Levh-i mahfuz nedir?

Question

Levh-İ Mahfuz Nedir, Kuran’da Nasıl Geçer?

LEVHİ MAHFUZ

Kur’an-ı Kerim’de vahyin indiriliş aşaması ile ilgili kilit kavramlardan biri Levh-i mahfûz’dur. Sözlükte “yazı yazmaya uygun yassı ve düzgün yüzey” anlamındaki levh ile “korunmuş” mânasındaki mahfûz kelimelerinden oluşan levh-i mahfûz “üzerine yazı yazılan, silinmekten ve değişikliğe uğramaktan korunmuş düzgün satıh” demektir.

Levh-i mahfûz terkibi, Kur’an’ın çok şerefli ve değerli olduğu ifade edilen Bürûc suresinde geçmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de levh-i mahfûz yerine “kitâb” , “kitâb-ı mübîn”, “kitâb-ı meknûn”, “kitâb-ı mestûr”, “ümmü’l-kitâb” tamlamaları da kullanılmaktadır. Söz konusu kavramlar farklı anlamlara gelmesine rağmen, İslam bilginlerin çoğuna göre, Kur’an’da bu tamlamalarla kastedilen şey levh-i mahfûz olarak yorumlanmaktadır.

Kelam bilginleri, levh-i mahfuz kavramı ile ilgili farklı yorumlar getirmişlerdir. Zerkani, Kur’an’ın gerçek nüshasının bu levhada yazılı olduğunu, elimizde bulunan mushafın ise bu levhada yazılı olan metne uygun olarak tertip edildiğini ifade etmektedir.

İbn Teymiyye ise, levh-i mahfûzu Kur’an’ın inzal edilmeden önce yazılı bulunduğu bir levha olarak anlatmaktadır.  Bu görüşlere ilaveten Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır da, “levh-i mahfûzu yazıcı meleklerin ilahi ilmi kaydettikleri yer veya semavi kitapları oradan istinsah ederek elçi Cibrîl’e sundukları mekan” olarak tarif etmektedir.

“Erken dönem kelami tartışmalara bakıldığında levh-i mahfuz, kitap ve ümmü’l-kitap kavramlarıyla bağlantı kurularak ilahi ezeli bilgi ve kader problemi etrafında ele alınmıştır. İnsanın davranışları, ezeli ilahi ilmin içerisine sokulmuş ve hafaza meleklerinin insan fiillerini asıl nüsha olan ümmü’l-kitab’dan istinsah ettikleri ve insanların ise buradaki kayda göre amelde bulundukları iddia edilmiştir.

Bu tartışmalardaki cebir anlayışını reddetmek için Ebu Hanife, levh-i mahfûzu farklı yorumlamış ve Allah’ın her şeyi varlıkları yaratmadan evvel ezelde bildiğini, Allah’ın her şeyi levh-i mahfuza kader ve hüküm olarak değil, vasıf olarak yazdığını ifade etmektedir.”

“Kelami tartışmalar içerisinde varlık ve kader konuları çerçevesinde yorumlanan ve tartışılagelen levh-i mahfuz kavramı, ezeli ilahi ilmin kapsamı içerisinde bütün varlıkların kaderini içeren bir kitap olarak anlaşılmaktadır. Böyle bir anlamlandırma sürecinde bu kavram, Kur’anî kavramlardan olan Kitâb, Ümmü’l Kitâb ve Kitâb-ı Mübîn gibi farklı anlam alanlarına sahip kavramlarla aynileştirilerek anlam kaymasına uğramıştır.”

Esasında levh-i mahfuz kavramı Kur’an’ın nüzulü ile alakalı olarak ele alınması gereken kavramların başında gelmektedir. Levh-i mahfuz, vahiy sürecinde vahyin kaynağı olan Allah ile elçi Cibrîl arasında varlıksal düzlem farkı bulunmasından dolayı oluşturulan özel bir alanı ifade etmektedir.

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

    0
    2023-04-30T12:25:34+03:00

    Levh-i Mahfuz, İslam inancına göre evrenin yaratılışı sırasında Allah’ın tüm evrenin ve insanların kaderlerini önceden belirlediği ve bu kaderlerin kaydedildiği kayıt defteri olarak kabul edilir. Levh-i Mahfuz, “Saklı Levha” anlamına gelir ve Allah’ın tüm yaratıkların hayatlarını, ölümlerini, geleceklerini, iyiliklerini ve kötülüklerini kaydettiği bir kitap olarak düşünülür.

    Levh-i Mahfuz’un Allah’ın ilmi ve hikmetiyle dolu olduğu düşünülür ve insanların kaderleri bu kitapta kayıtlıdır. İnsanlar, bu kaydı bilmezler ve hayatlarını yaşarlarken kaderleri gerçekleşir.

    Kuran’da, Levh-i Mahfuz’dan birkaç kez bahsedilir. Örneğin, “Biz her şeyi apaçık bir kitapta yazdık” (Yasin, 36:12) ve “Allah katında kitaplar vardır ve işlerinizi kaydeder” (İbrahim, 14:52) gibi ayetlerde Levh-i Mahfuz’a atıfta bulunulur.

    Levh-i Mahfuz, Allah’ın ilmi ve hikmetiyle dolu olan ve insanların kaderlerini kaydettiği bir kitap olarak düşünüldüğü için, İslam inancına göre hiç kimse kaderini değiştiremez. Ancak, insanlar özgür iradeleriyle seçim yapabilir ve bu seçimler kaderlerinde belirtilmiştir.

    En iyi cevap

Cevapla