Kısası Kim Uygular?

Question

Kısasın uygulaması kim tarafından gerçekleştirilmeli?

Bilindiği gibi Kur’an-ı Kerim’de devletlerin yönetim şekliyle ilgili zorunlu bir kaide yoktur.

Kısasın uygulanmasıyla ilgili ise öldürülen kişinin velisi yetkili kılınmıştır.

Bu durumda İslam helallerinin, haramlarının, kurallarının esas alındığı bir toplulukta/ülkede kısas cezasını öldürülen kişinin velisi mi uygulamalıdır, yoksa veliden rızayı alarak devlet mi uygulamalıdır? Veya bu sorunun net cevabı olmayıp, öldürülen kişinin velisi o an hangi yöntemle sonuca ulaşabiliyorsa (veya elinde olmayan nedenlerle ulaşamıyorsa) o yolu mu tercih etmelidir?

CEVAP:1

İslamda Kısası Kim Uygular?

İslam hukukunda kısas, haksız yere birini öldüren veya yaralayan kişiye aynı şekilde karşılık verilmesi anlamına gelir. Ancak kısasın uygulanması karmaşık bir süreçtir ve yetkili merciler tarafından belirli kurallar çerçevesinde gerçekleştirilir. İşte kısası uygulayanlar ve bu süreçle ilgili önemli noktalar:

1. Temel Prensip:

Kısas, hem Allah hakkını hem de kul hakkını ilgilendiren bir konudur. Kul hakkı, mağdurun veya ailesinin hakkını ifade ederken, Allah hakkı ise toplum düzeninin korunması ve adaletin sağlanmasıyla ilgilidir.

2. Mağdur veya Varisleri (Veliyyüddem):

Kısas davası açma ve kısas talep etme hakkı öncelikle mağdura (yaralama durumlarında) veya maktulün varislerine (öldürme durumlarında) aittir. Bu kişiler “veliyyüddem” olarak adlandırılır.
Veliyyüddem, kısas talep edebileceği gibi, diyet (kan parası) talep edebilir veya faili affedebilir. Bu seçim hakkı onlara aittir.
3. Devlet (Yetkili Otorite):

Kısasın infazı (uygulanması) yetkisi devlete aittir. Yani, kısas kararı verilse bile, bunu uygulayacak olan devletin yetkili organlarıdır. Bu, keyfi uygulamaların önüne geçmek ve düzeni sağlamak için önemlidir.
Devlet, kısas kararını verirken İslam hukukuna uygun delillerin ve yargılama sürecinin tamamlandığından emin olur.
4. Yargılama Süreci:

Kısasın uygulanabilmesi için öncelikle İslam hukukuna uygun bir yargılama sürecinin tamamlanması gerekir. Bu süreçte, suçun işlendiğine dair kesin delillerin bulunması, tanıkların dinlenmesi ve failin savunmasının alınması gibi aşamalar bulunur.
Yargılama sonucunda kısas kararı verilirse, bu karar devlet tarafından infaz edilir.
Özetle:

Kısası talep etme hakkı mağdur veya varislerine ait olsa da, kısasın infazı yetkisi devlete aittir. Bu, adaletin sağlanması ve toplum düzeninin korunması için önemlidir. Kısasın uygulanması, İslam hukukuna uygun bir yargılama süreci sonucunda ve yetkili merciler tarafından gerçekleştirilir.

CEVAP:2

Kısas cezası, İslam hukukunda adaletin sağlanması amacıyla belirlenmiş bir ceza türüdür. Temel olarak, kısas, suça denk bir cezayı ifade eder ve genellikle öldürme ya da kasıtlı yaralama gibi suçlarla ilişkilendirilir. Kur’an-ı Kerim’de bu konu şu şekilde ifade edilmiştir:

“Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı…” (Bakara Suresi, 2:178).

Bu ayette, kısasın farz kılındığı belirtilirken, bunun pratikte nasıl uygulanacağına dair bazı detaylar hadisler ve İslam hukukçularının içtihatlarıyla netleştirilmiştir. Şimdi sorunuzdaki farklı açılara yanıt verelim:

1. Kısası Kim Uygulamalıdır?

Kur’an’da öldürülen kişinin velisi kısasın uygulanmasında yetkili olarak belirtilmiştir:

“Kim mazlum olarak öldürülürse, biz onun velisine yetki verdik. Ancak o da kısasta aşırıya gitmesin. Çünkü o yardım görmüştür.” (İsra Suresi, 17:33).

Bu ayet, öldürülen kişinin velisinin yetkilendirildiğini ifade eder. Ancak, bu yetkinin kişisel intikam şeklinde değil, bir düzen içerisinde uygulanması gerektiği İslam hukukunun genel ilkeleriyle sabittir. Hadisler ve sahabe uygulamaları, bireysel intikam yerine devletin veya yargı otoritesinin süreci yönetmesi gerektiğini ortaya koyar.

