Paylaş
Mekke’nin fethi kısaca Bilgi
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Mekke’nin Fethi
Mekke’nin fethi ne zaman ve nasıl gerçekleşmiştir kısaca bilgi
Hudeybiye antlaşmasında Huzâalılar müslümanların, Benî Bekirler de Kureyş müşriklerinin yanında yer almışlardı. Bir gün Benî Bekir’e mensup birinin Hz. Peygamber hakkındaki hakaret dolu sözüne bir Huzâalı’nın cevap vermesi üzerine başlayan kavga büyümüş ve Benî Bekir, Kureyş’in de fiilî katılımı ile onlara peşpeşe baskın düzenlemişlerdi. Dolayısıyla Huzâalılar’ın kanları dökülmüş, mallan gasbedilmişti. Huzâalı bir heyet Medine’ye gelip durumu Hz. Peygamber’e iletti. Hz. Peygamber, Kureyş’e, derhal elçi gönderip Huzâa’ya ait gasbedilen mallarının iadesi, öldürülenlerin diyetlerinin ödenmesi, Benî Bekir’in anlaşma dışı bırakılarak yalnız kalmasının sağlanması tarzında birkaç maddelik ültimatom verdi. Bunlar yerine getirilmezse savaş hali başlayacaktı. Kureyş tam bir kargaşa içinde bulunduğundan, Hz. Peygamberin elçisiyle işe yarar bir cevap yollayamadı. Bunun üzerine Peygamberimiz büyük bir gizlilik içinde sefer hazırlığını başlattı. Müttefik kabilelere haberciler saldı, herkes kendi muhitinde hazır olacaktı. Bu şekilde Medine ve müttefiklerinden toplanılan İslâm ordusu mevcudu 10.000’i bulmuştu. Safdil bir kimse olduğu anlaşılan Hâtıb b. Ebî Beltea isimli bir mÜ5İüman Mekkeliler’e -aklınca oradaki yakınlarına zarar verilmesini önlemek üzere bir mektup yazıp sefer hazırlığını bildirme girişiminde bulundu.
Hz, Peygamber, adamlarını göndererek bu mektubu, onu taşıyan kadının saç Örgüleri arasından bulup getirtti. Fakat göndereni cezalandırmayı uygun bulmadı.
Bu arada Mekkeliler Ebû Süfyan’ı Medine’ye göndererek anlaşmayı yenilemeye ve aynen geçerli kılmaya karar vermişler, ama Ebû Süfyan ciddi bir itibar görmemişti. Peygamber’in zevcesi olan kızı Ümmü Habibe bile, “Müşrikler pistir” diye babası Ebû Süfyan’ı Hz. Peygamber’in divanına oturtmamıştı. Ebû Süfyan, ancak tek taraflı olarak anlaşma hükümlerine bağlı kalacaklarını söyleyip gitmek zorunda kaldı.
Hz. Peygamber 10 Ramazan 8 (Ocak 630) tarihinde Medine’den hareket etti. Mekke’ye yaklaştığında oradaki görevi tamamlanmış olan amcası Abbas b. Abdulmuttalip de İslâm ordusuna katıldı. Rasûl-i Ekrem “Sen, en son muhacirsin” diyerek amcasına iltifat etti. Hz. Peygamber karargâhını, Mekke’nin etrafını çeviren dağların arkasında yaklaşık 16 km.’lik bir mesafede Merruzzahran denilen yere kurdu. Mekkeliler’İn hâlâ hiçbir şeyden haberleri yoktu. Akşam olunca, Hz. Peygamber, her askerin birer meşale yakmasını istedi. Böylece ortaya muhteşem bir görüntü çıktı. Bunu farkeden Mekkeliler adına Ebû Süfyan, meşale istikametinde yürüdü. Tüm geçitler İslâm askerlerince tutulmuş olduğundan Ebû Süfyan yakalandı; fakat Hz. Peygamberle görüşmek için müsade istedi ve huzura getirildi. Bu görüşme sırasında Ebû Süfyan Hz. Peygamber’in emriyle İslâm ordusunun yaptığı geçit törenini şaşkın bir halde izledi. Amcası Abbas’ın da tavsiyesiyle Hz. Peygamber Ebû Süfyan’ı hemşehrilerinden tamamıyla koparacak ve ona İslâm ordusunun propagandasını yaptıracak bir tedbire başvurdu. Alınan karara göre “Evlerinden çıkmayanlar, Kabe avlu-1 sunda toplananlar ve Ebû Süfyan’ın evinde toplananlar” herhangi bir zarar görmeyecekti.
