Kuranı İlmi olmadan “Bana göre” diyerek Tefsir etmek

Question

İlimsiz Tefsir
“Bir kimse ilmi olmadan ‘bence, bana göre’ diyerek kendi aklına göre Kur’an’ı açıklarsa, İslam’ı anlatırsa, cehennemdeki yerine hazırlansın.” diye bir hadis var mıdır?

SORU: Aşağıda zikrettiğim şu hadisin anlamı nedir? Kim Kur’an hakkında ilimsiz söz söylerse (tefsir yaparsa) cehennemdeki yerine hazırlansın?

CEVAP: Bu hadis iki şekilde rivayet edilmiştir: Bunlardan birincisi şöyledir:

Kim Kur’an hakkında ilimsiz söz söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın.

İkincisi ise şöyledir:

Kim Kur’an’ı rey ile tefsir ederse cehennemdeki yerine hazırlansın.

Her ikisi de Abdullah ibn Abbas’tan (r.a) rivayet edilmiştir.

Bu hadisten neyin kastedildiğini anlamamız için Kussatü’t-Tefsir isimli kitaptaki şu bilgileri iyi düşünmemiz gerekir: Kur’an’ın tefsiri son derece ciddi bir iştir. Çünkü âlemlerin rabbi olan Allah’ın kelamiy-la ilgilidir. Tefsirde sânı yüce olan Allah’tan haber vermek vardır. Şayet bir insandan haber vermek söz konusu olsaydı bu gayet kolay olurdu. Bunun içindir ki seleften pekçokları tefsir yapmaktan korkarlardı. Mesela Mesrûk şöyle derdi:

Tefsirden sakının, zira o, Allah’tan rivayet demektir.

Said ibn el-Müseyyeb’e bir âyetin tefsiri sorulduğu zaman şöyle derdi:

Biz Kur’an hakkında hiç bir şey söylemeyiz.

Şa’bi de şöyle derdi:

Allah’a yemin olsun ki senin sorduğun hiç bir âyet yoktur ki onunla ilgili söylenecek söz Allah’tan bir rivayet olmasın. (Yani Allah’tan rivayette bulunuyormuş durumuna düşmekten nasıl kor-karsam bir âyet hakkında konuşmaktan da o derece korkarım, demek istiyor).

Müsteşrik Goldziher, Mezahib’ut-Tefsiri’l-İslâmî isimli kitabında hicri ikinci asrın başlarında bile tefsirle meşguliyete ürkek ve çekingen bir nazarla bakıldığına dair örneklerin bulunduğunu zikreder. Ancak bu çekingenliğin sadece hakkında bilgi sahibi olmadıkları ve yeterli rivayet ve nakile ulaşamadıkları konularda olduğu da aşikardır. Yukarıdaki hadis de buna göre yorumlanır. O halde bir insanın yeterli bilgisi ve dirayeti olmadan, nüzul sebebine dayanmadan veya Arabça’yı bilmeden, kelâmın anlamlarına ve maksatlarına aşina olmadan tefsir yapmaya cüret etmesi caiz değildir.

Ancak İbn Kesir’in de dediği gibi bu konuda seri ve lügavi yönden bilgi sahibi olan kimsenin söz söylemesine gelince, bunda bir sakınca yoktur. Bu sebeple bazı zamanlar tefsir yapmaktan imtina eden kimselerin başka zamanlarda bu konuda konuştukları ve tefsir yaptıkları rivayet edilmiştir. Aynı kişilerde müşahade edilen bu farklı durumlar arasında bir çelişki yoktur. Çünkü onlar bildikleri konularda konuşmuşlar, bilmedikleri konularda da sûküt etmişlerdir. Her insanın yapması gereken de budur.

Bilmediği konularda sûküt etmesi gerektiği gibi, bildiği şeylerden bir şey sorulduğu zaman da cevap vermesi gerekir. Aşağıda zikredeceğimiz şu hadis de bu duruma işaret ediyor:

Kim kendisine bildiği bir şey sorulur da cevap vermez ve bunu gizlerse kıyamet günü kendisine ateşten bir gem vurulur.

Müfessirlerin piri İbn Cerir et-Taberi ilimsiz olarak Kur’an’ı tefsir etmekten meneden pek çok hadis nakletmiştir. Bu meyanda Abdullah ibn Abbas’ın ve Hz. Ebubekir’in sözünü de zikretmiştir. İbn Abbas şöyle demiştir:

Kim kendi görüşüyle Kur’an’ı tefsir ederse cehennemdeki yerine hazırlansın.

