Paylaş
Kur’an’da akıl kavramı
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Kur’an-ı Kerim’de henüz çocuk yaşta Allah’ı arama gayreti içerisinde bulunan Hz. Ibrahim şöyle anlatilir: “Gecenin karanlığı onu kaplaymca bir yıldız gördü. “İşte Rabb’im budur.” dedi. Yildiz batinca da Batanları sevmem.” dedi. Ay’ı doğarken görünce, ‘Rabb’im budur.” dedi. O da batınca, ‘Rabb’im bana doğru yolu göstermezse elbette yolunu şaşırmış kimselerden olurum.’ dedi. Güneşi doğarken görünce, “Rabb’im budur zira bu daha büyük.” dedi. O da batinca dedi ki: ‘Ey kavmim! Ben, sizin (Allah’a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım. Ben, onun birligine inanarak yüzümü, gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.” (En’âm suresi 76-79. ayetler)
2-Bu ayetlerde Kur’an’ın akla yüklediği görevi en iyi ifade eden kavram hangisidir?
Answers ( 3 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Kur’an-ı Kerim’in akla yüklemiş olduğu bazı görevler vardır. Bunlar;
1. İbret almak (itibâr) (Nur Suresi, 44.ayet)
2. Akıl yürütmek (nazar) (Nahl Suresi, 66. ayet)
3. Derinliğine düşünmek (tedebbür, tefekkür) (Mü’minun Suresi, 68. ayet)
4. İnce bir kavrayışa sahip olmak (tefakkuh) (Âl-i İmran Suresi,191. ayet)
5. Düşünüp anlamak (tezekkür) (Bakara Suresi, 269. ayet)
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
AKLIN KELİME ANLAMLARI
Akıl soyut bir kavramdır, onun hakkında herkes bir şey söylemiş olsa da tarifi konusunda belirgin bir ittifak bulunmamaktadır.
Akıl, Arapça bir kelime olup لَ şekillendiği Kelimenin. mastarıdır kelimesinin يَ ْعقِ ل َعقَ kalıp itibariyle pek çok anlam ihtiva etmekle birlikte en temel anlamı bağlamak, tutmak ve korumaktır. İsim olarak karşılığı diyet, kale, kalb, sığınak, anlamak, hafıza idrak merkezi ve iyiyi çirkinden ayırma kabiliyetidir. Çoğulu “ukûl”dür.
Akıl, çocuğun anlayış ve temyiz çağına ulaşması, eşyanın hakikatini ve gerçeğini bilip idrak etmek anlamına da gelmektedir.
Aynı zamanda akıl, nefsin isteklerine karşı durup engellemesi, hevadan gelen dürtülere boyun eğmemesi anlamını da taşır. Akla, “kalb” de denilmiştir. “Aynı kelimeden türeyen ma’kûl kelimesiyle kastedilen de, doğrudan akıl olma yanında aynı zamanda kalp ile akletmedir ki, aynı zamanda bu Kur’an’ın da nazara verdiği bir akletme türüdür.
Kan diyeti ödemek manasına da gelen akıl, kurban ettiği yanlışların diyetini, kendine yönelip hatalarını görmekle ödemeye başlar. Yüce Allah’a karşı ve insanlara karşı yapmış olduğu hataların ve günahların tövbesi ve özrünü yaparak, adeta diyet ödemiş olur. “Saçlarını tararken, yapılan her bir darbe anlamında akıl ise tarağın saçlara bir düzen ve şekil verdiği gibi, zihne bir düzen verir. İnsanın psikolojik yapısını düzenleyerek, insan ilişkilerine şekil ve düzen verir.
Türkçe’de akıl us olarak ifade edilmektedir. Akıl ruhi bir melekedir ve Arapça’da bu melekenin bağlama özelliği dikkate alınırken, Grekçe ve Latince’de ayıklama, Türkçe’de ise kontrol etme yönü vurgulanmıştır. Farklı dillerde aynı ruhi melekenin, farklı yönlerinin dikkate alındığını söylemek mümkündür
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Kur’an’da Akıl ve Önemi
Kur’an, muhatabı olan insanı, düşünme, öğrenme, öğretme ve anlama ve bilme kabiliyetleri ile donatılmış bir varlık olarak tasvir eder. İnsanı diğer varlıklardan ayıran özelliklerin başında, onun akleden, bunun sonucunda da yeni ilim, sanat ve düşünceler ortaya koyan özelliği gelmektedir. Akıl insanı insan yapan, onun her türlü eyleminde ilahi emirlere karşı sorumluluk ve yükümlülük altına girmesini sağlayan önemli bir değerdir. Kulluk, onunla anlam kazanır. Dünya yaşantısından yararlanmak, ahiret yurdunun kazanılması yine ona bağlıdır. Eşya ve hayatın gerçek yapısı akıl nuru ile açığa çıkmakta, anlaşılmakta ve bilinmektedir. “Zira Kur’an akıl ve kalp gözüyle hak ve hakikati görmeyi temin eden ilahi bir kitaptır. Onun nurundan uzak kalanlar, karanlıkta kalırlar. Zira her şey, o nur ile görülüp anlaşılır ve bilinir.”
Kur’ân-ı Kerîm akletmeye çok büyük önem vermiştir. Çünkü insan, akletme niteliği sayesinde düşünen, karar verebilen, muhakeme edebilen, doğruyu ve yanlışı değerlendirebilen bir konumda yer almaktadır. Kur’ân-ı Kerîm’in pek çok ayetinde insan, akletme faaliyetinde bulunmaya, düşünmeye, öğrenmeye, kesin hükümlere ulaşmak için deliller aramaya davet edilmektedir. Buna ulaşmak ise ancak akli tefekkür ve istidlal sayesinde olmaktadır. Dünya ve ahirette insanı saadete ulaştıracak Kur’an tavsiyelerine uymak, ilmi ve dini gerçeklere ulaşmak ve bu gerçeklere uygun yaşamak, varlıklarda görülen nizam, ahenk ve güzelliğin mahiyet ve hikmetini anlamak ancak akletme ve zihin faaliyetleri ile olmaktadır.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Kur’an-ı Kerim’e göre insanı insan yapan onun her türlü aksiyonlarına anlam kazandıran ve ilahi emirler karşısında insanın yükümlülük ve sorumluluk altına girmesini sağlayan akıldır. Kur’an’da akıl kelimesi biri geçmiş, diğerleri geniş zaman kipinde olmak üzere kırk dokuz yerde fiil şeklinde geçmektedir. Bu ayetlerde genellikle “akletmenin” yani aklı kullanarak, doğru düşünmenin üzerinde durulmuştur. Kur’an terminolojisinde akıl “bilgi edinmeye yarayan güç” ve bu güç ile elde edilen bilgi şeklinde tarif edilmiştir