Paylaş
Melekler gözle görülebilir mi?
Question
Melekler Görülebilir Mi?
Hemen yukarıda geçen âyetin devamında, “Yemin olsun ki o (Muhammed), onu açık ufukta gördü.” [1][234] buyurulmaktadır. Ayrıca Necm Sûresi’nde, “O (Cebrail) en yüksek ufukta idi. Sonra ona yaklaştı ve sarktı, (böylece o peygambere) iki yay kadar, hatta daha yakın oldu..” [2][235];
“Yemin olsun ki o, o Cebrail’i bir başka defasında da Cennetü’l-Me’vâ’nın yanında bulunan Sidretü’l-Müntehâ’nın yanında gördü. O (gördüğü) zaman, bürümekte olan, Sidre’yi buruyordu. Peygamberin gözü şaşmadı ve sınırı aşmadı…”[3][236] buyurulmaktadır.
Bu âyetlerin özellikle tefsirlerine baktığımızda Rasûlullah (a.s)’ın Cebrail (a.s)’i gördüğünü anlıyoruz. Mesela Taberî bu konuda şu tefsiri yapıyor: “Muhammed (a.s), Cebrail’i, Allah’ın yarattığı asıl şekli ile, melek olarak, güneşin doğduğu tarafta görmüştür”. Ebu’l-Ahves’den rivayet olunmuştur ki “Rasûlullah (a.s), Cebrail’i, altıyüz kanadı ile asıl suretinde görmüştür”. Tabiinden Ata da, “Rasûlullah (a.s) Cebrail’i asıl suretinde bir defa görmüştür. Cebrail, peygamberimize daha çok, sahabeden Dıhye (r.a) şeklinde gelirdi. Asıl suretinde geldiği gün bütün ufku kaplamıştı ve üzerinde incilerle süslenmiş yeşil bir ipek vardı.” demiştir”.[4][237]
Necm Sûresi’ndeki âyetlerde de Peygamber’in Cebrail (a.s)’i Mîrac hadisesindeki görmesine işaret ediliyor.[5][238] Bir diğer rivayete göre bu, ikinci bir görme idi: İbn Ebû Hâtim’in, İbn Mes’ud (r.a)’dan aldığı rivayette, Rasûlullah (a.s), Cebrail’i, asıl suretinde sadece iki kere gördü. Birincisinde, Rasûlullah, Cebrail’e, onu Allah’ın yarattığı asıl şekli ile görmek istediğini söyledi ve böylece onu, bütün ufku kaplamış olarak gördü. İkinci görme Mîrac’da oldu. Necm Sûresi’ndeki âyetler, bu ikinci görme ile alâkalıdır. İbn Kesîr, bu rivayete şu şekilde itiraz ediyor: “Bu görme, yani Necm Sûresi’nin ilk âyetlerinde (7,9) bahsedilen görme, Mîrac’dan önce idi ve Rasûlullah o esnada yeryüzündeydi. Cebrail yere indi, ona yaklaştı ve altıyüz kanadıyla, melek şekli ile göründü, ikinci görme Sidre’de oldu. Bu da Mîrac gecesindeydi. İlk görme Hz. Muhammed’in peygamberliğinin ilk zamanlarında idi. İmam Ahmed b. Hanbel, İbn Abbas (r.a)’dan bu konuda şunu rivayet eder: “Rasûlullah (as.), Cebrail’den asıl şekli ile kendisine görünmesini istedi. Cebrail (a.s), “Rabbine dua et!” dedi. Rasûlullah (a.s) dua etti ve böylece Cebrail’i gördü. (Bu şöyle oldu): Bir taraftan bir büyük şekil göründü, sonra o yükselip yayılmaya başladı. İşte bu Cebrail idi. Rasûlullah, onu görünce düşüp bayıldı. Cebrail, insan şekline bürünüp onu ayılttı”.[6][239]
Bu hususta Hz. Aişe ve İbn Mes’ud (r.a)’dan çeşitli rivayetler bulunmaktadır.[7][240] İbn Vehb’in Hz. Âişe annemizden aldığı bir rivayet şu şekildedir:
“Rasûlullah (a.s) ilk zamanlar Cebrail’i, rüyasında ve Beyad mevkiinde görürdü. Bir gün tabiî ihtiyaçlarını gidermek için tenha bir yere-araziye çıktığında, Cebrail (a.s), “Yâ Muhammed! Yâ Muhammed!” diye seslendi. Rasûlullah sağına soluna baktı, kimseyi göremedi. Bu durum üç kere tekrarlandı. Rasûlullah başını bir de yukarı kaldırınca, gök ufkunda onu gördü. Cebrail (a.s), onu teskin etmek için, ‘Yâ Muhammed!” diye sesleniyordu. Rasûlullah koşarak, insanların arasına karıştı ve tekrar ufka baktı, birşey göremedi, insanlardan uzaklaşıp baktı, Cebrail’i asıl şekli ile yine gördü, insanların içine girdi ve baktı göremedi. Çıkınca yine gördü…”[8][241]
Bu rivayet, Rasulullah (a.s)’ın ilk görmesi ile alâkalı idi. Necm Sûresi’nin yukarıda geçen âyetlerinde, Rasûlullah (a.s)’ın Cebrail’i bir defa da Sidre yanında gördüğü bildirilmektedir. Bu hususta Abdullah b. Mes’ud (r.a) Rasûlullah (a.s)’ın Cebrail’i, Sidre yanında altıyüz kanadıyla gördüğünü haber verir.[9][242] Bazıları Rasûlullah’ın Sidre yanında Allah Teâlâ’yı gördüğünü iddia etmişlerse[10][243] de İbn Kesîr gibi çoğu müfessir, “Yemin olsun ki o, onu bir defasında da Sidretü’l-Müntehâ yanında gördü.” âyetinde bahsedilenin, Rasûlullah’ın Cebrail’i asıl suretinde ikinci görüşü olduğunu söylemişlerdir.[11][244]
Yukarıdan beri ele aldığımız çeşitli âyetler, onların tefsirleri ve ilgili rivayetler, Hz. Peygamber (a.s)’in Cebrail (a.s)’i melek şekli içinde gördüğünü ortaya koymaktadır. Fakat bir başka âyet bu neticeye ters gibi görünüyor. O âyette Allah Teâlâ, kendilerine gönderilen peygamberden, delil ve şahit olarak meleklerin gelmesini isteyen müşriklere “Eğer bir melek indirseydik iş bitirilmiş olurdu ve artık kendilerine hiç zaman tanınmazdı. Eğer peygamberi bir melek yapsaydık, onu yine adam şekline sokardık ve onları düştükleri şüpheye yine düşürürdük.” [12][245] buyurmaktadır. Müşrikler Hz. Peygamber’e, “Sana gökten asıl şekli ile bir melek inmeli ve senin, Allah’ın peygamberi olduğunu ve de bize peygamber olarak gönderildiğini bildirmeli değil miydi?” dediklerinde bu âyet inmişti. Bu âyetle o müşriklere, “Eğer size meleklerden bir haberci gönderseydik, asıl şekli ile değil, bir insan şeklinde gönderirdik. Çünkü sizler melekleri asıl şekilleri ile görmeye güç yetiremezsiniz.” denilmek istenmiştir. Bu manada İbn Abbas (r.a), “İnsanlar, meleklere, nurlarından dolayı bakamazlardı.” Demiştir.[13][246]
İnsan, çok uzakta olduğu halde güneşe de ışığından dolayı uzun zaman bakamıyor ve onu tam olarak göremiyor. Daha kuvvetli ve yakın bir ışığa bakamadığımız da tecrübelerimizle sabittir. Hemen yakınımızdaki kuvvetli bir ışık bizde geçici körlük bile yapıyor. Binâenaleyh bu açıdan melekleri yalın gözlerimizle görmemizin zor olacağı açıktır.
