Paylaş
Kur’an-I Kerimin Başka Dillere Tercüme Edilmesi
Question
Kur’an-I Kerimin Tercümesi
SORU: Ezher Üniversitesi Kur’an-ı Kerim’i yabancı bir dile tercüme etti mi? Kur’an’ı tercüme etmek haram mıdır? Haram değilse niçin tercüme edilmiyor? Haram ise niçin Ezher Üniversitesi yabancıların bu dini anlamaları için yabancı dilde kitaplar yayınlamıyor?
CEVAP: Kur’an-ı Kerim’i tercüme etmekten maksat onun başka bir dile harfi ve lafzı tercümesi[4] ise bu sakıncalı ve haram bir iştir, üstelik kimsenin de buna gücü yetmez. Bu işe teşebbüs edenler pekçok hatalara düşerler ve sayısız kötülüğün kapısını açarlar. Çünkü Kur’an-ı Kerim, başkalarının bir benzerini getirmekten aciz oldukları eşsiz bir Allah kelâmıdır.
Alemlerin rabbi olan Allah bu konuda şöyle buyurmaktadır:
De ki: “İnsanlar ve cinler, birbirlerine yardımcı olarak bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak için biraraya gelseler an-dolsun ki yine de benzerini ortaya koyamazlar.” (İsra/88)
Allah Teâlâ yüce kelamına öyle manalar, öyle işaretler, öyle rumuzlar ve öyle delâletler yerleştirmiştir ki, hiç bir şekilde ve hiç bir dilde onun yerine geçecek başka bir ifadeyi bulmak mümkün değildir. Hiç bir beşer ne kadar güç, kudret ve deha sahibi olursa olsun bu manaların hepsini başka bir lisana taşıyamaz. Ayrıca Kur’an’da öyle lafızlar vardır ki bunların karşılığını başka lisanlarda bulmak mümkün değildir. Mütercim onların yerine yakın manalı olduğunu zannettiği başka lafızları yerleştirdiği zaman, geçmişte ve gelecekte kendisini batıl kılacak hiç bir şeyin olmadığı ve hikmet sahibi, övülmeye layık olan Allah katından indirilen bu kitabı tahrif etmiş ve değiştirmiş olur.
Bu sebeple Reşit Rıza, Tefsir’inde şöyle der:
Kur’an’ın harfi tercümesi çok zordur ve pek çok kötülüğün ortaya çıkmasına yol açar. Böyle bir tercüme sakıncalıdır ve İslâm buna cevaz vermez. Çünkü bu, Kur’an’a ve Kur’an’a inananlara karşı işlenen bir cinayettir. Yapılacak tercümenin ne Kur’an, ne de Allah’ın kitabı diye isimlendirilmesi caiz değildir. Bu tercümeden herhangi bir şeyi Allah’a isnad edip de Allah şöyle buyurdu demek de caiz değildir. Çünkü Allah’ın kitabı Arabçadır. Bu, kesin nass-larla sabittir. Bu konuda her dönemdeki âlimlerin icmâı vardır. Bu icma, hakkında ihtilaf da olabilen usûli (metodik) bir icma da değildir. Harfi tercümede mesela icaz gibi Kur’an’ın lafzi ve manevi özelliklerinden hiçbir şey yoktur. Kur’an’ın harfi tercümesi Kur’an’a lafzında muhalif olduğu gibi manasında da muhaliftir. Onun Allah’a isnadı, yani Allah kelamı olduğunu söylemek Allah’a karşı bir iftiradır ve küfürdür. Hatta Kur’an’daki herhangi bir kelimeyi Arabçadaki müteradifi (eşanlamlısı) başka bir kelimeyle -mesela şüphe anlamına gelen reyb’i şek kelimesiyle değiştirmek gibi- değiştirmenin caiz olmadığında bütün müslümanlar icma etmişlerdir. Manevi tercümeye gelince bu, tefsirine ihtiyaç duyulan Kur’an âyetlerini başka bir lisan ile yorumlamaktan ibarettir ve bu haram değildir. Ve şeriatın da yararına olacak bir çalışmadır.
Tercümeden murat, Kur’an tefsirlerinden herhangi bir tefsirin tercümesi ise, böyle bir şeyi yapmak haram değildir. Ancak bu tercümenin bir Kur’an veya Allah kelamı olmadığının bilinmesi şarttır. Bu ancak, müfessirin Allah kelamından anlayabildiği şeylerden ibarettir. Allah kelamından anlaşılabilecek şeylerin tamamının bundan ibaret olduğunu söylemek de mümkün değildir.
Ezher-i şerif şimdiye kadar herhangi bir Kur’an tefsirinin tercümesini gerçekleştirmedi. Fakat Kahire’deki İslâmî İşler Yüksek Konseyi, bir grup Ezher ulemasının yardımıyla Kur’an’ın özlü bir tefsirini hazırladı ve bunu bastırdı. Âlimlerin ve fakihlerin okuyup istifade edebilmeleri için bu tefsirin İslâm alemine dağıtımını yaptı. Bu tefsir Kur’an’ın manalarım yabancı dillere tercümede Konsey’in elinde bir esastır. Konsey, gerekli düzeltme ve gözden geçirmeleri yaptıktan sonra bu tercümelerin ortaya çıkmasında bütün gücünü ve imkanlarını kullanacaktır.
