Kur’an-ı Kerim Öğretim ve Tilâvetinin Psikolojik Açıdan Önemi Nedir?

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

sade kurani kerimli Hayirli Cumalar Facebook Gonderisi 1

Kur’an-ı Kerim Öğretim ve Tilâvetinin  Önemi Nedir?

İnsan, ruh ve bedenden müteşekkil bir canlı olup bu ikisinin birbirinden ayrılması mümkün değildir. Bedene can katan ruh, ruhun tezahürü ise bedendeki canlılıktır. Bedensiz ruh bir hayal, maddesiz mana bir vehimdir . Dolayısıyla bedenin gıda, su, hava gibi ihtiyaçlarını gidermek nasıl elzemse ruhu ihmal etmemek de o kadar elzemdir. Zira bu, insan olmanın, insanı diğer canlılardan ayrı tutmanın bir sonucu olup İslam dininde gerekli müeyyide ve ibadetlerin şeklî, bedenî tarafları olduğu kadar manevî ve ruha hitab eden yönleri de vardır.

Bir kurallar bütünü olmasına rağmen dinin asıl itibariyle duygularla yaşanacağı, söz konusu kuralların duygusuz uygulanmayacağı ve insan hayatının anlamdan yoksun olduğu oranda sığlaşacağı malumdur. Bu münasebetle ferdin hayatına anlam katmak için aşkın bir varlığa bağlanması kaçınılmaz olup gerçeği kabul ve idrak etme yeteneği olarak insanın fıtratı ve doğası her ne kadar farklı engellerle karşılaşsa da bu bağın kopmasına müsaade etmez. İşte Yüce Allah’ın gönderdiği Kur’an-ı Kerim, insan-Allah ilişkisinde hâkim konumda olup modern insanın yalnızlığına, çaresizliğine, buhranlarına karşı lafzının ve manasının eşsiz icazıyla güvenli bir sığınak, metin bir bağdır.

İnsanın müteal olana bağlılığının verdiği huzur yanında, aşkın varlığın sözlerini işitmesi, okuması, dinlemesi, anlaması hepsi ona değer katan, varlığını anlamlandıran eylemler olup bu eşsiz sözlere bağlılığın insan psikolojisi üzerinde derin etkileri olacağı şüphesizdir.

Her ne kadar dinde, duygu, düşünce ve sosyal münasebetler gibi beşerî ve toplumsal unsurlar yer alsa da nihayetinde kutsal bir mahiyete sahip olan dinin, insanın ferdî ve toplumsal hayatın izahına kâfi getiremediği bir şekilde ilâhî âleme, kutsala yönelişini ifade etmesi, bu yönelişte bir bağ olarak Allah kelamını önemli bir konuma getirmektedir. İşte bu Allah’la kulu arasındaki kutsal irtibat olan kitapta, Kur’an-ı Kerim’in bir dağa indirilmesi halinde o dağın Allah haşyetinden dolayı paramparça olacağının  ve Rablerinden haşyet duyanların beden ve kalplerinin Kur’an’la Allah’ın zikrine alışıp yumuşayacağının beyan edilmesi, Kur’an’ın insanı son derece etkileyen çok tesirli bir hitap olduğuna işarettir.

İnsanın fizyolojik ihtiyaçları olduğu gibi onlardan daha karmaşık şekilde ve içinde yaşanılan toplumun etkisiyle farklılık gösterebilen psikolojik ve sosyal ihtiyaçları da vardır. Bu ihtiyaçların başında bağlılık ihtiyacı gelirken insanda bir sığınma ihtiyacı olduğu da bir gerçektir. İşte Kur’an-ı Kerim’i öğrenmek, insanın Allah’a bağlılığının bir nişânesi olmak bakımından önem arz etmekle birlikte Kur’an’ın Allah kelamı olması hasebiyle Yüce Yaratıcı’yla kulun arasındaki bağ olmak bakımından da ayrı bir değeri vardır. Ayrıca insanın sığınma ihtiyacını Yüce Yaratıcı’nın sözlerine sarılarak temin etme durumu söz konusudur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de insanın Yüce Allah’a sığınması ve kalplerin ancak Allah’ı anmakla tatmin olacağı öğütlenmektedir.

Allah’ı anmanın ve O’na sığınmanın en güzel yöntemlerinden birisi şüphesiz kendisi de zikir olan Kur’an okumaktır. Bu sebeplerle insanın Kur’an’ı öğrenmesi, tilavet etmesi, ezberlemesi, dinlemesi, anlamını idrak etmeye gayret ederek buyruklarını yerine getirmesi, onun bağlılık ve sığınma ihtiyacını karşılama ve anlam krizlerine çare olma potansiyelini haizdir. Nitekim toplumumuzda gerek stres yönetimi gerekse çaresiz kalınan zor durumları atlatma ve sorunlarla başa çıkmada baş vurulan dini pratiklerin en önemlilerinden birinin Kur’an’dan bazı ayet ve sûreleri okumak ve böylece kaygılı durumlardan uzaklaşmak ve ruh sağlıklarını korumaya çalışmak  olduğu görülmektedir.

