Maun Süresi Tefsiri Kısaca

Question

Maun Süresi tefsiri açıklaması kısa

Maun Suresi tefsiri aciklamasi kisa

Maun süresi kuranı kerimin sondan 10 kısa sürelerinden biridir. Bu süre müslümanlara tarafından namazda zammı süre olarak çok okunur. Dolayısıyla her müslümanın bu sürede verilen mesajın ne olduğunu öğrenmesi gerekmektedir.

Âyetlerin Tefsiri

1. Bu, hayret ve anlatılacak olayı dinlemeye teşvik ifade eden bir sorudur. Yani, âhirette ceza ve hesap olacağını yalanlayan kimseyi tanıdın mı? Kimdir o, ne gibi vasıflan vardır? Bildin mi? Onu tanımak istersen;

2. O şiddet ve kabalıkla, zorla yetimi iten, ezip zulmeden ve hakkım vermeyendir.

3. O, yoksula yemek verip onu doyurmaya teşvik etmeyendir. Ebû Hayyân der ki: “teşvik etmez” ifadesi, gücü yettiğinde yoksulu doyurmadığını gösterir. Bu gayet normaldir. Çünkü o cimriliğinden dolayL başkasını teşvik etmeyince, kendisinin bilfiil bu isi yapmaması en normal ve tabiî bir şeydir. Râzî de şöyle der: Eğer, Yüce Allah niçin “Yoksulu doyurmaz” demedi de, Yoksulu doyurmaya teşvik etmez” dedi? denilirse, şöyle cevap veririz: Kişi yetimin hakkını vermezse, kendi malından yoksulu nasıl doyurur? Bilakis o, başkasının malından dahi doyurulmasına cimrilik gösterir. Bu, adiliğin son derecesidir ve onun aşırı derecede cimri, kalbi katı ve âdi tabi-atlı olduğunu gösterir. Özetle söylemek gerekirse, o yoksulu doyurmaz, doyurulmasını da başkasından istemez. Çünkü o âhireti yalanlamaktadır. Eğer, yaptıklarının karşılığını alacağına ve hesaba kesin olarak inansa, elbette bu işleri yapmazdı.

4. Bu çirkin sıfatları taşıyarak namaz kılan o münafıklara helak ve azab olsun!

5. Onlar, namazlarından gafil olanlardır. Önemsemedikleri için namazları vakitlerinde kılmazlar. İbn Abbâs şöyle der: Bu öyle bir namaz kılandır ki, kılarsa ondan bir sevap beklemez. Kılmazsa, bundan dolayı gelecek olan azaptan korkmaz. Ebu’l-Âliye de şöyle der: Namazları vakitlerinde kılmazlar. Rüku ve secdeleri tam yapmazlar. Rasulullah (s.a.v)’a bu âyetin mânâsı sorulunca şöyle cevap verdi: “Onlar namazı vaktinde kılmayanlardır.[Tefsirciler şöyle der: Yüce Allah, edatını kullanarak buyurduğu için, bu âyetin münafıklar hakkında olduğu anlaşılıyor. Bunun içindir ki Seleften biri şöyle demiştir: demeyip de diyen Allah’a hamd olsun. Çünkü “namazlarının içinde…” deseydi, bu, mü’minler hakkında olurdu. Oysa bazan mü’min namazında gaflete düşebilir. Bu iki gaflet arasındaki fark açıktır. Çünkü münafığın gafleti, namazı terketme ve onu önemsememe şeklinde bir gaflettir. O namazı hatırlamaz ve onu bırakıp başka şeylerle meşgul olur. Mü’min ise, namazını kılarken gaflete düştüğünde onu hemen düzeltir ve sehiv secdesi ile eksiğini giderir. Böylece her iki gaflet ve sehiv arasındaki fark ortaya çıkmış oldu.

Bundan sonra Yüce Allah onların kötü vasıflarını daha çok açıklamak üzere şöyle buyurdu:

6. Onlar, kendilerine “Salih insanlar” denilsin diye, gösteriş için insanların önünde namaz kılar; “takva sahipleri” denilsin diye huşu içinde görünmeye çalışırlar, “cömert kimseler”denilsin diye zorlanarak, istemeye istemeye sadaka verirler. Bunların diğer işleri de şöhret ve gösteriş içindir.

