Paylaş
Mirac Hadisesinin İspatı
Question
Miracın ispatı
Miraç meselesinin ispatı var mıdır?
Kuran’da İsra olayı açık açık anlatılmaktadır. Fakat bununla beraber Mirac olayı, İsra olayı gibi açık delillerle anlatılmamıştır. Rabbimiz (cc) Necm Suresinde şöyle buyuruyor: “Andolsun ki o, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü.” (Necm, 53/18) Bu yüzden bizler de İslam’ın ikinci kaynağı olan Rasulullah (sav)’in hadislerine bakıyoruz Mirac olayı ile ilgili.
Rasulullah (sav) şöyle buyuruyor:
Bir gece Resûlullah, Kâbe’de Hicr veya Hatîm denilen yerde iken -bazı rivayetlerde uykuda bulunduğu sırada veya uyku ile uyanıklık arası bir halde- Cebrail geldi; göğsünü açtı, zemzemle yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet doldurup kapattı. Burak adlı bineğe bindirip Beytülmakdis’e götürdü. Resûl-i Ekrem Mescid-i Aksâ’da iki rekat namaz kılıp dışarı çıktığında Cebrâil biri süt, diğeri şarap dolu iki kap getirdi. Resûlullah süt dolu kabı seçince Cebrâil kendisine “fıtratı seçtin” dedi, ardından onu alıp dünya semasına yükseltti.
Semaların her birinde sırasıyla Âdem, Îsâ, Yûsuf, İdrîs, Hârûn ve Mûsâ peygamberlerle görüştü; nihayet Beytülmamûr’un bulunduğu yedinci semada Hz. İbrâhim’le buluştu. Sidretü’l-müntehâ denilen yere vardıklarında yazıcı meleklerin kalem cızırtılarını duydu ve Allah’ın huzuruna çıktı.
Burada Cenâb-ı Hak elli vakit namazı farz kıldı. Dönüşte Hz. Mûsâ, elli vakit namazın ümmetine ağır geleceğini söyleyip Allah’tan onu hafifletmesini istemesini tavsiye etti. Namaz beş vakte indirilinceye kadar Hz. Peygamber’in huzûr-i ilâhîye müracaatı ve Mûsâ ile diyalogu devam etti. (Buhârî, Salat, 1, Tevhid, 37, Enbiya, 5, Bedü’l-halk, 7, Menâkıb, 24, Menâkıbü’l-ensar, 42; Müslim, Îmân, 259, 262-263, Fezâil, 164)
Answers ( 2 )
Peygamberliğin 12. yılında ikinci Akabe görüşmesinden sonra, Recep ayının 27. gecesi (Hicretten 18 ay önce) Peygamber Efendimizin (s) “İsrâ ve Mirâc” mücizesi gerçekleşti.!
İsrâ, gece yolculuğu ve gece yürüyüşü; Mirac ise, yükseğe ve göğe çıkmak, çıkılacak, yükselecek yer demektir. Bu büyük mücize gece vakti gerçekleştiği ve Rasülüllah (s) bu gece semâlara ve yüce makamlara yükseldiği için bu mücizeye “İsrâ ve Mirâc” denilmiştir.
Muhammed Hamidullah, İslâm Peygamberi adlı eserinde der ki:
“Kimileri, bu iki deyimle birbirinden farklı iki ayrı olayın kastedildiğini söylemişlerse de, İslam edebiyatında her iki deyim de Hz. Muhammed’in (s) hayatındaki o büyük olay için kullanılmıştır: Allah, dinini yaymak için gönderdiği Elçisini yeryüzünde yapmış olduğu çalışmalarından dolayı onurlandırıp ödüllendirmek için huzuruna kabul etmiş ve onunla ilâhi anlamda sohbet ettikten sonra yeryüzüne geri göndermiştir.
Rabbimiz, İsrâ suresinde (17/1) bu olayı şöyle ifade buyurur: “Kulunu (Muhammed’i), bir gece, kendisine bir kısım âyetlerimizi göstermek için, Mescid-i Harâm’dan (alıp), etrafını mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah’ın şânı yücedir. Çünkü O işitir ve görür.”
