Kurandaki süreleri yanlış okursak ölülere ulaşmaz mı

Question

Kurandaki süreleri yanlış okumak

kuran kursunda bir hocamiz ölülere okunan sürelerin cok dogru okunmasi gerektigini yoksa ölülere ulasmayacagini soyledi.

bir cemaatin sohbetine gittim oradaki hoca ise kuran okurken yanimiz iki melegin beklediğini biz yanlis okuyunca duzeltigini soyledi

dua okurken ister istemez hatalar oluyor ölülere ulasmiyormu yada kabul olmuyormu

Cevap:

Kur’an-ı Kerim okumak zikirlerin en üstünüdür. Hz. Âişe’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyuruyor: “Kur’an okuyan ve bu hususta maharetli olan kişi ‘sefere’ (denilen) şerefli ve itaatkâr meleklerle beraberdir. Kendisine zor geldiği hâlde Kur’an okuyana ise, iki sevap vardır (biri okumasından diğeri de zorlanmasından dolayı).” (Ebû Dâvûd, Vitir, 14, 1454)

Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’in tertîl üzere okunmasını istemiştir (Furkân, 25/32; Müzzemmil, 73/4). Tertîl kelimesi Kur’an’ı yavaş yavaş, anlamını düşünerek, harflerin mahreçlerine ve tecvit kurallarına dikkat ederek, anlama göre sesini yükseltip alçaltarak ve itina ile okumak anlamına gelir.

Kırâat âlimleri, Kur’an-ı Kerim’in üç şekilde okunabileceğini ifade etmişlerdir. Okuyuştaki sür’ati ilgilendiren bu üç şekil şunlardır:

a) Tahkîk: Kur’an tilavetinde her harfin hakkını vermek, medleri yeterince (mertebelerine uygun bir şekilde) uzatmak, harekeleri birbirinden ayırmak, şeddeleri tam yapmak ve ğunnelerin hakkını vermektir. Kırâatın en yavaş icra edildiği okuyuş şekli olan bu tarzda; medd-i tabiî 1 elif, medd-i lîn 3 elif, diğer medler ise 4’er elif uzatılarak okunur.

b) Hadr: Kur’an-ı Kerim’i tecvid kurallarına uymak şartıyla en hızlı okuyuştur. Hadr ile okuyuş tecvid kuralları ihmal edilmeden sadece sür’atin artması demektir. Bu okuyuşta; medd-i tabiî, medd-i munfasıl, medd-i ârız ve medd-i lîn 1 elif (medd-i lînde sükûnü lâzım olan yerler hariç); medd-i muttasıl 2 elif ve medd-i lâzım 3 elif uzatılarak okunur. Hadr usûlü daha çok hatim, mukabele ve teravihlerde tercih edilmektedir.

c) Tedvîr: Bu usûl, tahkîk ile hadr arasında orta yollu bir okuyuş şeklidir. Tedvîr ile okuyuşta; medd-i tabiî 1 elif, medd-i lîn 2 elif, medd-i muttasıl, medd-i munfasıl, medd-i ârız 3’er elif; medd-i lâzım ise 4 elif miktarı uzatılarak okunur (Bkz. Karaçam, Kur’an-ı Kerim’in Faziletleri, s. 176-178; Gülle, Tecvid, s. 451-454).

Bütün okuyuş usullerinde ihfa, iklab ve ğunneli idğamlar, bir harfin okunuşundan çok, iki harfin okunuşundan az yani bir elif miktarına yakın tutularak okunurlar (Bkz. Gülle, Tecvid, s. 318, 327, 336, 343-344).

Bu üç okuyuş tarzının dışında bir de caiz olmayan okuyuş şekli vardır ki, buna “hezrame” veya “tahlît” denir. Bu okuyuşta harfler, kelimeler birbirine karışır, okuyuş bozulur. Kur’an-ı Kerim’i bu şekilde okumak caiz görülmemiştir (Pakdil, Ta’lim, s. 35-36).

Sonuç olarak okuyucu o anki durumuna ve vaktine göre bu üç tarzdan herhangi birine göre okuyabilir. Hatta birini okurken, gerekiyorsa diğer okuyuş usulüne geçebilir. Bu konuda okuyucu muhayyerdir. Bunlar içinde en çok tercih edilen usul tedvirdir.  Sizler okuduğunuz kuran-ı kerimin sevabını ölülerinize bağışlaya bilirsiniz.

Benzer Konular:

Cevapla