7. Bunlar, azıcık dahi olsa, insanlara fayda vermek istemezler. Yani iğne, balta, tencere, tuz, su ve benzeri faydalanılan her türlü âlet ve edevatı vermezler. Mücâhid şöyle der: geçici olarak verilen eşya ve insanların birbirlerine verdikleri balta, kova ve kap gibi şeylerdir. Taberî şöyle der: Ellerinde bulunan şeylerden insanları faydalandırmazlar. Aslında “bir şeyin mâûnu” onun sağladığı fayda demektir. Ayette, bu basit ve az şeyler için cimrilik yapıp ihtiyacı olana vermemek yasaklanmıştır. Çünkü bunlar için cimrilik yapmak, aşırı cimriliktir Bu ise, insanlık vasfını gideren bir davranıştır.

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answers ( 1 )

    0
    2021-09-03T01:28:13+03:00

    Maun Suresi Kur’an-ı Kerim’de 10 kısa sure diye bilinen surelerden birisidir. Kur’an’ı Kerim’deki sıralanış itibari ile 107. suredir Maun Suresi. Maun Suresinde genel olarak âhirette ceza ve hesap olacağını yalanlayan kimseyi tanıtmaktadır bizlere. Bu kimseler şunlardır; yoksula yemek verip onu doyurmaya teşvik etmeyendir. Sonrasında ise namaz kılanları uyarmaktadır Rabbimiz Maun Suresinde. O namaz kılanlar namazlarından gafil olanlardır buyuruyor Rabbimiz.

  1. “Maun Süresi”, Kur’an-ı Kerim’in 111. suresidir. Bu sure, İslam dinindeki ahlaki ve sosyal sorumlulukları vurgulayan önemli bir suredir. İsmi, Arapça “maun” kelimesinden gelir, bu da “yardım etmek” veya “faydalı olmak” anlamına gelir.

    Maun Süresi, insanların temel insanî değerlerini ve birbirlerine yardım etmeyi önemseyen bir toplum oluşturma konusunda İslam’ın öğretilerini içerir. Surede, insanların küçük iyiliklerle bile yardımcı olmaları gerektiği vurgulanır. İslam dini, inananlara sadece Allah’a ibadet etmeyi değil, aynı zamanda yoksullara, yetimlere, muhtaçlara ve toplumun diğer zayıf kesimlerine yardım etmeyi emreder.

    Maun Süresi’nde Allah, insanların dünyevi kazanımlarına, maddi zenginliklerine ve dünyevi çıkarlarına saplanıp kalmaktan ziyade, gerçek anlamda yardımseverlik ve merhametle hareket etmelerini ister. Bu, sadece maddi yardımlarla sınırlı değildir, aynı zamanda duygusal, ruhsal ve sosyal yardımları da içerir. Müslümanlar, toplumlarında adil bir şekilde davranmalı, diğer insanlara yardım etmeli ve onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmalıdır.

    Maun Süresi’nin öğretisi, İslam’ın temel değerlerinden biri olan “İhsan” ilkesini yansıtır. İhsan, Allah’a karşı en iyi şekilde ibadet etmek ve insanlar arasında adil, cömert ve merhametli olmaktır. İslam, Müslümanların sadece kendi çıkarlarını değil, aynı zamanda toplumun genel refahını ve insanların ihtiyaçlarını da gözetmelerini öğütler.

    Sonuç olarak, Maun Süresi, Müslümanlara iyilik yapmanın önemini vurgulayan ve toplumsal sorumluluklarını hatırlatan bir suredir. İslam’ın temel öğretileri arasında yardımseverlik, merhamet ve adalete dayalı bir toplum oluşturmak yer alır. Müslümanlar, bu öğretileri yaşayarak, Allah’ın rızasını kazanmayı ve toplumdaki insanların refahını artırmayı hedeflemelidirler.

    En iyi cevap

Cevapla