4/36
[11] Nahl, 16/23
[12] Müslim, İman, 147, I, 93; bk. Tirmizi, Birr, 61, IV, 361
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
Nitekim kibir ve aşırı gurur, bireyler ve onların başkalarıyla olan ilişkileri için yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Birisi kibir ve gurur tarafından tüketildiğinde, genellikle çarpık bir öz-önem ve üstünlük duygusu geliştirir. Bu, hem kendilerine hem de çevrelerine zarar verebilecek bir dizi olumsuz davranış ve tutuma yol açabilir. İşte kibir ve gururun yıkıcı olabileceği bazı yollar:
Yabancılaşma: Kibirli bireyler, şişirilmiş egoları ve küçümseyici tavırları nedeniyle mesafe yaratabilir ve başkalarını yabancılaştırabilir. Başkalarının fikir ve duygularını göz ardı edebilirler, bu da gergin ilişkilere ve gerçek bağlantıların yokluğuna yol açar.
Büyüme Eksikliği: Kibir ve aşırı gurur, kişisel büyüme ve gelişmeyi engelleyebilir. Biri üstün olduğuna ve öğrenecek başka bir şeyi olmadığına inandığında, kapalı fikirli olur ve yeni fikirlere veya geri bildirimlere karşı dirençli hale gelir. Bu onların yeni bilgi, beceri ve bakış açıları edinmelerini engelleyebilir.
İlişki Sorunları: Kibirli davranışlar genellikle ilişkilere zarar verir. Küçümseme, başkalarını küçümseme veya alternatif bakış açılarını düşünmeyi reddetme şeklinde kendini gösterebilir. Bu davranışlar güveni, saygıyı ve iletişimi aşındırarak gergin veya kopuk ilişkilere yol açar.
Kaçırılan Fırsatlar: Kibirli bireyler değerli fırsatları kaçırabilirler çünkü gururları onları yardım aramaktan, başkalarıyla işbirliği yapmaktan veya hatalarını kabul etmekten alıkoyar. Sınırlarını kabul etme konusundaki isteksizlikleri, kişisel ve profesyonel gelişimlerini engelleyebilir.
İzolasyon: Kibir, sosyal izolasyona yol açabilir çünkü diğerleri, sürekli olarak üstünlük ve küçümseme sergileyen kişilerle ilişki kurmayı veya bunlarla ilişki kurmayı zor bulabilir. Bu, destek sistemlerinin eksikliğine ve yalnızlık hissine neden olabilir.
Kendini Düşünme Eksikliği: Kibir çoğu zaman bireyleri kendi kusurlarına ve zayıflıklarına karşı körleştirir. Kusursuz olduklarına inandıkları için, kendi kendini yansıtma ve kendini geliştirme çabalarına girişebilirler. Bu durgunluk kişisel gelişimi engelleyebilir ve kişisel gelişim için kaçırılmış fırsatlara yol açabilir.
İslam’da alçakgönüllülük bir erdem olarak vurgulanır, kibir ve aşırı gurur caydırılır. Müslümanlar kendi kusurlarını tanımaya, Allah’tan af dilemeye ve başkalarına nezaket, saygı ve alçakgönüllülükle davranmaya teşvik edilir.
Herkesin gurur veya kibir anları yaşayabileceğini unutmamak önemlidir, ancak bu eğilimleri tanımak ve ele almak çok önemlidir. Alçakgönüllülüğü geliştirmek, kendi üzerine düşünmek, affedilmeyi istemek ve başkalarının katkılarına ve değerlerine değer vermek, kibir ve gururun yıkıcı etkilerini hafifletmeye yardımcı olabilir.
Nitekim kibir ve aşırı gurur, bireyler ve onların başkalarıyla olan ilişkileri için yıkıcı sonuçlar doğurabilir. Birisi kibir ve gurur tarafından tüketildiğinde, genellikle çarpık bir öz-önem ve üstünlük duygusu geliştirir. Bu, hem kendilerine hem de çevrelerine zarar verebilecek bir dizi olumsuz davranış ve tutuma yol açabilir. İşte kibir ve gururun yıkıcı olabileceği bazı yollar:
Yabancılaşma: Kibirli bireyler, şişirilmiş egoları ve küçümseyici tavırları nedeniyle mesafe yaratabilir ve başkalarını yabancılaştırabilir. Başkalarının fikir ve duygularını göz ardı edebilirler, bu da gergin ilişkilere ve gerçek bağlantıların yokluğuna yol açar.
Büyüme Eksikliği: Kibir ve aşırı gurur, kişisel büyüme ve gelişmeyi engelleyebilir. Biri üstün olduğuna ve öğrenecek başka bir şeyi olmadığına inandığında, kapalı fikirli olur ve yeni fikirlere veya geri bildirimlere karşı dirençli hale gelir. Bu onların yeni bilgi, beceri ve bakış açıları edinmelerini engelleyebilir.
İlişki Sorunları: Kibirli davranışlar genellikle ilişkilere zarar verir. Küçümseme, başkalarını küçümseme veya alternatif bakış açılarını düşünmeyi reddetme şeklinde kendini gösterebilir. Bu davranışlar güveni, saygıyı ve iletişimi aşındırarak gergin veya kopuk ilişkilere yol açar.
Kaçırılan Fırsatlar: Kibirli bireyler değerli fırsatları kaçırabilirler çünkü gururları onları yardım aramaktan, başkalarıyla işbirliği yapmaktan veya hatalarını kabul etmekten alıkoyar. Sınırlarını kabul etme konusundaki isteksizlikleri, kişisel ve profesyonel gelişimlerini engelleyebilir.
İzolasyon: Kibir, sosyal izolasyona yol açabilir çünkü diğerleri, sürekli olarak üstünlük ve küçümseme sergileyen kişilerle ilişki kurmayı veya bunlarla ilişki kurmayı zor bulabilir. Bu, destek sistemlerinin eksikliğine ve yalnızlık hissine neden olabilir.
Kendini Düşünme Eksikliği: Kibir çoğu zaman bireyleri kendi kusurlarına ve zayıflıklarına karşı körleştirir. Kusursuz olduklarına inandıkları için, kendi kendini yansıtma ve kendini geliştirme çabalarına girişebilirler. Bu durgunluk kişisel gelişimi engelleyebilir ve kişisel gelişim için kaçırılmış fırsatlara yol açabilir.
İslam’da alçakgönüllülük bir erdem olarak vurgulanır, kibir ve aşırı gurur caydırılır. Müslümanlar kendi kusurlarını tanımaya, Allah’tan af dilemeye ve başkalarına nezaket, saygı ve alçakgönüllülükle davranmaya teşvik edilir.
Herkesin gurur veya kibir anları yaşayabileceğini unutmamak önemlidir, ancak bu eğilimleri tanımak ve ele almak çok önemlidir. Alçakgönüllülüğü geliştirmek, kendi üzerine düşünmek, affedilmeyi istemek ve başkalarının katkılarına ve değerlerine değer vermek, kibir ve gururun yıkıcı etkilerini hafifletmeye yardımcı olabilir.