Peygamberimizin (s) Mescid-i Harâm’dan Mescid-i Aksâ’ya gidişi, bu âyet-i kerime ile sâbittir. Mescid-i Aksâ’dan semâlara ve yüce makamlara yükseldiğini ise, Necm suresinde yer alan bilgilerden ve Peygamberimizden nakledilen sahih hadis-i şeriflerden öğrenmekteyiz.
Necm süresinin Mirac’la ilgili ayetleri ise şöyledir:
“O (Kur’ân), kendisine vahyedilen bir vahiyden başka bir şey değildir.”
“Onu kendisine pek güçlü, o üstün akıl ve kemal sahibi olan melek Cebrail öğretti.”
“Melek kendi asli süretine girip doğruldu.”
“İşte o zaman kendisi en yüce ufukta idi.”
“Sonra yaklaştı ve iyice sarktı.”
“Öyle ki araları yayın iki ucu arası kadar veya daha az kaldı.”
“Bunun üzerine O (Allah) kuluna vahyetmek istediği her şeyi vahyetti.”
“Gözlerinin gördüğünü kalbi yalan saymadı.”
“Şimdi siz onun gördükleri hakkında şüphe edip kendisiyle münakaşa mı ediyorsunuz?”
“Onun bir başka inişini Sidretu’-Münteha’nın yanında görmüştü.”
“Me’vâ Cenneti de onun yanındadır”
“O dem ki Sidre’yi bir feyiz sarıyor, sardıkça sarıyordu…”
“Peygamberin gözü kaymadı, şaşmadı, aşmadı da.”
“Vallahi gördü, hem de Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü gördü!” (53/4-18)
Miraç hadisesi, İslam inancında Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya ve oradan da semaya yükseldiği mucizevi bir olaydır. Bu olayın ispatı, tarih boyunca birçok farklı açıdan ele alınmıştır.
Miraç hadisesinin ispatı için kullanılan bazı deliller şunlardır:
Kur’an’ı Kerim:
İsra Suresi: Bu surenin ilk ayetleri Miraç hadisesini açıkça anlatmaktadır. Ayetlerde Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya götürüldüğü ve oradan da semaya yükseltildiği belirtilmektedir.
Necm Suresi: Bu surede de Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Sidretü’l-Münteha’ya kadar yükseltildiği ve Allah’u Teala’nın ayetlerini gördüğü ifade edilmektedir.
Hadisler:
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Miraç hadisesini anlatan birçok hadis-i şerif mevcuttur. Bu hadisler farklı sahabiler tarafından rivayet edilmiştir ve olayın detaylarını açıklamaktadır.
Akli deliller:
Miraç hadisesinin doğruluğunu aklın ışığında da savunan birçok alim vardır. Bu alimler, olayın mucizevi bir olay olduğunu ve Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamberliğini ispatladığını savunmaktadırlar.
Tarihsel deliller:
Miraç hadisesinin gerçekleştiği dönemde Mekke’deki müşrikler bu olayı inkar etmemişlerdir. Hatta Hz. Muhammed’i (s.a.v.) yalancılıkla itham etmek yerine, onun delirmiş olduğunu söylemişlerdir. Bu durum, olayın o dönemde yaşandığına dair bir delil olarak kabul edilmektedir.
Miraç hadisesinin ispatı konusunda farklı görüşler de mevcuttur. Bazı kişiler bu olayın sadece manevi bir deneyim olduğunu savunurken, bazı kişiler ise olayın bedenle gerçekleştiğini savunmaktadır.
Sonuç olarak: Miraç hadisesi, İslam inancında önemli bir yere sahiptir. Bu olayın ispatı için farklı deliller kullanılmaktadır. Her ne kadar olayın nasıl gerçekleştiği konusunda farklı görüşler olsa da, Miraç hadisesinin Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamberliğini ispatlayan önemli bir mucize olduğuna inanılmaktadır.
Miraç hadisesi hakkında daha detaylı bilgi edinmek için:
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın web sitesini
İslami ilimlerle ilgili kitapları
Bu konuda uzmanlaşmış ilahiyatçıları
inceleyebilirsiniz.