Ertesi sabah İslâm ordusu dört yönden şehre girerken Ebû Süfyan da Mekkeliler’e “İslâm ordusunun, karşı konulmaz bir güçle geldiğini, karşı çıktlmaması gerektiğini” söylüyordu.
Hz. Peygamber, İslâm ordusuna kan dökülmemesi talimatını vermişti. Fakat Halid b. Velid’in girdiği kısımda İkrime b. Ebî Cehil’in hazırladığı çetelerin saldırısı üzerine iki asker şehit düşünce Halid b. Velid karşı saldırıya mecbur oldu ve bir hamlede 13 müşrik öldürülünce çeteler dağılıp kaçıştılar. Hz. Peygamber buna üzülmekle beraber, müşrikler sebebiyet verdikleri için konunun üzerine gitmedi; bunun bir takdiri ilâhî olduğunu söylemekle yetindi.
Şehre girince Hz. Peygamber’in çadırı Hacun mevkiine kuruldu. Vaktiyle hicretten Önce iktisadî ambargo uygulandığında müşriklerin ileri gelenleri, müslümanları bu noktadan gözetliyorlardı. Şimdi çok farklı bir konumda bulunan müslümanlarca burada kurulan çadır, bu tarihi olaya cevap teşkil ediyordu.
Fetih tamamlanınca Hz. Peygamber Hacun’dan devesine binip zikir, teşbih ve şükür ifadeleriyle ve gayet mütevazi bir tavır içinde Kabe’ye geldi. İçeriye girerek eski Peygamberlere ait birtakım tasvir, resim, fresk ve kabartmaları temizledi, putları kırdırıp attırdı. Çünkü bugün Kabe’nin ezanla, tevhidle şanlanacağı bir gündü. Temizlik işi tamamlandıktan sonra Kabe’nin kapısı önünde toplanan ahaliye seslendi: “-Size ne yapmamı bekliyorsunuz?” Bu soruya muhatap olan insanlar tam yirmi bir senedir Hz. Peygamber’e ve müslümanlara her çeşit işkenceyi yapmaktan geri durmayan ve yürüttükleri savaşlarla Medine’yi yakıp yıkmak isteyen kişilerdi. Şöyle cevap verdiler: “Sen değerli bir insansın ve değerli bir kişinin evlâdısın, senden iyilik bekliyoruz!” Normalde bir komutanın eli kılıç tutanların kellelerinin vurulmasını, kadınların cariye, çocukların esir alınmasını, mallarına da el konulmasını isteyebileceği böyle bir ortamda, Hz. Mu-hammed (s.a.), rahmet peygamberi olduğunu gösteren bir uygulama yaparak şöyle dedi: -“Bugün herhangi bir şekilde hakir düşürülecek ve hesaba çekilecek değilsiniz; haydi gidiniz, hepiniz serbestsiniz!” Bu, bir genel af İlânı idi.
Bilâl, Kabe üzerinde öğle ezanını okudu. Namaz kılındıktan sonra Hz. Peygamber Safa tepesinde Mekkeliler’İn önce erkeklerini sonra da kadınlarını biat için kabul etti. Erkeklerden, “İslâm ve Cihad” üzere, kadınlardan ise, “Allah’a şirk koşmamak, zina etmemek, çocukları öldürmemek, iftiradan sakınmak, hak olan her şeyde Peygamber’e itaat etmek, saadet ve felâket zamanlarında Peygamber’e bağlı kalmak” üzere biat aldı.
Mekke’nin fethini hazmedemeyenlerden olmakla beraber, genel af üzerine müslüman olan Attab b. Esîd’i Hz. Peygamber eski mevkiine uygun bir şekilde taltif ederek onu Mekke valiliğine getirdi. Muaz b. Cebel’i de dinî konularda insanları aydınlatmakla görevlendirdi.
Haris b. Hİşam, Safvan b. Ümeyye, Süheyl b. Amr, Ebû Süfyan gibileri de benzeri metodlarla gönülleri islâm’a ısındırılan-lar arasında idiler. Hz. Peygamber, fetihten sonra onbeş gün kadar Mekke’de kaldı.
PEYGAMBERİMİZİN HAYATI OKU
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Müşrikler Ebu Süfyan’ı Medine’ye göndererek Hudeybiye anlaşmasını yenilemeye ve aynen geçerli kılmaya karar vermişler, ama Ebu Süfyan bu girişimde bir itibar görmemiştir. Hatta Rasulullah (sav)’in zevcesi olan Ebu Süfyan’ın kızı Ümmü Habibe, Müşrikler pistir deyip babasını Rasulullah (sav)’in divanına oturtmamıştı. Ebu Süfyan’da Hudeybiye’deki anlaşma maddelerine tek taraflı bağlı olacaklarını söyleyip oradan ayrılmıştı.