2. Devletin Rolü

İslam’da adaletin sağlanması, anarşinin önlenmesi ve toplumsal düzenin korunması esastır. Bu nedenle, kısas gibi ağır cezaların uygulanmasında bireylerin değil, yetkili otoritelerin (örneğin, İslam hukuku çerçevesinde işleyen bir devletin) sorumluluk alması gerektiği genel bir kabul görmüştür. İbn Teymiyye ve İbn Kayyim gibi bazı İslam âlimleri, bireylerin bu tür cezaları kendi başlarına uygulamasının fitneye ve anarşiye yol açabileceğini belirtmiştir.

Devletin rolü şu şekildedir:

  • Kısas kararını veren bir mahkeme veya yargı otoritesinin bulunması.
  • Suçun delillerle ispatlanması.
  • Öldürülen kişinin velisinin rızasının alınması.

3. Velinin Rızası

Velinin rızası kısas cezasında kritik bir unsurdur. Velinin üç temel seçeneği vardır:

  1. Kısası talep etmek: Bu durumda devlet, velinin isteği üzerine kısası uygulamalıdır.
  2. Affetmek: Affetme durumunda, İslam hukuku faile maddi tazminat (diyet) yükümlülüğü getirebilir.
  3. Diyet talep etmek: Veliler, öldürülen kişinin yerine maddi bir bedel almayı tercih edebilir.

Velinin bu yetkileri, toplumsal barış ve bireysel adalet arasındaki dengeyi korumayı amaçlar.

4. Kişisel Uygulama ve Özel Durumlar

Eğer bir toplulukta veya devlette İslam hukuku tam anlamıyla uygulanmıyorsa, bireylerin kısas cezasını kendi başına uygulamaya kalkışması, hem kaosa yol açabilir hem de hukuk dışı bir davranış olarak değerlendirilebilir. İslam’da düzenin korunması ve anarşinin engellenmesi, temel önceliklerdendir. Bu nedenle, kısas cezasının bireysel olarak uygulanması önerilmez.

Sonuç

  • İslam hukukunun uygulandığı bir devlette: Kısas, velinin rızası alınarak devlet tarafından uygulanmalıdır. Bu, adaletin sağlanmasını ve toplumsal düzenin korunmasını temin eder.
  • İslam hukuku olmayan bir devlette: Kısas cezası yerine, mevcut hukuk sistemine başvurmak, İslam’ın düzen ve barış ilkeleriyle daha uyumlu bir yaklaşım olacaktır. Ancak bu durum, bireyin kendi vicdani sorumluluklarına ve şartlara göre değerlendirilmelidir.

Kısasın uygulanmasındaki nihai amaç adaleti sağlamaktır, bu yüzden süreç her zaman hak, hukuk ve düzen çerçevesinde yürütülmelidir. İslam hukuku, bireyin değil, toplumun faydasını önceleyen bir sistem üzerine inşa edilmiştir.

Dini Sitelerimiz

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

  1. Kısas (القصاص)

    Kısas, İslam hukukunda kasten adam öldürme veya müessir fiil (beden bütünlüğüne zarar verme) suçlarının işlenmesi durumunda failin aynı türden bir cezayla karşılık görmesini öngören bir cezalandırma yöntemidir. Kelime anlamıyla kısas, “denklik”, “eşitlik” veya “misilleme” anlamlarına gelir. Hukuki bağlamda ise failin mağdura verdiği zarar kadar bir cezayla karşılık görmesini ifade eder.

    3. Kısasın Uygulaması

    Adam Öldürme Durumlarında Kısas

    Kasıtlı adam öldürme suçunda mağdurun yakınları, failin kısas edilmesini talep edebilir. Ancak mağdurlar dilerse kısastan vazgeçerek failden diyet alabilirler. Bu, toplumsal barışı sağlama ve bireysel intikam duygularını azaltma amacı taşır.

    Yaralama Durumlarında Kısas

    Bedensel zararlarda denklik ve adalet sağlanması şarttır. Ancak vücuttaki bir organın zarar görmesi durumunda aynı zararın failde yaratılmasının teknik olarak mümkün olmaması halinde, kısas yerine maddi tazminat (erş) uygulanabilir.

    Cezaların İçtimaı

    Fail birden fazla kişiye aynı türden suç işlerse, her bir mağdur için ayrı ayrı kısas uygulanabilir. Ancak failin yalnızca bir organı veya sınırlı ceza uygulanabilirliği durumunda, diyet ödemesiyle mağduriyet giderilir.

