Paylaş
Kuranda ahiret inancı
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Kuranda Ahiret
Kur’an-ı Kerim, diğer ilâhî kitaplarla mukayese edilemeyecek kuvvette âhiret akîdesini telkin etmektedir. Bununla birlikte İslâmiyet dünyadan el etek çekmeyi hiçbir zaman tasvip etmez.
Dünya başlangıç, âhiret sonuç olduğuna göre ikisi arasında denge kurmak gereklidir.
İnsan âhirete hazırlanırken dünya nimetlerinden nasip almayı da unutmamalıdır (bk. el-Kasas 28/77). Önemli olan, dünyanın cazibesine kapılıp âhiret saadetini ihmal etmemektir. Çünkü, “dünya âhirete nisbetle geçici ve değersiz bir metâdan ibarettir” (er-Ra‘d 13/26). “Âhiret yurduna gelince, asıl hayat, huzur ve sükûn oradadır” (el-Ankebût 29/64; el-Mü’min 40/39). Hz. Peygamber’in, “Allahım! Asıl hayat âhiret hayatıdır, asıl saadet ebediyet saadetidir!” (Buhârî, “Cihâd”, 33; “Ṣalât”, 48) tarzında başlayan duası bu gerçeğin bir ifadesidir.
Kitap ve sünnete göre AHİRETE İMAN
İmanın şartlarından birisi de ahiret gününe iman etmektir. Ahiret hayatı, Allah’ın adaletinin gereği ve imtihan dünyasının sonucudur. Bütün imtihanların bir sonucu olduğu gibi, dünya hayatının da bir sonucu vardır. İnsanlar bu dünyada yaptıklarının karşılıklarını alacaklardır. Bu çerçevede Kur’an, sürekli olarak iman ve salih amelin cennetle; küfür ve günahın ise cehennemle karşılık göreceğini hatırlatarak bizleri uyarmaktadır. Bilindiği gibi; ölümden sonra bizleri başka bir âlemde, ebedi hayatın beklediğine inanmak, mümin olmanın şartlarından birisidir.
Ahirete iman; insanın hayatına bir hedef çizerek, onu her an iyiye ve güzele teşvik etmektedir. Ahlakımızı güzelleştirmekte ve ruhumuzu olgunlaştırmaktadır. Ahiret inancından yoksun toplumların bunalımlar, zararlı alışkanlıklar ve buhranlar içinde bulunmaları; inancımızın ne derece önemli olduğunu bizlere hatırlatmaktadır. Ferdi ve ictimaî huzurumuz için Allah ve ahiret inancımızı sağlam tutmamız ve kulluğumuzu güçlendirmemiz gerekmektedir. Ahirete hakkıyla iman eden bir insan, Allah’ın emir ve yasaklarına karşı dikkatli davranır, sorumluluklarını titizlikle yerine getirir. Bir gün, bu emir ve nehiylerin sahibi ile yüzleşeceğini ve yaptıklarından hesaba çekileceğini aklından çıkarmaz.
Ahirete inanan insan dünyada yaptıklarının karşılığını göreceğini bildiği için hayatını bir düzene sokar. Dünyanın bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu, gerçek hayatın ahirette olduğunu bilir. Bu konuda Kur’an da “Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Sorumluluk sahibi olanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır”[1] buyurulmaktadır
Ahiret inancı, insanı yok olma korkusundan kurtarır. Çünkü ahirete inanan insan için ölüm, geçici hayatın son bulması ve ebedi hayata bir yolculuktur. Önemli olan insanın ölümden korkmak yerine, kendini ölümden sonrası için hazırlamasıdır. Çünkü Peygamberimiz bir hadisinde “insanların en akıllısı, ölümü unutmayan ve ölüme hazırlıklı olan kimselerdir.”[2] buyurmuştur.
Ahirete hakkıyla iman eden bir kişi, her türlü kötülükten uzak durur. Herkesle iyi geçinir, kimseye haksızlık etmez. Doğru ve dürüst olmayı, iyilik yapmayı, insanlara hizmet etmeyi kendisine ilke edinir. Peygamberimiz bu konuda “Allah’a ve ahiret gününe inanan insan, ya ikram etsin ya iyilik yapsın, ya güzel söz söylesin ya da sussun.” buyurmuştur.
Ahirete inanan insan zorluklar karşısında sabreder. Asla yılgınlık göstermez, isyan etmez. Dünya menfaatinin geçici olduğunu bilir. Sahip olduklarından ahiret yurduna hazırlık olsun diye infakta bulunur. Zekâtını ve sadakasını verir.
