Kur’an’da Kıyamet Gününün Vasıfları

Question

Kur’an’da Kıyamet Gününün Vasıfları?

Kuranda Kiyamet

SORU: Meâric suresinin ilk dört âyetinin anlamı nedir?

CEVAP: Allah Teâlâ Meâric sûresinin başında şöyle buyurur:

Birisi, yükselme derecelerinin sahibi olan Allah katından inkarcılara gelecek olan ve hiç kimsenin savamıyacağı azabı istiyor. Melekler ve ruh (Cebrail), miktarı elli bin yıl süren bir günde O’na yükselir. (Meâric/1-4)

Ayette geçen seele kelimesi dua etti, çağırdı anlamına da gelir. Yani o kimse azabı kendisine çağırıyor. Nitekim bir kimsenin başına bir kötülüğün, bir felaketin gelmesini temenni etmek, beddua kelimesiyle ifade edilir. Sanki bu âyetin anlamı şöyledir: Adam, kâfirlere azabın gelmesini istiyor. Bu azap kıyamet gününde kâfirlerin başına mutlaka gelecektir. Bunda hiçbir şüphe yoktur.

Müfessirler burada azabı isteyen kimsenin kim olduğu konusunda pek çok görüş rivayet etmişlerdir. Onun Nadr ibn el-Haris olduğu söylenilmiştir. Çünkü o şöyle demişti:

Allahım! Eğer bu kitap, gerçekten senin katından ise bize gökten taş yağdır veya can yakıcı bir azap ver!

O ve Ukbe ibn Ebi Muayt Bedir savaşında öldürüldü. Bir görüşe göre de o Haris ibn Numan el-Fihri’dir. Ona, Hz. Peygamber’in (s.a) “Ben kimin mevlası (dostu) isem, Ali de onun mevlasıdır (dostudur)” sözü ulaşınca bu onun tuhafına gitti ve beğenmedi. Devesine bindi ve düz bir vadiye geldiği zaman devesini çöktürdü. Orada Hz. Peygam-ber’e (s.a) şöyle dedi: “Ey Muhammed! Allah’tan başka ilah olmadığına ve senin, Allah’ın elçisi olduğuna şehadet etmemizi istedin, bunu kabul ettik; malımızın zekatını vermemizi emrettin, kabul ettik; her sene Ramazan ayında oruç tutmamızı emrettin, kabul ettik; haccetmemi*zi emrettin, onu da kabul ettik; bütün bunlarla yetinmedin, sonunda amcanın oğlunu bize tercih ettin, bu senin kendi sözün mü, yoksa Allah’tan mı?” Rasûlullah (s.a) şöyle buyurdu:

Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin olsunki bu, Allah’tan başkasının sözü değildir.

Bunun üzerine Haris şöyle diyerek geri döndü: “Allahım! Mu-hammed’in söylediği gerçekten doğru ise, katından bize taş yağdır veya can yakıcı bir azap ver?” Haris bu sözü söyleyince tepesine bir taş düştü ve öldü, Bu konuda başka görüşler de vardır.

Ayette geçen minallahi zül meâricin ibaresinin anlamı şudur: Söz konusu azap, yükseklik, dereceler ve mertebelerin sahibi, her şeye gücü yeten, cezalandıran Allah’ın katından gelir. Zü’l-Meâric’in büyüklük ve yücelik sahibi anlamına geldiği de söylenir. “Melekler ve Cebrail ona yükselir” yani Allah’ın iyiliğine ve ikramına ulaşmak için melekler. Allah’ın kendileri için yarattığı yükselme derecelerinde yükselirler. Ruh ile kastedilen ise Cebrail’dir.

“Miktarı elli bin yıl süren bir günde” yani meleklerin yükseldiği bu mesafeyi başkaları yükselecek olsa çok uzun bir süre alır. “Elli bin sene” diye sayı belirtilmesinin sadece misal vermek için olduğu da söylenmiştir. Bu, bekleme yerindeki kıyamet sahnesinin uzunluğunu ve insanların orada karşılaşacakları sıkıntıları da ifade eder. Arablar sıkıntılı günleri uzunlukla, sevinçli günleri de kısalıkla nitelendirirler.

Ebû Said el-Hudri bu günden bahsederken şöyle demiştir: “Ne kadar da uzun bir gün?” Fakat Rasûlulah (s.a) şöyle buyurdu:

Nefsim kudretinde olan Allah’a yemin olsun ki bu gün (yani kıyamet günü), bir mü’min için dünyada iken kıldığı bir farz namaz süresi kadar hafif ve kısa olacaktır.

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

  1. İslam inancına göre, Kur’an’da Kıyamet Günü ile ilgili birçok ayet ve hadis yer almaktadır. Kıyamet Günü, dünya hayatının sona erdiği, tüm insanların yeniden diriltilerek hesap verdiği ve ebedi hayata geçtiği bir dönemi ifade eder. Kıyamet Günü’nün vasıfları arasında şunlar vardır:

    Büyük Sarsıntılar: Kıyamet Günü, yeryüzünün büyük bir sarsıntıya uğrayacağı, dağların yerinden oynayacağı ve her şeyin altüst olacağı bir dönemdir. Bu olaylar, evrensel bir çalkantıyı ve dünya düzeninin tamamen değişeceğini ifade eder.

    Göğün Yırtılması: Kıyamet Günü, göğün yırtılacağı ve Allah’ın büyük bir kudretle gökyüzünden inmesiyle başlayacak bir süreci içerir. Bu, insanların büyük bir korku ve hayranlıkla bu olayı izleyeceği anlamına gelir.

    Nefes Kestiği Zaman: Kıyamet Günü, insanların nefeslerinin kesileceği ve herkesin tamamen Allah’ın huzuruna odaklandığı bir zaman dilimini ifade eder. İnsanlar artık dünya hayatının geçiciliğini ve ahiret hayatının gerçekliğini tam olarak anlayacaklardır.

    Yer ve Gökyüzünün Değişimi: Kıyamet Günü’nde, yer ve gökyüzü birbiriyle değişecek, yeni bir düzen ve yaratım meydana gelecektir. Yer, düzleşecek ve genişleyecektir. Gökyüzü ise yeni bir form alacak ve insanları şaşırtacak bir görünüme sahip olacaktır.

    Hesap Verme: Kıyamet Günü, insanların amellerinin hesaba çekileceği ve herkesin yaptıklarının karşılığını alacağı bir dönemi ifade eder. İnsanlar, dünya hayatında yaptıkları iyi ve kötü işlerin sonuçlarına katlanacaklardır.

    Kıyamet Günü ile ilgili ayrıntılar ve detaylar İslam kaynaklarında daha geniş bir şekilde açıklanmıştır. Bu konuda Kur’an-ı Kerim ve hadisler, İslam alimleri tarafından tefsir edilmiş ve açıklanmıştır. İslam inancında Kıyamet Günü, insanları ahiret hayatına hazırlamak, sorumluluk ve hesap verme bilincini pekiştirmek ve Allah’ın kudret ve adaletini hatırlatmak amacıyla önemli bir konudur.

    En iyi cevap

Cevapla