Arab olmayanların İslâm prensiblerini öğrenmesi için Ezher yabancı lisanlarla bu kitaplardan bir bölümünü bastırdı. Sonra işi arzu edilen şekilde yürütemedi. Şu anda İslâmî İşler Yüksek Konseyi pek çok kitabın ve broşürün yabancı lisanlarla yayımım ve bütün İslâm âlemine dağıtımını yapmaktadır. Bu kitapları Ezher’in ve İslâm’ın meşhur bilginleri telif etmektedir.
Bütün müslümanlara düşen görev, yüce İslâm dininin esaslarını herkesin öğrenmesi için çalışmalara devam etmektir.
Answer ( 1 )
Kur’an-ı Kerim’in başka dillere tercüme edilmesi konusu, İslam dünyasında önemli ve tartışmalı bir mesele olmuştur. Kur’an, Arapça olarak indirildiği için, orijinal metnin anlamının tam olarak korunması çok önemlidir. Ancak, dünya genelinde birçok insanın Arapçayı bilmemesi sebebiyle, Kur’an’ın diğer dillere tercüme edilmesi gerekliliği de doğmuştur.
Kur’an’ın Tercüme Edilmesinin Zorlukları
Dilsel Zorluklar: Arapçanın kendine özgü gramer yapısı, kelime çeşitliliği ve anlam derinliği, tercüme edilirken anlam kaymalarına neden olabilir. Özellikle Arapçadaki bir kelimenin, başka bir dilde tam karşılığı olmamaktadır.
İzaha Gereksinim: Kur’an’da yer alan birçok kavram, başka dillere çevrildiğinde eksik veya yanlış anlaşılabilir. Bu yüzden tercümeler genellikle açıklamalar ve dipnotlar ile desteklenir.
Edebi Tarz: Kur’an, Arapçanın en güzel edebi biçiminde yazılmıştır. Bu, tercümelerin, Kur’an’ın orijinal üslubunu tam olarak yansıtmasının zor olmasına neden olur.
İslam Düşüncesindeki Görüşler
İslam alimleri arasında, Kur’an’ın tercümesinin ne kadar doğru olabileceği ve hangi biçimlerde yapılması gerektiği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.
Tercüme Olanakları: Çoğu İslam alimi, Kur’an’ın tam anlamıyla tercüme edilemeyeceğini belirtir. Çünkü tercüme, sadece metnin anlamını aktarır, ancak Arapçadaki edebi güzellik, ahenk ve ilahi anlamın derinliği tercümelerde kaybolur. Bu sebeple, Kur’an’ın tercümesi, bir anlamda “Arapçanın açıklaması” olarak kabul edilir.
Meali Kullanma: Kur’an’ın anlamını başka dillere aktarmak için en yaygın yöntem, “meal” adı verilen tercümelerdir. Bu tercümeler, Arapçadaki kelimelerin anlamını doğru bir şekilde aktarmayı amaçlar, ancak her zaman orijinal metnin edebi yönlerini taşımaz. Meal, genellikle dinî bilgi edinmek amacıyla kullanılır.
Orijinal Metne Sadakat: Bazı İslam alimleri, Kur’an’ın orijinal Arapça metnine sadık kalınması gerektiğini savunur. Bu görüş, özellikle ibadetlerde Arapçanın korunmasını ve sadece mealin açıklayıcı bir araç olarak kullanılmasını savunur.
Kur’an’ın Dünyada Farklı Dillere Tercümesi
Kur’an-ı Kerim, şu ana kadar pek çok dile çevrilmiştir. En yaygın olanlar:
Türkçe: Türkiye’de ve Türk dünyasında birçok meal ve tercüme bulunur.
İngilizce: İngilizce tercümeler, dünya genelinde en çok okunan Kur’an tercümelerindendir.
Fransızca, Almanca, İspanyolca: Batı dillerine yapılan tercümeler, İslam’ı daha iyi anlamak isteyen kişiler için önemlidir.
Çince, Rusça, Urduca: Daha fazla yerel dillerde de Kur’an tercümeleri yapılmıştır.
Sonuç
Kur’an’ın başka dillere tercümesi, İslam dünyasında hem bir ihtiyaç hem de bir zorluk olarak karşımıza çıkmaktadır. En doğru anlamı almak için, tercümeler, anlam açıklamaları ve orijinal Arapça metinle birlikte okunmalıdır. Kur’an’ı başka bir dilde okuyan bir kişinin, metnin derinliklerini tam olarak anlayabilmesi için Arapçayı öğrenmesi veya orijinal metne en yakın şekilde yapılmış açıklamalı bir meal okuması önerilir.