Paylaş
Mucize Nedir? Kısaca
Question
Mucize Ne Demek?
Mucize Hakkında Kısa bilgi
Sözlükte “aciz bırakan, güçsüz kılan, karşı konulmaz, harika olay, kudretsizlik ve takatsızlık veren iş” anlamlarına gelen mucize, ıstılahta, insanların benzerini meydana getirmekten aciz kalacakları ve âdeta meydan okuma şeklinde, peygamberlik iddiasında bulunan zattan adetin hilafına ve tabiat kanunlarının aksine olarak zuhur eden harikulâde olaylara denir. Asıl maksadı, peygamberin nübüvvet davasını ispat ve doğrulamaktır. Herhangi bir olayın mucize olabilmesi için onun nübüvvet görevi verilmiş kişilerin elinde zuhur etmesi gerekir. Mucize gerçekte Allah’ın fiilidir, “peygamber mucizesi” denilmesi mecazîdir. Bu nedenle olayın onun aracılığıyla olması, tabiat kanunlarının çok üstünde ve onlara aykırı olması, iddiaya uygun olarak ortaya konulması, bir tekzip ya da inkârdan sonra meydana gelmesi ve insanoğlunun aciz kaldığı bir olay türünden gerçekleşmesi gerekir.
Peygambere verilen mucizeler, bir yönüyle îmânın temel esaslarından olan nübüvvetle, diğer yönüyle de vahiy ile alâkalıdır. Dolayısıyla mucizeye inanmak gerekir: “Ona, “Rabbinden (başka) mucize indirilmeli değil miydi?” derler. De ki: “Mucizeler ancak Allah’ın katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.” (Ankebût, 29/50) Akıl bakımından da mucize imkânsız değildir. Çünkü her an insanın çevresinde meydana gelen olaylar, hayatın kendisi ve her sahası mucizelerle doludur. Varlıkların yaratılması, ömrü tamamlanınca yok olması ve hayatın kesintisiz olarak devam etmesi bunun en güzel örneğidir. Sürekli müşahede ettiğimiz ve bu nedenle değişmez sandığımız tabiat kanunlarını var eden Allah’tır. Allah bu kanunları dilediği zaman, peygamberleri vasıtasıyla değiştirebilir. Bu değişiklik bir mucizedir. Bu durumda mucizenin vukuu için aklî bir engel yoktur. Aksine akıl, mucizenin meydana gelmesini kabul edip benimser.
Peygamberlerden istenen mucizeler genelde o dönemde meşhur olan olaylarla ilgilidir. Hz. Musa’nın döneminde sihir, Hz. İsâ devrinde tıp ilmi, Hz. Muhammed devrinde de şiir ve edebiyatın önemli bir mevkiye ulaşması gibi. Hz. Peygamberin nübüvveti esnasında ortaya koyduğu mucizeleler, manevî (aklî), hissî (maddî) ve haberî olmak üzere üç şekilde sınıflandırılmıştır. Manevî mucizeye en büyük örnek Kur’ân’dır. Çünkü Kur’ân her çağdaki akıl sahibi insana hitap eden, akıllara durgunluk veren, başkalarının benzerini meydana getirmekten aciz kaldıkları büyük ve ebedî bir mucizedir: “Eğer kulumuza indirdiklerimizden her hangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sûre getirin, eğer iddianızda doğru iseniz, Allah’tan gayri şahitlerinizi (yardımcılarınızı) da çağırın.” (Bakara, 2/23). Bir hadiste de şöyle buyurulmuştur: “Hiçbir peygamber yoktur ki, onlara kendi zamanlarındaki insanların inandıkları bir mucize verilmiş olmasın. Bana mucize olarak verilen ise ancak Allah’ın bana vahyettiğidir.” (Buhârî, İ’tisâm, 1). Hissî mucize olarak Hz. Peygamber’in nübüvvet mührü, Ay’ın ikiye bölünmesi, parmaklarının arasından suyun akması, bir ziyafet esnasında zehirlenmek istenince olaydan haberdar olması, bir hurma kütüğünün teessürünü inilti şeklinde duyurması; haberî mucizeler için de Hz. Peygamberin Mekke’nin fethi, İslâm’ın tebliği ve meydana gelen savaşlarla ilgili açıkladıkları olay ve haberler örnek olarak gösterilebilir.