    (Soruya cevap olsun diye konunun ortası başa alınmıştır)

    1. Kavramsal Tanım ve Tarihsel Süreç

    Kısas, adaletin sağlanması amacıyla tarih boyunca birçok toplumda uygulanmıştır. “Cana can, göze göz, dişe diş” şeklindeki ifadeler, kısasın tarihsel süreçteki uygulamasını yansıtır. Bu anlayış, bireysel intikam ve toplumsal cezalandırma mekanizmalarını şahsi hakların korunmasıyla dengelemeye çalışmıştır. Tarihsel olarak kısas, hem maddi zararların tazmin edilmesi hem de toplumda caydırıcılık sağlaması açısından önemli bir yere sahiptir.

    Tevrat ve İncil’de Kısas: Yahudi hukukunda kısas cezaları ayrıntılı şekilde belirtilmiş ve şahsi intikamın bir parçası olmuştur. Hristiyanlıkta ise kısas, affetme duygusunun ön planda tutulmasıyla ahlaki bir öneri olarak ele alınmış, ancak hukuk alanında açık bir yasaklama veya teşvik bulunmamıştır.

    Cahiliye Dönemi Arap Toplumu: İslam öncesi Arap toplumunda kısas cezaları kabileler arası güç dengesine dayalı olarak uygulanmıştır. Ancak uygulamada genellikle aşırılıklar görülmüş, zayıf kabileler diyet ödemek zorunda bırakılmış, kadın veya köle gibi statü farklarına göre ayrımcılıklar yapılmıştır.

    2. İslam Hukukunda Kısas

    Kur’an ve Sünnet’te Kısas

    Kur’an’da kısas, dört yerde geçmekte ve genellikle öldürme ve yaralama suçlarına yönelik denklik ilkesini ifade etmektedir (el-Bakara 2/178-179; el-Mâide 5/45). Bu ayetlerde kısas, bir ceza yöntemi olarak tavsiye edilmekle birlikte, affetme veya diyet ödemeye alternatif olarak da sunulmaktadır. Hadislerde ise Hz. Peygamber, kısas uygulamalarını teşvik etmiş, ancak aynı zamanda affetmeyi övmüş ve mağdur tarafı bu konuda yönlendirmiştir.

    Kısasın Hukuki Çerçevesi

    İslam hukuku, kısas cezalarını hayat hakkını güvence altına almak, bireylerin dokunulmazlığını korumak ve caydırıcılık sağlamak amacıyla düzenler. Kısas cezaları genellikle şu temel prensiplere dayanır:

    1. Adalet ve Denklik İlkesi: Suçun cezası, suçun ağırlığına denk olmalıdır.
    2. Şikâyet Hakkı: Kısas talebi mağdur veya onun mirasçılarına aittir.
    3. Alternatif Cezalar: Kısas yerine diyet talep edilebilir veya mağdurun affı söz konusu olabilir.

    Kısasın Şartları

    1. Fail: Suçu işleyen kişi, ceza ehliyetine sahip olmalı (akıl sağlığı yerinde ve ergin) ve suçu kasten işlemiş olmalıdır.
    2. Mağdur: Mağdurun canı hukuken korunma altında olmalı; örneğin, bir savaşta öldürülen düşman kısasa konu olmaz.
    3. Fiil: Suç, kasten ve doğrudan mağdura yönelik olmalıdır. Taksirle işlenen fiillerde kısas uygulanmaz.
    4. Denklik: Özellikle yaralama suçlarında mağdura verilen zararın fail üzerinde birebir uygulanabilir olması gerekir.

    4. Kısasın Düşmesi

    1. Affetme: Mağdur veya mirasçıları, failin affedilmesini tercih edebilir. Bu durumda kısas düşer ve fail diyet ödeyebilir.
    2. Sulh: Taraflar arasında uzlaşma sağlanarak kısas yerine maddi bir tazminat belirlenebilir.
    3. Kısas Mahallinin Yok Olması: Failin ilgili organı kaybetmesi veya ölmesi durumunda kısas uygulanamaz. Ancak mağdur diyet talep edebilir.
    4. Akıl Sağlığının Bozulması: Failin akıl sağlığı cezadan önce veya sonra bozulursa kısas uygulanamaz.

     

    5. Toplumsal ve Hukuki Perspektif

    Kısas, İslam hukukunda hem bireysel hem toplumsal düzeyde adalet ve denklik sağlamayı amaçlayan bir ceza türüdür. Ancak affetme ve sulh gibi alternatiflerin teşvik edilmesi, kısasın toplumsal barışı bozucu etkisini sınırlamayı amaçlar. İslam toplumunda bu cezaların uygulanması, yalnızca yetkili mahkemelerce gerçekleştirilir ve bireysel intikam yasaklanmıştır. Bu durum, İslam’ın hukukun üstünlüğünü ve toplumsal düzeni koruma konusundaki hassasiyetini ortaya koyar.

    En iyi cevap

Cevapla