Paylaş
Kul Ve Kamu Hakkı
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Kul Ve Kamu Hakkı Nedir ?
Dinimize göre her insan hür doğar ve doğuştan bir takım haklara sahiptir. Bu haklar: yaşama, inanma, mal edinme, çalışıp kazanma, kazancını makul ölçülerde tasarruf etme vb. haklardır.
Bu hakları insan kendi hür iradesi ile kullanırken başkalarının hak ve hukukuna da riayet etmesi gerekir. İhlal edilen her hakkın geri ödenmesi çoğu zaman mümkün olmayabilir. Kişi, ya nefsine yenilir helalleşemez, ya da hakkını ihlal ettiği insanı daha sonra bularak helalleşmez.
Ahirete kalan hakların ödenmesi ise oldukça zor olacaktır. Babanın oğlundan, ananın kızından, kardeşin kardeşten kaçacağı, herkesin kendi derdine düşeceği, o dehşetli mahşer gününde helalleşmek pek kolay olmayacak, hak sahibi hakkından feragat etmedikçe Yüce Allah kul hakkını bağışlamayacağını bildirmektedir. Mü’min bu bilinçle hayatını düzenlemeli diğer insanlarla olan beşeri ilişkilerini bu ölçüye göre ayarlamalıdır.
İnsanlarla bire bir ilişkilerimizi düzenleyen ve insan hak ve hürriyetlerini koruma altına alan dinimiz. Allah hakkı kabul edilen kamu haklarını da güvence altına almıştır. Kamu haklarını koruma görevi millet adına devlete aittir.
Her mü’min bu hakları kollayıp gözetmekle yükümlüdür. Kamu mallarını haksız yollardan zimmete geçirmek, onları çalmak bir insana asla yakışmayan bir davranıştır.
Hiç kimsenin millet adına devlete ait olan hakları bağışlama, kaldırma, değiştirme veya kendisine yakın gördüğü kişilere hediye verme ya da bir eşyayı alana göz yumma hakkını kendinde görmemelidir.
Toplumun bütün fertlerinin bu hakları koruma-kollama yetki ve sorumluluğu vardır. Kur’an-ı Kerimde:“Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları rüşvet olarak vermeyin.”(1) buyrulmakta ve Sevgili Peygamberimiz (sav) de “Kişi haksız yere aldığı bir şeyi verinceye kadar sorumludur.” ikazında bulunmaktadır.
Ayet-i Kerime ve hadis-i şeriflerden anladığımıza göre, bize ait olamayan herhangi bir mala asla elimizi sürmemeliyiz.. Bu mal ister başka bir şahsa ait, ister kamuya ait olsun. şahsın malını haksız yere alan bir kişi ile karşı karşıya gelirken milletin malını haksız yollardan alan, başında tüyü bitmemiş yetim hakkı ile hesaplaşacaktır.
Kamu hakkını ihlal etmek için, o malı zimmetimize geçirmek gerekmez, bir kamu görevlisinin kendisine verilen hizmeti yerine getirmemesi, ya da bilinçli olarak işi yavaşlatması, vatandaşa vermesi gereken kamu hizmetinden kısmen veya tamamen mahrum bırakması da kamu hakkını ihlal etmeye girer. Hayatının her sahasında dikkati elinden bırakmayan mü’min bu alanda da çok titiz olmalıdır.
Öyleyse hiçbir ayrıcalığın söz konusu olmadığı, haklı-haksızın ortaya çıkarılacağı o hesap gününde, Yüce Allah’ın huzurunda mahcup olmamak için, kul ve kamu hakları konusunda hassas olalım. Rızkımızı, helal yollardan kazanmaya devam edelim. Kul haklarının affının ancak hak sahibinden helallik almaya bağlı olduğunu da unutmayalım.
