Paylaş
Misak Nedir?
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Misak
KURAN VE SÜNNETTE MİSAK KAVRAMI
Allah Teâlâ’nın, Hz. Adem’den (aleyhisselam) ve zürriyetinden almış olduğu misak haktır.
Misak, yemin ve ahid ile tekid edilmiş olan bir akittir. V-S-K kökünden gelen “misák”, Kur’an-i Kerim’de müteaddit yerlerde geçer. Bunlardan ikisi, Allah ve Nebileri arasındaki sözleşmeyi; üçü, insanların birbirleri arasmdaki andlaşmayı; onsekizi ise gönderilen ilahi kitap vasıtasıyla peygamberlerin insanlarla yap tığı antlaşmayı ifade eder.
Akaid ilminde önemli bir yer tutan misàk olayı, Kur’an’da وإذ أخذ ربك من بني ادم من ظهورهم دريتهم ayetiyle anlatılır وأشهدهم على أنفسهم ألست بربكم قالوا بلى هذا أن تقولوا
Kendilerine” inen -gehitaba, يوم القيامة إنا گا عن هذا عافلين len peygamberlere ve dünya çıkarları gibi çeşitli nimetlere kavuşan İsrâiloğulları’ndan bir de söz alınmasına rağmen, bu sözlerinden döndüler. Aslında bunlar elest bezminde verdikleri ikrarlarını inkara dönüştürdüler. Hani Rabbin, ruhlar álemi, ana rahmi ve buluğ çağı olmak üzere üç makamda, baba-oğul silsilesince, Ademoğullarının bellerinden zürriyetlerini çıkarmış ve onları bizsat kendileri hakkında şahit tutarak “Ben sizin Rabbinis değil miyim?” diye sormuştu. Onlar da fitri imanlarına dair ikrar makamı olan üç mertebede de: “Evet sen bizim Rabbimizsin, biz de buna şahit olduk” demişlerdi. Bu mertebelerde fitri imant nizin aksine hiç bir sözünüz olmamıştı. İşte Biz bunu, Kıyâmet gününde “Bizim bundan haberimiz yoktu” demeyesiniz diye yaptık; ağzınızla söylenmiş gibi tabiatınızdan ikrar olarak aldık.
Bu konuda geçen hadisler deh, yukarıda geçen áyet-i kerime ile birlikte mütâlâ edildiğinde, “misak” olayı şu şekilde özetlenebilir: Yüce Allah, ilk insan olan Hz. Âdem’i yaratmış ve onun sırtını meshetmek suretiyle zürriyetini çıkarmıştır. Ådemoğulları’nın da zahrinden (belinden) kıyamete kadar gelecek olan bütün in sanların şahısları zerreler halinde çıkartılmıştır. Allah, bunlara söz anlayabilecek bir kabiliyet verdikten sonra, âyette geçtiği gibi, kendi Zat-i zülcelalini tanıtmış, onlar da Yüce Allah’ı Rab olarak kabul etmişlerdir… İşte dünyaya gelen her insan ezelde yapmış olduğu bu ilahi ahit üzere ve dünyevi küfür ve imandan salim olarak ve ruhlar alemindeki o ikrar ile doğmaktadır. Müminler ezelde vermiş oldukları sözlerine bağlı kalırken kafirler bu ilahi sözleşmeyi bozmuşlardır. Böylece onlar, kendilerini Cehenneme mahkûm etmiş oluyorlar.
Misåk olayının nasıl vuku bulduğu hususu, yani keyfiyeti meçhul olduğu için birçok alim bu konuda yorum yapmamıştır. Çünkü “misak” åyeti müteşåbihattan sayılmıştır. Ancak misak olayı ayet ile sabit olduğundan buna iman vaciptir.
Misåk, müminlerin verdiği sözden dönmeyen, şahsiyetleri nin ve hayat çizgilerinin değişmeyecek biçimde sağlam yapıda olduğunu ispat eder. Çünkü mümin, ezelde verdigi söz üzerinde durmuş ve bu sözü, dünya hayatı ile ahiret hayatı arasında kuvvetli bir bağ olarak görmüştür. Buna karşılık yaratıcısına ezelde verdiği sözden, isyanla, bu dünyada dönen kåfirlerin dünya ha yatında, insanlar arasında verdikleri sözlere nasıl güven duyula cağı endişesi doğmaktadır. Yaratanına karşı samimi olamayan, kendi gibi insanlara karşı hiç te güvenilir sayılamaz. Zira kafirin karakteri bozuk olup bu gerçeği taşıyacak yapıda degildir. Bu yapı, onun kendi eliyle bozulmuştur.
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Misak; verilen sözden dönmemektir bir bakıma. Müslümanın Allah’a olan sözleri vardır. Ve bu sözünü bozmaması sözünü yani misakını yerine getirmesi gerekmektedir. Sadece Allah’a olan misak değil, insanlara karşı olan misakta vardır. Bu sözleşmelere adeta müslümanlar riayet etmek zorundadır. Çünkü Müslüman sözünde duran kimsedir. En önemli özelliği bu olması gerekmektedir.