Paylaş
Mevlit Kutlamaları
Question
Mevlit Kutlamaları
Soru: Mevlit kutlamaları ve Rasûlullah’ı (s.a) övmek güzel bir bidat mıdır, yoksa çirkin bir bidat mıdır? Çünkü bazı âlimlerin buna bi-dat-ı hasene (güzel bir bidat), bazı âlimlerin de çirkin bir bidat (bidat-ı seyyıe) olduğunu söylediklerini duyuyoruz. Doğru olan hangisidir?
Cevap: Rasûlullah’ın (s.a) doğumu, Allah tarafından nebilerin sonuncusu ve peygamberlerin önderi Hz. Muhammed’in dünyaya gönde-nhşmın bir ifadesidir. Şüphesiz hatırlatmanın mü’minlere çok faydası vardır. Rasûlullah’ın hayatıyla ilgili herşeyi hatırlamaya ihtiyacımız
vardır. Çünkü Allah Teâlâ’nın şu âyeti gereğincğe Rasülullah (s.a) bütün müslümanlar için en güzel örnektir:
Şüphesiz Allah’ın Rasûlünde sizin için en güzel örnekler vardır. (Ahzab/21)
Bu sebeple yeryüzünün doğusundaki ve batısındaki müslümanla-rın onun sünnetini ve çağrısını, ahlakını ve hayatını okumaları, bu münasebetle rablerinin dinini ve kitabını öğrenip anlamaları için yüce Peygamberin doğum gününü bir fırsat olarak değerlendirmelerinde hiçbir yanlışlık yoktur. Belki de bu, onların daha fazla hayır ve iyilik yapmalarına sebep olacaktır. Alim ve fakihlerden birisi şöyle söylüyor:
Müslümanların kendisini anmaktan en çok mutluluk duyacakları kişi elbette Hz. Muhammed Mustafa’dır. Onun hayatının her bir günü sevinç ve mutlulukla anılmaya layıktır. Fakat bu günlerin içinde üç tanesi vardır ki sevinç ve mutlulukla anılmaya diğerlerinden daha layıktırlar. Bunlardan birincisi onun doğum günüdür ki o gün onun bereketli, güzel bir ağaç gibi yetişmeye başladığı ve ışık saçan bir güneş gibi doğduğu gündür.
İkincisi peygamberlikle görevlendirildiği gündür ki o gün bu bereketli ağacın ilk güzel meyvelerini verdiği, Kur’an’m insanlara bir yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak inmye, hidayet güneşinin dünyayı aydınlatmaya başladığı gündür.
Üçüncüsü hicret ettiği gündür. O günden itibaren bu bereketli ağaç en güzel meyvelerini vermiş, hidayet güneşinin parlak nuru bütün kainatı aydınlatmış, insanlar bu meyvelerle gıdalanmışlar ve bu nurla yollarını bulmuşlardır.
Bu kutlamalar vesilesiyle müslümanların yapmaları gereken en uygun faaliyetler, bu yüce Peygamberin çeşitli yönlerden büyüklüğünü hatırlamaları, hatırlatmaları, onun ahlakından, davranışlarından ve sözlerinden faydalı dersler ve kapsamlı öğütler almalarıdır. Onun hayatını bir çocuk, bir genç, bir eş, bir arkadaş, bir peygamber, bir komutan ve bir yargıç olarak incelediğimiz zaman onun her açıdan güzel bir örnek ve ideal bir model olduğunu görürüz.
Bu sebeple, büyük peygamber Hz. Muhammed’in doğum gününü anma törenlerini güzel bir gelenek olarak anlamamız gerekir. Allah’ın çizdiği ve mubah kıldığı sınırlar dahilinde kalmak şartıyla müslümanların bugüne önem vermelerinde ve bu münasebetle bir araya gelmelerinde asla hiçbir yanlışlık yoktur.
Bu kutlamaların Hz. Peygamber’in (s.a) hayatının, sünnetinin ve davetinin anlatılmasına ve tanıtılmasına tahsis edilmesi gerekir. Bu münasebetle konferanslar verilmeli, vaazlar ve konuşmalar yapılmalı, hutbeler okunmalıdır. Camilerde, derneklerde, kurum ve kuruluşlarda İslâm ve İslâm Peygamberiyle ilgili her konuda toplantılar tertip edilmelidir. Buna ilaveten ayrıca gazete ve dergilerde yazılar yazılabilir, İslâm ülkelerindeki çeşitli medya organları vasıtasıyla Hz. Peygamber’in hayatı ve İslâm’a daveti anlatılabilir.
Hz. Peygamber’in doğumunu kutlamanın kötü bir bidat olduğunu söylemelerinin sebebi bu kutlamanın zaman zaman bazı kötülükleri ve günahları ihtiva etmiş olmasıdır. Yoksa müslümanlardan bir topluluğun Rasûlullah’m hayatını, prensiblerini ve ahlakını dinlemek için bir araya gelmelerinde ayıplanacak hiçbir taraf yoktur.
Rasûlullah’ı (s.a) layık olduğu sekide övmek sadece mubah değil, her müslüman için vacibtir. Çünkü Allah Teâlâ yüce kitabı Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
Allah ve melekleri, Peygamber’e salavat getirirler. Siz de ona sa-lavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin. (Ahzab/56)
Bizim Peygamber’e olan salatımız onu medh ü sena etmeyi ve Allah katındaki saygınlığının daha da artmasını talep etmeyi de ihtiva eder.
Allah Teâlâ, Peygamber’ini Kur’an’m pek çok yerinde övmektedir: Şüphesiz sen büyük bir ahlaka sahipsin. (Kalem/4)
Ey Muhammed! Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik. (Enbiya/107)
Ey Peygamber! Biz seni şahid, müjdeci, Allah’ın izniyle bir davet-çi ve nûr saçan bir kandil olarak gönderdik. (Ahzab/45-46)
Andolsun ki, içinizden size, sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, size düşkün, inananlara şefkatli ve merhametli bir peygamber gelmiştir. (Tevbe/128)
Doğudaki ve batıdaki bütün müslümarilar ibret ve öğüt alma sınırlan içinde Rasülullah’ın (s.a) hatıralarını anmak için törenler düzenlesinler ve onların bu kutlamaları Rasülullah’ın sünnetiyle amel etmeye ve onun yolunda gitmeye bir vesile olsun. Allah çalışanların dostudur. [4]
Cevapla