Paylaş
Mescid-i Aksa hakkında bilgiler
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Mescidi Aksa
Mescid-i Aksa, Kudüs’te eski Süleyman mabedinin bulunduğu yerde inşa edilmiş olan cami.
Mescid-i Aksa, “en uzak mescid” demektir ve Kur’ân-ı Kerîm’de, İsrâ mucizesine değinilirken bu mescidten şöyle söz edilir: “Bir gece, kendisine âyetlerimizden bazılarını göstermek için, kulunu (Muhammedi) Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah, her türlü eksiklikten uzaktır” (el-lsrâ 17/1).
Kur’ân-ı Kerîm’de sözü geçen bu mescid ve çevresi Harem-i Şerif olarak anılır. Mescid-i Aksa adı Önceleri, Harem-i Şerifin tamamı ve oradaki binalar-ki en önemlisi Kubbetü’sSahra’dır- için kullanılırken, günümüzde Harem-İ Şerifin güney kısmındaki camiyi ifade etmektedir.
Müfessirler, Hz. Peygamberin Mescid-i Harâm’dan burak ile götürüldüğü bu yerin, Kudüs’teki Beytülmakdis olduğunu naklederler. Aynı zamanda Kudüs için de kullanılmakta olan Beytülmakdis kelimesi İbrânice Beit ha-Mikdaş’ın arapçalaşmış şeklidir ve Hz. Süleyman tarafından yaptırılan mabede verilen addır. Hz. Süleyman’ın milattan önce 967 veya 953’te yaptırdığı bu mabed (Beit hamikdaş = Beytülmakdis), milattan önce 586’da II. Nebukadnetzar (Buhtunnasr) tarafından yıkılmış, milattan önce 515’de ikinci defa yapılmış ve milattan sonra 70 yılında Romalıların, yahudi ayaklanmasını bastırmak üzere Kudüs’ü kuşatmaları sırasında yanmıştır. Roma imparatoru Hadrian 136 yılında bu mabedin yerine, ilah Jüpiter için bir ibadetgâh yaptırmıştır. Konstantin’in hıristiyan oluşu ve Kudüs’te kiliseler inşa etmesinden sonra Jüpiter mabedi, muhtemelen yıkılmıştır. Hıristiyanlar, İncil’deki “Ve İsa mabetten çıkıp giderken, mabedin binalarını kendisine göstermek için şakirtleri yanına geldiler. İsa da onlara cevap verip dedi: Bütün bu Şeyleri görmüyor musunuz? Doğrusu size derim: Burada taş üstünde yıkılmadık taş bırakılmayacak” (Matta 24/12) ifadesi sebebiyle Süleyman Mabedi’ni yeniden İnşa etmeyi reddettiklerinden burası, harap ve perişan bir vaziyette idi. 363’te Julien L’Apostat, Hz. İsa’nın geleceğe yönelik bu haberini geçersiz kılmak için Süleyman Mabedi’ni yeniden inşaya karar vermiş fakat mabedin temelleri bile atılamamıştır. 614’te iranlılar’ın daha sonra Bizans’ın eline geçen (629) Kudüs’te Süleyman Mabedi’nin bulunduğu mahal boş idi. 637 yılında, Kudüs, Hz. Ömer tarafından fethedildiğinde, halifenin, eski mabedin yerini sorup araştırdığı ve orada bir mescid yaptırdığı nakledilir. Daha sonra Emevî halifesi Abdülmelik tarafından 691’de Hz. Peygamberin miraç esnasında ayağını basmış olduğu taş üstüne, “Kubbetü’s-Sahra” adı verilen bir bina yaptırılmıştır. Rivâyet’e göre daha sonra halife Abdülmelik, Kubbetü’s-Sahra’nın yanında Mescid-i Aksâ’yı inşa ettirmiş veya onun başlattığı bu inşaat oğlu birinci Velid zamanında tamamlanmıştır. Mescid-i Aksâ’nın bugünkü yapısı, Emeviler dönemindeki yapıdan oldukça farklıdır. Zira Mescid-i Aksa, depremler sebebiyle birçok defa tahribat görmüş ve yeniden yapılmıştır. Emevî halifesi el-Hakem döneminin sonuna doğru 747’de meydana gelen depremde camiin doğu ve batı kısımları yıkılmış, yıkılan kısımlar Abbasi halifesi el-Mansur döneminde (758759) tekrar yapılmıştır. el-Mansur’un yaptırdığı kısımlar, 774 depreminde yeniden yıkılmış, halife Mehdî tarafından yaptırılmıştır. ao33’deki depremde Mescid-i Aksa büyük ölçüde hasar görmüş ve Fatımî halifesi ez-Zâhir tarafından yaptırılmıştır. Halife ez-Zâhir, Mescid-i Aksâ’nın doğu ve batısındaki dörder revakı kaldırmak suretiyle kısmen daraltmıştır. Bugünkü Mescid-i Aksâ’nın kuzeyindeki yedi kapı, onun eseridir.
Haçlıların Kudüs’ü alışından sonra Mescid-i Aksâ’nın bir kısmı kilise, bir kısmı da Templiers (isbitâriyye) şövalyelerine İkâmetgâh yapılmıştır. Salâhaddini Eyyubî Kudüs’ü Haçlılardan kurtardıktan sonra, Mescid-i Aksâ’yı eski haline getirtip kıble duvarının dekorasyonunu ve mihrabı yeniden yaptırmış, Nureddin Mahmud b. Zengî’nin Mescid-i Aksa için yaptırdığı minberi Halep’ten getirterek yerine koydurmuştur. 1217’de Melik İsâ b. Ahmed b. Eyyûb, kuzey revakını inşa ettirmiştir. Memlûklu sultanları ve Osmanlılar tarafından Mescid-i Aksa pekçok defa tamir edilmiştir. 1925 yılında kubbe ve bina elden geçirilmiş, 19381943 yılları arasında doğu ve orta revaklaryeniden yapılmıştır.
Mescid-i Aksâ’nın bulunduğu Kudüs’ün doğu kesimi, 1967 savaşında İsrail’in eline geçmiş ve 21/8/1969’da Mescid-i Aksa yakılmıştır. Bu yangında, Mescid-i Aksâ’nın büyük bir bölümü ile tarihi minber de harap olmuştur. Diğertaraftan İsrail devleti, 1968 yılından buyana Mescid-i Aksâ’nın çevresinde ve altında, arkeolojik araştırmalar bahanesiyle kazılar yaptırmaktadır. Yahu-düer’in inancına göre Mescid-i Aksa, onlarca kutsal sayılan ,Sü!eyman Mabedi’nin (Beit ha-Mikdaş) bulunduğu yere yapılmıştır. Yahudilerin en büyük emeli ise, Mescid-i Aksâ’yı yıkıp yerine Süleyman Mabedi’ni yeniden inşa etmektir.
Mescid-i Aksâ’nın iç uzunluğu 80, genişliği ise 55 metredir. Mescid’de yedi revak, on bir kapı vardır ki yedisi kuzeyde, biri doğuda, ikisi batıda, biri de güneydedir.
Hz. Peygamberin, İsrâ ve Miraç mucizesi esnasında götürüldüğü Mescid-i Aksâ’nın, Kudüs’teki Süleyman Mabedi olmayıp semadaki bir makam olduğu da rivayet edilmektedir. Bu görüşü benimseyenlere göre Kur’ân-ı Kerîm’de, İranlılarla Bizanslı-tar’ın savaş yaptıkları Filistin bölgesi, “en yakın yer” olarak tavsif edilmektedir (er-Rûm 30/3). Mescid-i Aksa ise, “en uzak mescid” demektir. “En yakın yer” diye nitelenen bir bölgedeki mescide “en uzak mescid” denilmesi çelişkili olur. Bu sebeple Kur’ân-ı Kerîm’de belirtilen Mescid-i Aksa, tıpkı Beytülmamur gibi semada bir makam olmalıdır. Buna karşılık, Cabir b. Abdullah’tan nakledilen şöyle bir hadis vardır: Rasûlullah şöyle buyurdu: Mescid-i Aksâ’ya sefer ettiğimi söylediğimde Kureyş beni yalanlayınca, Mescid-i Haram’a gidip Hicr’de ayakta durdum. Müteakiben Allah bana, Beyti Makdis ile gözüm arasındaki Mesafeyi kaldırdı da Mescid-i Aksâ’ya bayrak, onun nişanelerinden Kureyş’e haber Vermeye başladım” (Tecrid-i Sarih Tercümesi, 59).
islâm inancında Mescid-i Aksâ’nın oldukça önemli bir yeri vardır. Orası, müslümanların ilk kıblesidir ve üç önemli mescidden biridir. Ebû Hureyre’nin naklettiği bir hadiste Rasulullah şöyle buyurmaktadır: “Namaz ve ibadet için, şu üç mescidin dışındaki bir mescide yolculuk yapılması doğru değildir: Mescid-İ Haram, Mescid-i Ra5ÛI, Mescİd-İ Aksa” (Buharı, Mescid-i Mekke, 1, 6; Sayd, 26; Savm, 67). Ebû Zerr de Mescid-i Aksa ile ilgili olarak şöyle bir hadis rivayet etmiştir: “Bir defasında ben: Yâ Rasûlallah, yeryüzünde en önce hangi mescid bina kılındı? diye sordum. Rasulullah: Mescid-i Haram buyurdu. Ben: Sonra hangisi? dedim. Rasulullah: Mescid-i Aksa karşılığını verdi. Sonra ben: Bu iki mescidin kuruluşu arasında ne kadar zaman vardır? dedim: Rasulullah şu cevabı verdi: Kırk sene” (Buhârî, Enbiyâ, 40; İbn Mâce, Mesâcid 7; Müsned, V, 150).
Kaynak: İslamda inanç ibadet ve günlük yaşam ansiklopedisi
Cevapla