Paylaş
Maliki Mezhebine Göre Orucu Bozan Durumlar
Question
Maliki Mezhebi Orucu Bozan Şeyler
Mâlikî Mezhebinde orucu bozan haller
A- Hem Kaza hem Keffâret Gerektiren Durumlar:
Mâlikî mezhebinde keffâreti gerektiren durumları önce iki guruba ayırmak gerekir:
a- Ramazanda “Orucu Ertelemeyi veya Başlanmış Orucu Bozmayı Mubah Kılan Özürler” başlığında belirtilen özürlerden biri fiilen bulunmadığı halde oruçtutmama niyeti ile sabahlamış olmak,
b- Ramazan orucunu eda ederken hem şekil hem öz veya sadece şekil itibariyle orucu bozan bir fiili bilerek, isteyerek ve dinen geçerli bir özrü bulunmadan işlemek.
İkinci durumun meydana gelmiş sayılması için aranan şartlar şöyle açıklanabilir:
1- Bozulan orucun Ramazan orucunun edası olması.
Ramazan orucu dışındaki oruçların (meselâ keffâret veya adak orucunun) bozulmasından ötürü keffâret gerekmediği gibi, kaza edilmekte olan Ramazan orucunun bozulması sebebiyle de keffâret gerekmez.
2- Oruç yasağının bilerek ve isteyerek ihlal edilmesi.
Hata ile veya unutarak orucunu bozan kimseye keffâret gerekmez.
3- Orucu bozmak için dinen geçerli bir özrün bulunmaması.
Şu durumlarda oruç yasaklarının ihlâlinden ötürü keffâret gerekmez:
a- “Orucu Ertelemeyi veya Başlanmış Orucu Bozmayı Mubah Kılan Özürler” başlığı altında sayılan özürlerden biri sebebiyle.
Bu Özürlerden biri orucu kasden bozduktan sonra meydana gelirse (mesela kişi orucu bozduktan sonra hastalansa veya yolculuğa çıksa yahut kadın orucu bozduktan sonra âdet görmeye başlasa) -mezhepte yaygın görüşe göre- artık keffâret hükmü düşmez.
b- Dinen mazeret olarak kabul edilen bilgisizlik sebebiyle.
Ramazan ayının girdiğini bilmeme veya yeni müslüman olduğu için oruç yasaklarını ihlâl etmenin haram olduğunu bilmeme örneklerinde olduğu gibi.
c- Orucu bozmayan fakat bozulduğunu düşündürebilecek bir fiilden sonra orucunun bozulduğunu zannetmesi sebebiyle.
Unutarak veya zor altında orucunu bozduktan sonra artık oruca devam etmesi gerekmediğini zannetmesi örneklerinde olduğu gibi kabul edilebilir bir yanlış kanaat keffâreti düşürürse de, mesela gıybet etmekten dolayı orucunun bozulduğunu zannederek orucunu açan kimseye keffaret gerekir.
d- İmsak vaktinin henüz başlamadığını veya iftar vaktinin girmiş olduğunu zannetmesi sebebiyle.
4- Hem şekil hem Öz veya sadece şekil itibariyle orucu bozan bir fiilin İşlenmiş olması. Şu iki şıktan birinin meydana gelmesi ile bu şart gerçekleşmiş sayılır:
a- Ağız yoluyla mideye bir nesnenin ulaşmış olması.
Buna göre, ağız yoluyla alınan ve mideye ulaşan nesne vücuda gıda veya deva (ilaç) sağlama amacı taşımasa veya yenilip içilmesi mutad şeylerden olmasa bile, mesela birtaş parçasının yutulması yahut-hastalık sebebiyle olmaksızın- kasden kusup bir miktarının yutulması durumlarında keffaret gerekir. Buna karşılık, ağız yoluyla alınmayıp mesela kulak, burun gibi tabiî menfezlerden içeriye giden bir şeyden ötürü keffaret gerekmez. Yine, boğaza gitmekle beraber mideye ulaşmadan geri getirilen nesneden dolayı keffaret gerekmez.
b- Cinsi temasta bulunma veya cinsi temas hükmünde sayılan biryolla boşalma.
Cinsî temasta keffâretin vücubu için sünnet mahallinin girmiş olması gereklidir ve boşalmanın meydana gelmiş olması şart değildir, Bu durumda hem erkeğe hem kadına keffaret gerekir.
Öpme, okşama vb. hareketler sırasında cinsel haz duyarak meni gelmesi durumunda keffaret gerektiği gibi; eğer boşalma meydana gelinceye kadar devam ederse ve bu yolla boşalma alışkanlığı varsa sırf bakma ve düşünme neticesinde meni gelmesi halinde de keffaret gerekir.
B- Yalnız kaza gerektiren durumlar:
Mâlikî mezhebinde orucun dinen geçerli bir özür sebebiyle bozulması halinde bunu kaza etmek gerekip gerekmeyeceği açısından oruçlar iki guruba ayrılır:
1- Nafile oruçlar ve muayyen nezir orucu (belirli bir zamanda tutulması adanmış oruç). Nafile oruç tutarken unutarak orucunu açan kişiye kaza yükümlülüğü yoktur. Yine hastalık, âdet görme gibi sebeplerle muayyen nezir orucunu açan kişiye kaza gerekmez.
2- Diğer (farz=vâcip) oruçlar. Bu guruba girenlerde orucu bozup yalnız kazayı gerektiren durumlar şöyle özetlenebilir:
a- Bilerek ve isteyerek olmayıp, hata ile, ikrah (zor) altında, unutarak veya başlanmış orucu açmayı mubah kılan özürlerden biri sebebiyle oruç yasaklarını (yeme, içme, cinsi temas) ihlal etmek.
Diğer üç mezhepten farklı olarak, Mâlikî mezhebinde (nafile oruçlar dışındaki oruçlarda) unutarak oruç yasaklarından birini ihlal ile oruç bozulur ve kaza edilmesi gerekir.
b- İster bilerek ve isteyerek İster hata ile, ikrah (zor) altında, unutarak veya başlanmış orucu açmayı mubah kılan Özürlerden biri sebebiyle olsun, ağız dışındaki bir menfezden (burun, kulak, göz yoluyla) mideye -gıda veya deva (ilaç) özelliği olsun olmasın ve yenip İçilmesi mutad olsun olmasın-bir nesnenin ulaşmış olması veya mideye varmaksızın sıvı bir maddenin boğaza ulaşmış olması.
Ihtikan (makattan şırınga ile ilaç akıtılması) ile de oruç bozulur. Buna karşılık, derinin gözeneklerinden ve karındaki yaradan vücudun içine bir maddenin nüfuz etmesi, aynı şekilde, koldan veya kabadan iğne yapılması ile oruç bozulmaz.
c- Kasden olmayıp kendiliğinden gelen kusuktan bir miktarının geri gitmesi.
d- Öpme, okşama vb. hareketler sırasında ya da bakma ve düşünme neticesinde cinsel haz duyarak mezi gelmesi; keffaret gerektirmeyecek tarzda bakma ve düşünme neticesinde meni gelmesi. (İhtilam olmakla oruç bozulmaz.)
Answer ( 1 )
Maliki mezhebinde hangi durumlar gerçekleşirse oruç bozulur, oruç bozulduğun da sadece kaza mı gerekir veya hem kaza hem de keffaret mi gerekir yukarıda detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Maliki mezhebini taklid eden Müslümanlar oruç ile ilgili bu hükümleri bilerek oruçlarını yerine getirmelidirler.