Paylaş
Mekke’deki Şehir meclisi olan “Darun-Nedve”
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
DÂRU’N-NEDVE’DEKİ KUREYŞ PARLAMENTOSU
Darun-Nedve, Kureyş kabilesinin önemli meseleleri görüşüp karara bağladığı toplantı yeridir, mekkedeki müşriklerin parlanto meclisidir denilebilir.
Müşrikler, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’deki etkileyici gücü, ashabındaki azim ve fedakârlığı, Evs ve Hazrec kabilelerindeki irade ve mukavemeti, ayrıca Şam’a yönelik ticaretleri açısından Medine’nin stratejik konumunu çok iyi biliyorlardı. Bu sebeple, Müslümanların Medine’de yoğunlaşmalarının doğuracağı tehlikeyi bertaraf etmenin en etkin ve başarılı yolunu bulmaya çalıştılar.
Milâdî olarak 12 Eylül 622 tarihine denk gelen,282 nübüvvetin 14. yılı Safer ayının 26’sında, Perşembe günü -yani Büyük Akabe Biatı’ndan yaklaşık iki buçuk ay sonra- Mekke Parlamentosu (Dâru’n-Nedve), günün ilk saatlerinde, tarihindeki en tehlikeli oturumunu gerçekleştirdi ve yaklaşmakta olan büyük tehlikeyi tamamen ortadan kaldıracak kesin bir plan üzerinde durdu. Oturuma Kureyş kabile vekillerinin tamamı katılmıştı. Bu tehlikeli oturuma katılan Kureyş kabile vekilleri arasında yer alan elitler şunlardı:
darun nedve üyeleri
1. Mahzûmoğulları kabilesi adına Ebû Cehil b. Hişam.
2, 3, 4. Nevfel b. Abdumenâfoğulları vekili olarak Cübeyr b. Mut’im, Tuayme b. Adiy ve Hâris b. Amir.
5, 6, 7. Abduşems b. Abdumenâfoğlullarının temsilcisi olarak Rebîa’nın iki oğlu Şeybe ve Utbe ile Ebû Süfyan b. Harb.
8. Abduddâroğulları vekili Nadr b. el-Hâris.
9, 10, 11. Esed b. Abduluzzâoğulları adına Ebu’l-Bahterî b. Hişâm, Zem’a b. el-Esved ve Hakîm b. Hizâm.
12, 13. Sehmoğullarının temsilcisi olarak Haccâc’ın Nübeyh ve Münebbih adındaki iki oğlu.
14. Cümähoğullarının vekili olarak da Ümeyye b. Halef.
Bu şahsiyetler, sözleşilen vakitte Daru’n-Nedve’ye geldiklerinde ib lis, üzerinde kalın giysiler bulunan, saygıdeğer bir ihtiyar suretinde karşılarına çıktı ve kapıya dikildi. “Bu yaşlı zat da kimmiş?” diye sordular. O da “Necd ahalisinden biri. Görüşmeye karar verdiğiniz meseleyi işittim ve söyleyeceklerinizi dinlemek üzere geldim. Belki benim de bir katkım ve tavsiyem olur” dedi. Onlar da “Olur tabii ki, buyur gir” dediler. O da onlarla birlikte içeri girdi.
Parlamento Müzakeresi ve Hz. Peygamber’i Öldürmeye Yönelik Zalimce Alınan Ortak Karar
Oturum üyeleri toplandıktan sonra teklifler ve çözüm önerileri sunulmaya başlandı ve mesele uzun uzadıya tartışıldı. Mesela; Ebu’l-Esved “Onu (Allah Rasûlü’nü) aramızdan çıkaralım ve memleketimizden sürelim. Nereye gittiğini ve düştüğünü hiç umursamayalım. Böylece bozulan düzenimizi tekrar kurmuş ve eski huzurumuza yeniden kavuşmuş oluruz” dedi.
Necidli zat ise “Hayır, vallahi bu size uygun bir görüş olamaz. Ada min ne kadar güzel ve tatlı konuştuğunu ve getirdikleriyle insanların aklını nasıl çeldiğini görmüyor musunuz? Allah’a yemin olsun ki, eğer siz bunu yaparsanız, o da gidip bir Arap kabilesinin arasına yerleşir ve -o kabilenin kendisine tabi olmasından- sonra da onlarla birlikte üzerinize yürür ve kendi memleketinizde sizi çiğneyip size dilediğini yapar. Onun için siz daha başka bir çare düşünün” dedi.
Ebu’l-Bahterî de;” zincire vurun ve bir odaya hapsedin. Sonra da ken disinden önce gelip geçmiş, emsali sayılan Züheyr ve Nâbiğa gibi şairlerin başlarına gelen ölüm musibetinin onun da başına gelmesini bekleyin” dedi.
Yine Necidli zat söz alarak “Hayır, vallahi bu görüş de size uymaz. Allah’a and olsun ki eğer onu dediğiniz gibi hapsedecek olursanız, o za man onun ashabı da üzerine kapattığınız o kapıya rağmen durumu öğre nirler ve her an size saldırıp onu ellerinizden kurtarabilirler. Daha sonra onun sayesinde sayıları da artabilir ve size üstün gelebilirler. Bu nedenle bu kanaat de size uygun düşmez, siz başkasına bakın” dedi
Parlamento bu iki teklifi reddettikten sonra bütün üyelerin ittifakla kabul ettiği zalimce bir teklif daha yapıldı. Bu teklif, Mekkeli canilerin elebaşısı Ebû Cehil b. Hişam tarafından ortaya atılmıştı. Ebû Cehil “Val- lahi görebildiğim kadarıyla, benim bu konudaki kanaatime henüz hiç kim se temas etmiş değil” diyordu. Oradakiler de “Nedir kanaatin ey Ebu’l Hakem?” diye sordular. Şöyle dedi:
“Kanaatimce her kabileden, şöyle soyunu-sopunu bildiğimiz, asil ve yağız birer delikanlı alalım sonra da herbirine keskin birer kılıç verelim ve gidip ona tek bir adamın hamlesiymiş gibi vurup öldürsünler. Böylece ondan kurtulmuş oluruz. Eğer böyle yaparlarsa Muhammed’in kanı bütün kabileler arasında dağılmış olacağı için Abdumenâfoğulları da kendi kay minin hepsine birden savaş açamayacak; dolayısıyla (kan) diyetine razı olmak zorunda kalacaktır ve biz de diyetini öderiz.”
Bunun üzerine Necidli zat “İşte budur! Son derece isabetli bir görüş!” dedi.
Böylece Mekke Parlamentosu, ittifakla bu zalimce teklifi onayladı ve vekiller, bu kararı bir an evvel uygulama niyetiyle evlerine döndüler.
BENZER KONULAR:
Cevapla