Allah bizleri ahirete hakkıyla iman edip, o gün geldiğinde yüzleri ağaranlardan eylesin. bir ayet mealiyle bitiriyorum:“ Ey Rabbimiz ! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennemin azabından koru.”[3]
Benzeri konular:
- Geçimsiz insanın Ahirette durumu nedir?
- Allah’ın (c.c.) adil, merhametli ve affedici olması ile Ahiret inancı arasında nasıl bir ilişki vardır? Söyleyiniz.
- Dünya ile Ahiret hayatındaki ilişkiyi açıklayınız
- “Dünyada mekân, Ahirette iman” ne demektir?
- Aklı dengesi olmayanın Ahiretteki durumu
- Tümünü görüntüle.
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Kur’an’da Ahiret İnancı
Kur’an-ı Kerim, diğer kutsal kitaplarla kıyaslanamayacak şekilde ahiret inancını güçlü bir şekilde öğretir. Ancak İslamiyet, dünya hayatından tamamen el çekmeyi de tasvip etmez. Dünya, başlangıç; ahiret ise sonuç olduğuna göre, ikisi arasında bir denge kurulması gerektiğini belirtir. İnsan ahirete hazırlanırken dünya nimetlerinden de yararlanmalıdır (el-Kasas 28/77). Önemli olan, dünyanın cazibesine kapılıp ahiret saadetini ihmal etmemektir, çünkü dünya geçici ve değersizdir (er-Ra‘d 13/26). Asıl hayat ve huzur ahirettedir (el-Ankebût 29/64; el-Mü’min 40/39). Peygamberimiz de duasında “Allahım! Asıl hayat ahiret hayatıdır, asıl saadet ebediyet saadetidir!” diyerek bu gerçeği vurgulamıştır.
Kitap ve Sünnete Göre Ahirete İman
İmanın şartlarından biri ahiret gününe iman etmektir. Ahiret hayatı, Allah’ın adaletinin gereği ve dünya hayatının sonucudur. İnsanlar bu dünyada yaptıklarının karşılığını alacaklardır. Kur’an, iman ve salih amelin cennetle; küfür ve günahın ise cehennemle karşılık göreceğini sürekli hatırlatır. Ölümden sonra ebedi bir hayatın beklediğine inanmak, mümin olmanın şartlarındandır.
Ahiret inancı, insanın hayatına bir hedef çizer, onu iyiye ve güzele teşvik eder. Ahlakı güzelleştirir ve ruhu olgunlaştırır. Ahiret inancından yoksun toplumlar bunalımlar ve zararlı alışkanlıklar içinde olabilir. Bu inanç, ferdi ve toplumsal huzur için önemlidir. Ahirete hakkıyla iman eden bir insan, Allah’ın emir ve yasaklarına dikkat eder ve sorumluluklarını yerine getirir. Bu emir ve nehiylerin sahibi ile yüzleşeceğini ve yaptıklarından hesaba çekileceğini bilir.
Ahirete inanan insan, dünya hayatının bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu ve gerçek hayatın ahirette olduğunu bilir. Kur’an da “Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Sorumluluk sahibi olanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır” (el-En’am 6/32) buyurur. Ahiret inancı, insanı yok olma korkusundan kurtarır. Ahirete inanan insan için ölüm, geçici hayatın son bulması ve ebedi hayata bir yolculuktur. Önemli olan, kendini ölümden sonrası için hazırlamaktır. Peygamberimiz, “insanların en akıllısı, ölümü unutmayan ve ölüme hazırlıklı olan kimselerdir” buyurmuştur.
Ahirete hakkıyla iman eden kişi, kötülüklerden uzak durur, herkesle iyi geçinir, kimseye haksızlık etmez, doğru ve dürüst olur, iyilik yapar ve insanlara hizmet eder. Peygamberimiz, “Allah’a ve ahiret gününe inanan insan, ya ikram etsin ya iyilik yapsın, ya güzel söz söylesin ya da sussun” buyurmuştur. Ahirete inanan insan, zorluklar karşısında sabreder, yılgınlık göstermez ve isyan etmez. Dünya menfaatinin geçici olduğunu bilir ve sahip olduklarından ahiret yurduna hazırlık için infakta bulunur, zekatını ve sadakasını verir. Allah bizleri ahirete hakkıyla iman edip, o gün geldiğinde yüzleri ağaranlardan eylesin. “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennemin azabından koru.”