Toplumda cuma geceleri ve mübarek gecelerde camilerde ve evlerdeki Kur’an-ı Kerim tilavetleri yanında özellikle Ramazan aylarında mukabele geleneğinin sürdürülmesi, herkesin Kur’an’la ünsiyetini artırmakta çocuk, yaşlı, genç demeden bütün fertlerin Kur’an’la yüz yüze gelmesine vesile olmaktadır. Mezkûr Kur’an okuma ve dinleme faaliyetinde ana sebeplerden birisi de sevap kazanma düşüncesi olup bu düşüncenin de insana huzur veren ve onu rahatlatan bir yönü olduğu bilinmektedir.

Kur’an Kurslarında okuyan yetişkin bayanlarla yapılan mülâkâtlarda Kur’an öğrenmenin onları ne derece etkilediğine dair ilginç örnekler bulunmaktadır. Buna göre, onların hemen hepsi Kur’an’ı öğrenmeden önce, okumayı bilmemenin sıkıntısını çektiklerini öğrendikten sonra ise çok mutlu olduklarını ifade ederken Kur’an öğrenmenin, okumanın, dinlemenin psikolojileri üzerinde, anlamını bilmeseler ve bunun nasıl olduğunu izah edemeseler bile çok büyük tesirleri olduğunu, rahatlayıp huzura kavuştuklarını beyan etmişlerdir. Ayrıca Kur’an okumaya başladıktan sonra hayatlarındaki değişime dair farklı örnekler veren bayanlardan namaz kılmaya başladığını, şikayetlerinin azaldığını, boş zamanlarının dolduğunu, Allah’ın kendileriyle birlikte olduğunu ve O’na yakınlık hissettiğini, sabrı öğrendiğini belirtenler yanında çoğunluğu manasını da öğrenmek istediklerini ve Kur’an’ın kendilerine bir ferahlık verdiğini 82 ifade etmektedir. Örgün eğitimde seçmeli ders olarak seçilebilme imkânı sunulan Kur’an dersleri neticesinde Kur’an okuyan öğrencilerin de hemen hemen aynı tesirleri zikrettikleri ve rahatlayıp mutlu oldukları, bu dersten çıktıklarında kendilerini hafiflemiş hissederek Allah’la irtibat kurmanın güvenliğini duydukları  ve bu derslerin hayatlarına olumlu olarak yansıdığını belirtmişlerdir.

İnsanın psikolojisinin salim olmasında emniyet ve güven duygusu yanında özgüven, mensubiyet, sorumluluk, olumlu düşünce gibi duyguların ne derece ehemmiyetli olduğu izahtan varestedir. Kur’an okuma alışkanlıklarıyla bu duyguların irtibatını ele alan bir araştırmada, ergenlik çağındaki katılımcıların Kur’an okuma alışkanlıklarının Allah’la olan bağlarını güçlendirdiği, özgüvenlerini artırdığı, İslam ümmetine mensubiyetlerini güçlendirdiği, bir emniyet duygusu geliştirdiği, kendilerini psikolojik olarak olgunlaştırdığı, onlara bir sorumluluk duygusu verdiği, hayatın anlamı üzerinde olumlu düşünmelerini sağladığı şeklindeki cevaplar ve bu cevaplardaki oranların yüksekliği, Kur’an okumanın insan psikolojisi üzerindeki derin tesirini göstermektedir.

Çocukların camileri ziyaret etmek, ibadet ve dua etmek gibi tecrübeleri yaşamalarının dinî inançlarının şekillenip derinleşmesinde çok büyük rolü olduğu, Allah’ı sevdikleri ve O’na yakın olmak için de dînî pratikleri öğrenip uygulama eğiliminde oldukları  gerçeğinden hareketle Kur’an okuma, öğrenme ibadetinin de çocuklar üzerinde derin tesirler bırakacağını söylememiz mümkündür. Nitekim Allah kelamını okuduğunu düşünen kimse O’na yakınlığı hissedecektir. Hatta farklı ülkelerde yapılan deneysel çalışmalarda, Kur’an-ı Kerim dinlemenin kişilerin psikolojik iyi olma hallerini artırdığı gözlemlenmiştir.

Üstelik Kur’an-ı Kerim tilaveti sadece çocukluk yıllarında değil eğitimcilerin ileri yetişkinlik dönemi olarak adlandırıp benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk yılları olarak açıkladıkları ihtiyarlığın kendine has psikolojik zorluklarının üstesinden gelme ve yine insanın bağlanmaya olan ihtiyacını temin etme potansiyellerini haiz olan bir ibadettir. Yüce Yaratıcı’nın kelamıyla iştiğal edip hemhal olma, ölüm duygusuyla baş etmenin yanı sıra müteal olan aşkın varlığa bağlanmanın ve okudukça bağı sürekli hale getirmenin belki de en bariz göstergelerinden olup benlik bütünlüğüne ulaşabilmenin de anahtarını sunmaktadır.