Ebû Bekir Sıddık (r.a) ise şöyle demiştir:

Allah’ın kitabı hakkında kendi görüşümle veya bilmediğim halde konuştuğum zaman hangi arz beni üzerinde taşır ve hangi gök beni gölgelendirir?!

İbn Cerir et-Taberi daha sonra şunları söyler:

Ancak Rasûlullah’ın (s.a) beyanıyla veya ibaresinin delaletiyle bilinebilecek âyetleri bir kişinin kendi görüşüyle tefsir etmesi caiz değildir. Hatta böyle âyetleri kendi kafasından yorumlayan kimse bu yorumunda isabet etse bile kendi görüşüne göre tefsir ettiğinden dolayı hata etmiş demektir. Çünü onun isabet etmesi, kendisinin gerçeği bulduğuna kesin olarak inanan kimsenin isabet etmesi gibi değildir. Sadece zan ve tahminde bulunan kimsenin isabet etmesi gibidir. Allah’ın dini konusunda zan ile konuşan kimse, Allah hakkında bilmeden konuşan kimse demektir. Allah Teâlâ Kitabında kullarına bunu yasaklamış ve şöyle buyurmuştur:

De ki: “Rabbim ancak açık ve gizli fenalıkları, günahı ve haksız yere tecavüzü, hakkında hiç bir delil indirmediği şeyi Allah’a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.” (A’raf/33)

O halde ancak Rasûlullah’ın (s.a) beyanıyla bilinebilecek hususlarda Allah’ın kitabını rey ile te’vil eden kimse, bu tevilinde Allah’ın kasdettiği manaya uygun bir te’vil yapsa bile bilmediği hususta konuşmuş demektir. Çünkü Kur’an hakkında bilmeden söz söyleyen kimse Allah hakkında bilmeden söz söyleyen kimse demektir.

Böylece görüyoruz ki hadis-i şerif bilmeyen ve anlamayan bir kimsenin Kur’an-ı Kerim’i tefsir etmeye cüret etmekten sakınması gerektiğini ifade etmektedir. İlim ve marifet sahibine gelince, onların bir nur ve basiret üzere Allah’ın kitabından anlayabildikleri manaları çıkarmalarında bir sakınca yoktur.

 

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

  1. Kur’an’ı ilmî olmadan “Bana göre” diyerek tefsir etmek, ciddi bir sorundur ve yanlış bir yaklaşımdır. Tefsir, Kur’an’ın doğru bir şekilde anlaşılması için derin bir bilgi ve birikim gerektiren bir bilim dalıdır. Tefsir yaparken, bir kişinin yalnızca kişisel görüşlerine dayalı yorumlar yapması, hem dini anlamda hatalara yol açabilir hem de Kur’an’ın mesajını yanlış bir şekilde aktarabilir.

    Kur’an’ın anlamını anlamak ve doğru bir şekilde tefsir yapmak için, birkaç önemli faktör göz önünde bulundurulmalıdır:

    Dil ve Gramer Bilgisi: Kur’an Arapçadır, dolayısıyla Arapçanın dil bilgisi ve edebi yapısına hakim olmak önemlidir. Bir kelimenin, cümlenin veya ayetin doğru anlaşılabilmesi için Arap dilinin incelikleri çok iyi bilinmelidir.

    İlmî Yöntem: Tefsir, belirli metodolojik ilkelerle yapılır. Bunlar arasında hadisler, sahabe ve tabiin görüşleri, tarihsel bağlam, nüzul sebepleri (ayetlerin indiği koşullar) ve abrogasyon (nesih) gibi konular yer alır.

    İslam’ın Temel İlkeleri: Tefsir yaparken, İslam’ın temel inanç ve ibadet esaslarına dayalı bir çerçeve içinde kalmak gereklidir. Kişisel yorumlar, İslam’ın temel ilkeleriyle çelişmemelidir.

    İlim Sahiplerinin Görüşleri: Tefsir, genellikle alimler tarafından yapılır ve bu alimlerin çoğunlukla belirli bir birikim ve mürekkep ilimlerle donanmış olması gerekir. Bu birikim olmadan, bir kişinin sırf kendi görüşlerine dayalı yorum yapması, dini anlamda ciddi hatalara yol açabilir.

    Sonuç olarak, “Bana göre” diyerek kişisel bir yorum yapmak, hem Kur’an’ın anlamını çarpıtabilir hem de dini toplumu yanlış yönlendirebilir. Kur’an’ı doğru anlamak için ilmî bir yaklaşım gereklidir ve bu yaklaşım sadece kişisel görüşlerle değil, Kur’an’ın nüzul sebebi, hadisler, sahabe yorumları ve diğer tefsir kaynaklarıyla şekillendirilmelidir.

Cevapla