Benzer Konular:
Answers ( 2 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Kamu hakki
Devlete ait bir sosyal tesisde hesap islerine bakiyorum bazen musterilere 3 5 lira indirim yapiyorum bu beni devlet hakkina sokarmi .oranin bir sorumlusu var bazen yakinlari geldiginde hesap aldirmiyor yada indirim yaptiriyor. Bu durum ahirette beni zor duruma sokarmi bundan mesul olurmuyum.birde bazen yanlis hesap aldigimiz oluyor 3 5 lira bu haklardan nasil kurtulurum
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Bu işletme devletin işletmesi ise kendi kafanızdan indirim yapamazsınız. Ancak amir, müdür kim ise onun oluru ile indirim yapmanız gerekmektedir.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İslam’da kul ve kamu hakları kavramının kökleri, Kuran’ın öğretilerine ve Hz. İslam, başkalarına hizmet etmenin, onların haklarını yerine getirmenin ve toplumun refahını artırmanın önemini vurgular. İslam’da kul ve kamu haklarına ilişkin bazı önemli noktalar şunlardır:
Kulluk Anlayışı: İslam, müminleri kulluk anlayışını benimsemeye, kendilerini Allah’ın kulları ve insanlığın hizmetkarları olarak tanımaya teşvik eder. Bu zihniyet alçakgönüllülüğü, özveriliği ve başkalarına yardım etmek ve hizmet etmek için samimi bir arzuyu vurgular. Müslümanlar, ister ebeveyn, ister eş, çalışan veya toplum üyesi rollerinde olsun, sorumluluklarını samimiyetle ve mükemmellikle yerine getirmeye teşvik edilir.
Adalet ve Dürüstlük: İslam, tüm etkileşim ve ilişkilerde adalet ve hakkaniyete büyük önem verir. Müslümanlara sosyal statüleri, ırkları veya dinleri ne olursa olsun başkalarına eşitlik ve adaletle davranmaları talimatı verilir. Bu, toplumun tüm üyeleri için haklara, fırsatlara ve kaynaklara eşit erişimin sağlanmasını içerir.
İnsan Onuruna Saygı: İslam, insan onurunun korunmasını temel bir ilke olarak kabul eder. Müslümanların her bireyin haysiyetine, şerefine ve haklarına saygı göstermesi gerekir. Bu, başkalarına fiziksel, duygusal veya sosyal olarak zarar vermekten kaçınmayı ve onlara nezaket, empati ve şefkatle davranmayı içerir.
Aileye Karşı Sorumluluk: İslam, aile birimi içindeki bireylerin hak ve sorumluluklarını vurgular. Müslümanlara anne babalarına, eşlerine, çocuklarına ve diğer aile üyelerine karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri emredilmektedir. Bu, onların fiziksel, duygusal ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılamayı ve sevgi, nezaket ve karşılıklı desteğe dayalı güçlü ve sağlıklı ilişkileri sürdürmeyi içerir.
Topluma Karşı Sorumluluk: İslam, Müslümanları topluluklarına aktif olarak katılmaya ve diğer topluluk üyelerine karşı sorumluluklarını yerine getirmeye teşvik eder. Bu, toplumun refahına ve gelişimine katkıda bulunmayı, sosyal adaleti teşvik etmeyi ve daha az şanslı olanların ihtiyaçlarını karşılamayı içerir. Müslümanlar, toplumu yükseltmek ve refahını artırmak için hayırseverlik, gönüllülük ve toplum hizmeti faaliyetlerine katılmaya teşvik edilir.
Hesap Verebilirlik ve Şeffaflık: İslam, kamu işlerinde hesap verebilirlik ve şeffaflığın önemini vurgular. Liderlerin ve kamu görevlilerinin halkın çıkarları doğrultusunda hareket etmesi, adaleti gözetmesi ve sorumluluklarını dürüstlükle yerine getirmesi gerekir. Müslümanlar, şeffaflığı ve iyi yönetişimi sağlamak için liderlerini sorumlu tutmaya ve karar alma süreçlerine katılmaya teşvik edilir.
Kamu Çıkarının Korunması: İslam, kamu yararının korunmasına (maṣlaḥah) ve zarardan kaçınmaya (mafsadah) öncelik verir. Bu ilke, Müslümanlara toplumun geneline fayda sağlayan etik ve sorumlu seçimler yapma konusunda rehberlik eder. Halkın refahını bozan veya zarar veren eylemleri yasaklar.
Özetle İslam, kul anlayışını teşvik etmekte, kul ve kamu haklarının yerine getirilmesine vurgu yapmaktadır. İnananları başkalarına hizmet etmeye, onlara haysiyet ve adaletle davranmaya ve ailelerinin ve topluluklarının iyileştirilmesine aktif olarak katılmaya teşvik eder. Müslümanlar, bu ilkeleri benimseyerek, İslam’ın öğretilerine dayalı, adil, merhametli ve uyumlu bir toplum yaratmaya çalışırlar.