Kur’an-ı Kerim’in okunup geçilecek bir kitap değil, daima okunan, okunması gereken, okundukça insanı etkileyen huzur ve sevinç kaynağı olması yanında kendisiyle ibadet edilmesi gibi sebepler, ona olan ihtiyacı ortaya koymakta ve bu da Müslümanın hayatının bir evresinde özellikle öğrenmeye daha yatkın olunan çocukluk evresinde Kur’an’ın öğrenilmesini elzem hale getirmektedir. Zira Müslüman olarak kulluk bilinci ve sevincini yakalayabilmek, yüce Allah’ın buyruklarına bağlılıkla ilintili olup bu bağın kuvveti oranında kulluk da kuvvetlenecektir. Ayrıca insanın Rabbinin sözlerini öğrenmek için çabalaması, o sözleri okuması, dinlemesi ona psikolojik bir rahatlık vereceği gibi özellikle ileri yaşlarda bunun hayattan mutmain olmaya vesile olması da muhtemeldir. Tabi bunun tersi de söz konusu olup Kur’an-ı Kerim’i bilmeyip, Yüce Allah’ın kendisine gönderdiği kitabını okuyamıyor olmak bir Müslümanın içinde yakıcı bir ukde olarak onu daima rahatsız eden bir özleme ve psikolojik baskıya dönüşecektir.

Sonuç olarak Kur’an-ı Kerim’in makamlı bir şekilde okunuşunun insanlar üzerinde etkili olması , Müslüman psikolojisi üzerinde Kur’an öğrenmenin olumlu, öğrenmemenin de olumsuz sonuçlar doğurması gibi sebepler, Kur’an öğrenmeye, onun eğitimine ve güzel okunmasına azami ihtimamın gösterilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Üstelik tilavet boyutuyla birlikte mananın da anlaşılması halinde Kur’an’ın engin ve eşsiz mana derinliklerine aşinalığın insan psikolojisi üzerinde çok daha etkili tesirler yapacağı gerçeği Kur’an eğitimini lafız boyutundan sonra mana boyutu olarak da sürdürmeyi hedeflemenin önemini hatırlatmaktadır.

Halil İbrahim ÖNDER

BENZER KONULAR:

Diğer Sitelerimiz:

dinisorusor.com

islamisorusor.com

mumsema.com.tr

Answer ( 1 )

    0
    2023-05-07T15:49:52+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Kur’an-ı Kerim’in öğretimi ve tilaveti, psikolojik açıdan birçok fayda sağlamaktadır. İşte bunlardan bazıları:

    1. Zihni sakinleştirir ve stresi azaltır: Kur’an-ı Kerim okumak veya dinlemek, zihnin sakinleşmesine ve stres seviyelerinin azaltılmasına yardımcı olabilir. Dinlenen ya da okunan ayetlerin anlamlarını düşünmek, zihni olumlu bir şekilde meşgul ederek sakinleştirici bir etki yaratabilir.
    2. İç huzuru sağlar: Kur’an-ı Kerim’in okunması veya dinlenmesi, insanların iç huzurunu bulmalarına yardımcı olabilir. Ayetlerdeki manaların anlaşılması, insanların hayatlarındaki sorunları çözmelerine ve olumlu bir bakış açısı kazanmalarına yardımcı olabilir.
    3. Özsaygıyı artırır: Kur’an-ı Kerim, insanlara kendilerine saygı duymalarını ve kendilerine güvenmelerini öğütler. Bu da, özsaygıyı artırarak insanların kendilerini daha iyi hissetmelerine yardımcı olur.
    4. Toplumsal dayanışmayı artırır: Kur’an-ı Kerim, insanların birbirleriyle dayanışma içinde olmalarını ve birbirlerine yardım etmelerini öğütler. Bu da toplumsal dayanışmayı artırır ve insanların birbirleriyle daha fazla bağ kurmalarına yardımcı olur.
    5. İyimserliği artırır: Kur’an-ı Kerim, insanların olumlu bir bakış açısı kazanmalarına ve iyimser olmalarına yardımcı olur. İnsanların hayatlarındaki olumlu yönleri fark etmelerine ve hayatlarında daha fazla şükretmelerine yardımcı olur.
    6. Ahlaki değerleri artırır: Kur’an-ı Kerim, insanların ahlaki değerlerini artırmalarına yardımcı olur. İnsanları dürüstlük, sabır, hoşgörü, merhamet, adalet gibi değerler konusunda teşvik eder.

    Sonuç olarak, Kur’an-ı Kerim’in öğretimi ve tilaveti, insanların psikolojik sağlığına birçok fayda sağlar. Bu nedenle, Müslümanlar, Kur’an-ı Kerim’i sadece dini bir kitap olarak değil, aynı zamanda psikolojik bir destek olarak da kullanabilirler.

Cevapla