Rasulullah (sav) Medine’den hareket etti. Mekke’ye yaklaştığında görevi tamamlamış olan amcası Abbas İslâm ordusuna katıldı. Rasulullah (sav) “Sen, en son muhacirsin” diyerek amcasına iltifat etti. Rasulullah (sav) ve müslümanlar hazırlıklarını bitirme aşamasına gelmiş durumda iken Mekke’li müşriklerin hâlâ hiçbir şeyden haberleri yoktu. Akşam olunca, Rasulullah (sav) her askerin birer meşale yakmasını istedi. Böylece ortaya hem güzel hem de Mekke’lileri gözünü korkutan bir kalabalık olduğu anlaşılmıştır. Bunu farkeden Ebu Süfyan, meşale istikametinde yürüdü. Fakat tüm giriş çıkışlar Müslümanlarca tutulmuş olduğundan Ebu Süfyan kısa süre içerisinde yakalandı; fakat Rasulullah (sav)’le görüşmek için müsade istedi ve Rasulullah (sav)’in yanına getirildi. Yapılan görüşmede; evlerinden çıkmayanlar, Kabe’de toplananlar ve Ebu Süfyan’ın evinde toplananlar herhangi bir zarar görmeyecekti. Ertesi gün Müslümanlar her taraftan şehre girmişti. Rasulullah (sav) asla kan dökülmemesi emrini vermişti. Fakat İkrime’nin hazırlamış olduğu grup saldırmış iki asker şehit olmuştu. Halid b. Velid karşı saldırıya geçmiş 13 müşrik öldürülmüştü. Rasulullah (sav) anlaşmayı müşrikler bozduğu için fazla önemsememişti bu durumu. Fetih gerçekleşmişti. Rasulullah (sav) devesinin üzerinde zikir ve şükür sözleri ile Kabe’ye giriş yapmıştı. İçeriye girer girmez ilk yaptırdığı iş Kabe’de ki putları temizletmek olmuştu. Çünkü bugün Kabe ezanla buluşacaktı. Rasulullah (sav) Mekke müşriklerine size ne yapmamı istiyorsunuz? sorusunu sormuş ve sonunda onları serbest bırakarak rahmet peygamberi olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bilal (ra), Kabenin duvarına çıkmış öğle ezanını okumuştu.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Mekke’nin fethi, 10 Ocak 630 tarihinde İslam peygamberi Muhammed komutasındaki Müslüman ordusunun, Mekkeli Kureyşlilerin elindeki Mekke’yi fethetmesidir. Bu fetih, İslam tarihindeki en önemli olaylardan biridir.
Mekke’nin fethi, Müslümanlar ile Kureyş kabilesi arasındaki yaklaşık sekiz yıl boyunca süren savaşların sonunu getirmiş ve Arap Yarımadası’nda İslam’ın yayılışını daha da hızlandırmıştır.
Fetih hazırlıkları
Mekke’nin fethi için hazırlıklar, Hicretin 8. yılı Ramazan ayının 10. günü, Medine’de başladı. Hz. Muhammed, 10 bin kişilik bir ordu topladı ve bu orduyu üç kola ayırdı.
Fetih günü
Fetih günü, 20 Ramazan 630 (10 Ocak 630), Müslümanlar Mekke’ye doğru yola çıktılar. Akşam vakti Mekke’ye ulaştılar ve şehrin etrafını kuşattılar.
Ertesi gün, Hz. Muhammed, ordusuna bir konuşma yaptı ve onlara karşı koyan herkese eman verileceğini söyledi.
Mekkeliler, Hz. Muhammed’in konuşmasını duyunca, teslim olmaya karar verdiler. Şehrin kapıları Müslümanlara açıldı.
Mekke’nin fethi
Hz. Muhammed, Mekke’ye girdikten sonra, Kabe’yi ziyaret etti ve orada namaz kıldı. Daha sonra, Kabe’deki putları yıktı ve şehri temizletti.
Hz. Muhammed, Mekke’nin fethi ile birlikte, İslam’ın Arap Yarımadası’nda yayılmasını hızlandırmıştır. Fetih, Müslümanlar ile Kureyş kabilesi arasındaki düşmanlığı sona erdirmiştir.
Mekke’nin fethi, İslam tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu fetih, İslam’ın yayılmasında ve gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Mekke’nin fethinin sonuçları şunlardır:
Mekke’nin fethi, İslam’ın tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bu fetih, İslam’ın yayılmasında ve gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır.