Paylaş
Mescid-i Cin
Question
Cin Mescidi
Mescid-i Cin, Cinlerin Hz. Muhammed (s.a.)’e iman ettikleri yeri simgeleyen mescittir.
Hz. Peygamber, amcası Ebû Talib’i ve zevcesi Hz. Hatice’yi kaybettiği için “senetü’l-hüzün” diye anılan ve Mekke müşriklerinin baskılarını iyice arttırdıkları yıl peygamberliğin onuncu yılı {milâdi 620) yeni bir destek sağlamak ve İslâm’ı tebliğ etmek için Taife gitmişti. Burada ilgi ile karşılanmak şöyle dursun, hakaretlere ve kötü muameleye maruz kaldı. Bu durumun verdiği teessür ve sıkıntı içinde oradan dönerken Yüce Allah’ın bir ihsanına mazhar oldu: Namazda okuduğu Kur’ân oradan geçen bir gurup cinin dikkatini çekti. Rasûl-i Ekrem’in okuduğu Kur’ân-ı Kerîm’i ilgi ile dinleyen cinler iman edip müslüman oldular.
Cinlerin İslâm’ı kabul edişi Kur’ân-ı Kerîm’de mealen şöyle ifade edilmektedir: “(Rasûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur’ân’ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, doğru yola ileten harikulade güzel bir Kur’ân dinledik de ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize ortak koşmayacağız” (el-Cin 72/12). Cinler daha sonra kendi toplumlarına bu ilâhî mesajı iletip onları da imana davet etmişlerdir (el-Ahkâf 46/2932). Bu sebeple Hz. Muhammed (s.a) “Rasulü’s-sekaleyn” (insanların ve cinlerin peygamberi) diye de anılır. İşte cinlerin iman ettikleri bu yere daha sonra inşa edilen mescid “Mescidü’l-cin” adını almıştır.
Bu mescid, Harem-i Şerifin kuzeyindeki Hacun bölgesinde Cennetü’l-Mualla’nın doğusunda bulunmaktadır. Ezrakî’nin rivayetine göre Hz. Peygamber, şu anda üzerinde mescid bulunan bu yeri Abdullah b. Mesud’a göstermiştir. Bu mescide Mescid-i Hares dendiği de rivayet edilmektedir. Çünkü burası Mekke muhafızları reisinin (emniyet müdürü) emrindeki muhafızlarla toplantı yaptığı yerdi ve bir anlamda o günkü Mekke’nin kuzey sınırını oluşturuyordu.
İnşaatı birkaç defa yenilenen Mescid-i Çin’in hicri onuncu asırda oldukça mütevâzi yapısı vardı. Mescid son durumuna göre yaklaşık 600 imlik bir alanı kaplamaktadır. Dışardan yüksekliği yaklaşık 8 m. olan binanın duvarları -Suudi Arabistan’da yapımı yenilenen pek çok tarihi mescidde olduğu gibi- parlak kırmızı taşlarla kaplıdır.
Mescidin kuzeyden güneye olan uzunluğu 37 m. kadardır. Kıble cihetine gelen güney duvarının genişliği ise yaklaşık olarak a6 m. dir. Harem caddesi ile Mescid-İ Cin caddesinin birleştiği yer olan kuzey duvarının genişliği ise güney duvarının genişliğinden daha azdır. Mescidin İçinde bulunan yeşile boyanmış 24 adet horasan tipi direk, küçük kavislerle tavana kadar yükselmektedir. Özel bir merdiveni olan minber güney duvarından ayrı durmaktadır. Cin Mesci-di’nin minaresi, kuzeydoğu köşesinde mescidin duvarı ile kaynaşmış durumdadır. Bir Şerefesi olan ve ucunda bir hilâl bulunan minarenin yüksekliği 15 m. kadardır.
Ezrakî, “Ahbâru Mekkete’l-Mükerreme” isimli ünlü eserinde, namaz kılmanın müstehap olduğu mescidler arasında bu mescidi de zikretmiştir.
Kaynak: İslamda inanç ibadet ve günlük yaşam ansiklopedisi
Answer ( 1 )
Mescid-i Cin, Türkiye’nin Aydın il sınırları içerisinde yer alan ve halk arasında “Cin Mescidi” olarak da bilinen tarihi bir yapıdır. Bu mescidin, adını cinlerden aldığına dair çeşitli halk inançları ve efsaneler bulunmaktadır. Yapının gerçek işlevi ve tarihsel geçmişiyle ilgili çok fazla kesin bilgi bulunmamakla birlikte, mescidin inşa tarihinin Osmanlı dönemine kadar uzandığı tahmin edilmektedir.
Mescid-i Cin’in Özellikleri
Efsanevi ve Doğal Özellikleri: Mescid-i Cin’in bulunduğu bölgede pek çok insan, farklı zamanlarda cinlerin görüldüğü ya da mistik olayların yaşandığına dair hikayeler anlatmıştır. Bu durum, yerel halk arasında mescide olan ilginin artmasına neden olmuştur.
Fiziksel Yapı: Yapı, küçük bir mescid olarak inşa edilmiştir ve çevresinde yeşil alanlar bulunmaktadır. Genellikle dağlık bir alanda yer alması ve çevresindeki doğanın huzur verici özelliği, insanların buraya daha sık gelmesine sebep olmuştur.
Ziyaret Edilme Sebepleri: Halk arasında, Mescid-i Cin’in hem manevi hem de doğaüstü etkiler taşıdığına dair inançlar bulunur. Çeşitli inanışlara göre, cinlerin orada bulunduğu, bu nedenle bu alanın manevi bir güce sahip olduğu düşünülür.
Mescid-i Cin’in Toplumsal ve Kültürel Önemi
Mescid-i Cin, sadece dini değil, aynı zamanda kültürel bir öneme de sahiptir. İnsanlar, bu mescidi sadece ibadet için değil, aynı zamanda bir tür ruhsal arınma ve huzur bulma amacıyla da ziyaret ederler. Yöredeki bazı inançlara göre, insanlar burada çeşitli dileklerde bulunur ve cinlerin ya da doğaüstü varlıkların yardımıyla isteklerinin gerçekleşeceğine inanırlar.
Günümüzdeki Durum
Bugün, Mescid-i Cin, turistler ve bölge halkı için önemli bir ziyaret noktası haline gelmiştir. Aynı zamanda, bu tür mekanlar, geleneksel halk inançları ile modern kültür arasında bir köprü işlevi görür. Bunun dışında, bölgede zaman zaman çeşitli etkinlikler ve etkinliklere katılma fırsatları da bulunmaktadır.
Efsaneleri ve mistik atmosferiyle Mescid-i Cin, Türkiye’nin dini ve kültürel zenginliklerinden biri olarak bilinir.