Kuran’daki çelişkili ayetler

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

iki ayet ve çelişlki

 

bu ayet insanın mühürlenme ayeti
خَتَمَ اللّٰهُ عَلٰى قُلُوبِهِمْ وَعَلٰى سَمْعِهِمْۜ وَعَلٰٓى اَبْصَارِهِمْ غِشَاوَةٌۘ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظ۪يمٌ۟

buda imtihan ayeti
اِنَّا خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ اَمْشَاجٍۗ نَبْتَل۪يهِ فَجَعَلْنَاهُ سَم۪يعًا بَص۪يرًا

birinde mühürlemiş diğerinde imtihan ediyor soru şu imtahan edilecek olan insan ama Allah insanı mühürlemiş ve imtihan yolunu kapatmış Allah neden ayrımcılık yapıyor

Answer ( 1 )

    0
    2020-10-03T10:38:26+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal
    This answer was edited.

    Ayetler arasında çelişki yok, çelişki Kuranı anlamayaşınızda ve birbiri ile alakası olmayan ayetleri kıyaslamanızdadır.

    Bakara suresi 7. ayet:
    Allah onların kalblerini mühürlemiştir. Artık o kalplere herhangi bir nur girmeyeceği gibi, onlarda iman nuru da parlamaz. Müfessirler şöyle der: “Hatm, kapatıp mühürlemek demektir. Bu da şöyle olur: Kalplerdeki günahlar çoğalınca, onlardaki basiret nuru silinir. Artık, böyle kalplere iman, girecek bir yol bulamadığı gibi, küfür de bunlardan çıkış yolu bulamaz. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Tam aksine, küfürleri sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur” “Onların kulakları ve gözleri üzerinde perde vardır.” Dolayısıyle hidayet nurunu göremez, hakkı işitemez, anlayamaz ve idrak edemezler. Zira onların gözleri ve kulakları sanki kaim perdelerle ka­patılmıştır. Bundan dolayı hakkı görüp de ona uyamazlar, işitip de onu ko­ruyamazlar. Ebu Hayyân şöyle der: “Allah, hakkı kabul etmedikleri için ku­laklarını ve hidayet nurunu görmek istemedikleri için de gözlerini, menfezleri kapatılmış, kendisine yararı olan herhangi bir şeyin içeri girme­sine engel olan bir örtü ile örtülmüş ve üzeri mühürlenmiş bir kaba benzet­ti. Yani bu organlar sıhhatli olmalarına ve idrak güçlerinin yerinde ol­masına rağmen, hayrı görme, işitme ve onu kabul etme melekelerinden mahrumdurlar.

    Bu âyette istiare sanatı vardır. Allah’ın âyetlerini yalanlamaları, küfürleri ve cürümleri sebebiyle, onlar için âhirette şiddetli ve sonsuz bir azap vardır.
    —————————-

    İnsan suresi 2. ayet
    Şüphesiz biz, kudretimizle o insanı hakîr bir damla sudan yarattık. O su, erkeğin sulbünden akıp gelen ve kadının me­nisi (dişilik yumurtacığı) ile birleşen menidir. İşte o iki sudan bu hari­kulade mahluk meydana gelir. İbn Abbâs şöyle der: Karışımlar de­mektir. Erkeğin menisi ile kadının menisi bir araya gelip de birbirine karıştığında bu adı alır. Bundan sonra bu karışım, tavırdan, tav ıra ve halden hale geçer” İnsanı bu şekilde yarattık ki onu ilahî emirler ve şer’î yükümlülüklerle imtihan edelim de şükür mü edecek yoksa nankörlük mü edecek görelim!? Yaşayışında dosdoğru mu olacak, yoksa doğru yoldan sa­pacak mı? bilelim, Bunun için insanı akıllı ve iyiyi kötüden ayıracak özellikte yarattık; onu görür ve işitir kıldık ki, inen âyetleri işitsin ve hikmet sahibi yaratıcının varlığını gösteren kevnî delilleri görsün. Fah-reddin Râzî şöyle der: Yüce Allah, insana, kendisiyle imtihan edilebilecek şeyleri yani görme ve işitme özelliğini verdi. Bu ikisi anlamak ve iyi ile kötüyü birbirinden ayırmaktan kinayedir. Nitekim Yüce Allah, İbrahim (a.s.)’in, babasına şöyle dediğini beyan eder. “Babacığım, işitmeyen ve görmeyen şeye niçin taparsın?!” Âyette geçen kelimele­rinden bazen, bilinen iki duyu organı yani kulak ve göz kastedilir. Bunlar duyu organlarının en önemlisi ve en şereflisi olduğu için Yüce Allah bun­ları özellikle zikretti

    En iyi cevap

Cevapla