Geçen âyetteki, “Eğer bir melek indirseydik iş bitirilmiş olurdu..” ifadesini tefsir ederken Alûsî şu izahı yapıyor: “İş biterdi; çünkü insanların, melekleri görmeye liyâkatları bulunmadığı ve de zayıf oldukları için, meleklerin son derece heybetli görünüşleri karşısında korkudan helak olur, ölürlerdi. Bundan dolayı “Hz. Muhammed (a.s)’den başka hiçbir peygamber melekleri asıl suretinde görmemiştir, ancak insan şeklinde görebilmiştir.” diyenler olmuştur. Fakat bu hususu kesin olarak kabul etmemiz için gereken sahih hadis de yoktur. Rasûlullah (a.s)’ın Cebrail’i melek şekli ile gördüğü hususunda sahih hadisler vardır ve bize göre, gerek Rasûlullah (a.s), gerekse diğer peygamberlerden herhangi biri Cebrail’den başka melekleri de asıl şekli ile görebilirler. Diğer peygamberlerin, melekleri gördüklerine veya görmediklerine dair bir habere vakıf olamadım. Diğer peygamberlerin Cebrail’i asıl suretinde görmemiş olmalarını farzetsek bile bu, onun dışındaki melekleri de görmemiş olmalarını gerektirmez. Çünkü bütün meleklerin şekli onunki gibi muhteşem değildir. Hz. İbrahim, Lût ve Dâvud (a.s)’a gelen melek misafirlerle ilgili âyetlerde, bunların melekleri insan şeklinde gördüğü hususunda açık bir işaret yoktur. Yine bu âyetler o peygamberlerin, melekleri ancak insan şeklinde görebileceklerini gerektirmemektedir. Öyle olsaydı Hz. Peygamber (a.s)’in Cebrail’i, Dıhye (r.a) şeklinde görmesi de, melekleri ancak insan şeklinde görebileceğini gerektirirdi. Halbuki bu, rivayetlerin anlattığına tersdir.[14][247]
Yine Âlûsî bir başka yerde bu konuda şunları yazıyor: “Melekler büyüklük ve şekil bakımından farklı farklıdırlar. Onları asıl şekilleri ile ancak kudsî nefis sahibi kâmil-yüce insanlar görebilirler. Melekler bazan, avam ile havassın, yani normal insanlarla seçkin insanların aynı anda görebilecekleri şekillere girerler ve girdikleri insan şeklinin aynısı olurlar. Hatta Cebrail (a.s)’in Dıhye (r.a) şekline girip Rasûlullah’ın yanına geldiğinde, sahabe tarafından Cebrail olduğunun farkedilmediği söylenmiştir. Melekleri görmek kâmil veliler için de mümkündür. Ehlullah, yani tasavvuf ehli bu hususta, “Allah’ın ilk tecelli ettiği yer buluttur. Nurla boyandığı zaman orada, müheymin meleklerinin suretleri görülür.” demişlerdir”.[15][248] Aynı konuda İmam Gazâlî’nin “Bir keramet olarak melekleri görmek mümkündür ve bunu, Allah dilediği kuluna nasip eder. Bu görme sahabeden birçoğu için meydana gelmiştir.” dediği nakledilir.[16][249] Sahabenin Cebrail (a.s)’i gördükleri ve işittikleri hususunda bazı rivayetler bulunmaktadır.[17][250] Fakat bunlar sahabenin onu, daha ziyade insan şeklinde görmesi ile alâkalıdır. Bu hususta meşhur “Cibril hadisi”ni hatırlamak gerek.[18][251]
[1][234] Tekvîr: 81/23.
[2][235] Necm: 53/7,9.
[3][236] Necm: 53/13,17.
[4][237] Taberî, 30/51-52; 27/26-30; İbn Kesîr, 6/443-451.
[5][238] Taberi, 27/26.
[6][239] İbn Kesîr, 6/443-443; Kanbur, 4b.
[7][240] Taberî, 27/26; İbn Kesîr, 6/446.
[8][241] İbn Kesîr, 6/447.
[9][242] Müslim, İman, 283-285 (1/158); Tirmizî, Tefsir, 54 (5/396).
[10][243] Taberî, 27/30.
[11][244] İbn Kesîr, 6/449-450.
[12][245] En’am: 6/8,9.
[13][246] Taberî, 7/97; İbn Kesîr, 3/9; Âlûsî, 7/98.
[14][247] Alusî, 7/97.
[15][248] Âlûsî, 1/219.
[16][249] Heytemî, s.64.
[17][250] Heytemî, s.217.
[18][251] Müslim, İman, 1 (1/37).
Answer ( 1 )
Melekler Görülebilir Mi?
Melekler, nurdan yaratılan, rûhânî ve manevî lâtif varlıklar oldukları için, kendilerine mahsus olan mahiyetleri, insan gözüne görünmelerine engel teşkil etmektedir. Çünkü insan sözü, —genel olarak— melekler gibi nûrânî, îâtif varlıkları görebilecek şekilde yaratılmamıştır. Ancak, Cenab-ı Hak, Peygamberlerine bu kuvveti verdiğinden,- yalnız onlar melekleri hakîkî hüviyetleriyle görebilirler