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
Answers ( 3 )
Mucizenin sözlük anlamına baktığımız zaman aciz bırakan, güçsüz kılan şey anlamlarına gelmektedir.
Mucizenin dini ıstılahtaki terim anlamı ise; insanların benzerini meydana getirmekten aciz kalacakları ve âdeta meydan okuma şeklinde, peygamberlik iddiasında bulunan zattan adetin hilafına ve tabiat kanunlarının aksine olarak zuhur eden harikulâde olaylara denmektedir.
mucize yanlış yerde kullanımları
selamun aleyküm hocam
hocam bi çocuk bi kattan düştü veya birisi bir olary oldu bu bir mucize demesi insanı dinden çıkartımı benim bildiğim bu sözleri mecezen kullanıyorlar mesela mucize indirim mucize doktor gibi bu sözler insanı dinden çıkartırmı
Mucize ne anlama gelir? Mucizeler
Mucize, insanlar arasında sâdece peygamberlerin elinde meydana gelen olağanüstü işlerdir ve ancak Allah’ın yardımı ile gerçekleşir. Allah lûtfetmedikçe, peygamberler kendi başlarına mucize gösteremezler. Allah Teâlâ, peygamberlerine, kâfirleri ikna etmeleri amacıyla, peygamberliklerini ispat için çeşitli mucizeler vermiştir. Bu mucizeler, onları gösterenlerin peygamber oluşunun en mühim delilleridir.
Mucizeler metafizik hadiseler olduğu için akılla kavranılması ve her yönüyle anlaşılması mümkün değildir. Her peygamberin muhtelif mucizeleri vardır, Kur’ân-ı Kerim, bu mucizelerden geniş olarak bahsetmiştir. Nuh Tûfan’ı, Hz. Salih (a.s.)’m devesi, Hz. İbrahim (a.s.)’ın ateşe atıldığı halde yanmaması, Hz. Musa (a.s.)’m asası ve yed-i beyzâ’sı/beyaz eli, Hz. İsa (a.s.)’ın hastaları iyileştirmesi ve ölüleri diriltmesi, Rasülullah (s.a.v.)’İn Mirâc’ı bunların en meşhurlarıdır. Gösterildiği anda orada bulu-nanlarca görülmüş ve hislerle müşahede edilmiş olan mucizelere “hissî mucizeler”, duyu organlarıyla müşahede edilemeyip sâdece akılla bilinenlere ise “aklî mucizeler” denmiştir. Peygamber Efendimizin en büyük mucizesi, ikinci türden “aklî bir mucize” olup, Kıyamete kadar devam edecek olan Kur’ân-ı Kerim’dir. Kur’ân üzerindeki yeni araştırmalar, her defasında, bu mucizeligin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmuş ve daha sonra da olacaktır.
Kısacası mucize kelimesini mecaz anlamda kullanmak caizdir gerçek anlamda kullanmak ise caiz değildir. Daha doğrusu mucize kelimesine yüklediğiniz anlama bağlı
Olağanüstü bir hal olağanüstü bir durum şeklinde kullanmak caiz olur
Peygamber mucizesi gibi o anlamda kullanmak ise caiz olmaz çünkü mucize peygamberlere özeldir
Mucize; Allah tarafından peygamberlerin göstermiş olduğu insan üstü olaylara denmektedir. Bu sözler her ne kadar mecazi anlamlarda kullanılsa da dinen kullanılması uygun değildir. Çünkü mucize; tabiat üstü olan olaylar demektir. Bu olayları da var eden Rabbimiz (cc)’tur. O yüzden insanların her ne kadar mecazi olarak da kullanmış olsalar mucize kelimesini bu kelimeyi kullaanmak caiz değildir.