Paylaş
Mukarreb Melekler – Allaha yakın melekler
Question
Melaike-i mukarrebin Ne Demek
Allah Teâlâ, Nisa Sûresi’nde,
“Ne Mesih, ne de mukarreb melekler, Allah’ın kulu olmaktan asla yüksümezler.” [1] buyurmuştur. Mukarreb, yaklaştırılmış, yakınlaştırılmış anlamındadır. Bu, mekan bakımından yakınlığı ifade ettiği gibi, şeref ve itibar manasına da gelir. Çünkü bir padişaha, ancak şeref ve itibar verdiği kimseler yakın sayılırlar. Bundan dolayı, Musa (a.s)’ya karşı yarışacak sihirbazlar, Firavun’a, “Üstün gelen biz olursak, bize bir mükafat var değil mi?” dediklerinde, Firavun, “Evet, (benim) mukarrebûn(um)dan olacaksınız.” demişti [2] Allah Teâlâ da Vâkı’a Sûresi’nde, “(İmanda ve güzel iş yarışında) ileri geçenler var ya, işte mukarrebûn onlardır.” [3] buyurarak, insanlardan, Allah’a manen yakın olanları bildirmiştir. Binâenaleyh mukarreb melekler de Allah Teâlâ’nın yakın melekleridir. Bu meleklerin mevkisi ve şerefi, diğer yaratıklar üzerine, Allah Teâlâ tarafından yükseltilmiş ve böylece onlar Allah’ın en yakın melekleri olmuşlardır.[4]
Arş’ı yüklenen ve onun etrafında bulunan meleklerden bahsederken, bunların da mukarreb meleklerden olduğundan ve bir görüşe göre “kerûbiyyûn” ismine de sahip olduklarından bahsetmiştik. Allah’a en yakın melekler onlardır.[5] Âlûsî, “Mukarrebûn”, bütün melekleri ifade için kullanılan çoğul bir sığadır.” Der.[6] Aslında âyetin zahirinde, bu ifadenin belli bir melek sınıfına işaret olduğuna dair açık birşey bulunmadığına ve bütün melekler, Allah katında değerli olduğuna göre, bu pek de yabana atılacak bir görüş değildir.
Âyetteki “mukarrebûn” kelimesini, bir cins meleğin adı sayanlar, bu âyetten hareket ederek, bunların diğer meleklerden efdâl olup Cebrail (a.s)’in de bunlardan olduğunu söylemişler.[7] Dahhâk’a göre ise mukarrebûn, ikinci göğe yakın olan meleklerdir.[8]
Bunlar, dört büyük meleğin de dâhil olduğu en faziletli melek sınıfı sayılarak, “Mele-i A’la”, yani “en yüce meclis” tabiri de, bu meleklerin meclisi manasına alınmıştır. “en-Nediyyü’l-A’lâ”, yani “yüce kulüp” ve “er-Refikü’l-A’lâ” da aynı manada, “büyük ve seçkin meleklerin meclisi ve halkası” manasına alınmıştır. Rasûlullah (a.s)’ın, her gece yatarken yaptığı, “Bismillah, yanımı Allah için yere koydum, ey Allahım, günahımı affet, şeytanımı kov-uzaklaştır, bağımı çöz, beni en-Nediyyü’l-A’lâ’da kıl!” şeklindeki duası ve vefatı esnasında söylediği, “Allahım, er-Refikü’l-A’lâ.. Allahım, Cebrail, Mikâil, İsrafil ile Refikü A’lâ’da (olmayı istiyorum).” şeklindeki sözleri, vefatından sonra o mecliste, yani Allah’a en yakın mecliste olmayı istediğini gösteriyor
[1] Nisa: 4/172.
[2] A’raf: 7/113,114.
[3] Vâkı’a: 56/10,11.
[4] Taberî, 6/26.
[5] İbn Kesîr, 6/124; Âlûsî, 6/38.
[6] Âlûsî, 6/38.
[7] Âlûsî, 6/38-39.
[8] Taberî, 6/26
BENZER KONULAR:
- Kuranda ismi geçen Melekler
- 4 büyük Melekler kimdir, 4 büyük meleğin görevleri
- Meleklere inanmanın faydaları
- Melekler Hakkındaki Batıl İnançlar
- Meleklerin ortak özellikleri nelerdir?
- Tümünü görüntüle.
- Dini soru sor cevap al
- Dini soru sor cevap al Sitesi Hakkında Bilgi
- Dini soru sor cevap al “Site Kuralları”
- Dini sorulara hocalar neden farklı cevap veriyorlar
- Dini Soru Sor Hocalar Cevaplıyor
- Tümünü görüntüle.
Answers ( 2 )
Mesîh de, en yakın melekler de Allah’a kul olmaktan çekinmezler. Kim O’na kulluktan çekinir de büyüklük taslarsa, (unutmasın ki) Allah hepsini (kabirlerinden kaldırıp) huzurunda biraraya getirerek toplayacaktır.
Kulluktan Çekinip Büyüklük Taslayanlar
«Mesîh’de, en yakın melekler de Allah’a kul olmaktan çekinmezler..»
Cehaletin en koyusu ve katmerlisi, Yaratan’a karşı gelmek, O yüce
kudreti tanımamaktır. O’na kulluktan kaçınıp büyüklük taslayanlan, sözü edilen cehalet kavramının dışında tutamayız.
O halde asıl cehalet, okuma-yazma bilmemek, tahsîl görmemek değil, kâinatın her parçasına varlığının ve birliğinin damgasını vuran ve varlık âlemini bu belgelerle dolduran Allah’ı tanımamak ve O’na kulluk etmemektir.
Mekke’nin o gün için en bilgili ve kültürlü ileri gelenlerinden Ebu’I-Hakem, Allah ve Peygamberine baş kaldırıp her geçen gün biraz daha inat ve inkârını artırdığından. Peygamber (A.S.) Efendimiz Melek Cebrail’in işareti üzerine ona EBU CEHL = Cehlin babası adrnı takmıştı.
Müik sahibinin inayetine mazhar olup O’nun bağ-bahçesinde barınan, meyvasindan yiyip, suyundan, havasından yararlanan kişiyi düşünün! Bu durumda mülk sahibini tanımıyacak kadar şımarır ve kendisinden istenilen hizmeti vermekten kaçınırsa onun bu düşünce ve davranışında insaf ve idrâkin ölçüsü ve anlamı var mıdır? Allah’ını tanımayıp ama O’nun mülkünde geçinip giden bir insanın, bu tarz bir tutumunun beşer ruhunun yü-celiğiyle, hilkatin hikmetiyle bağdaşır yanı var mıdır?
«Ceza amelin cinsindendir..» sözü burada bir defa daha geçerliğini korur. İlgili âyetle büyüklük taslayanlara verilecek cezanın çok elem verici olacağı açıklanırken, onların aşağılanacağı ve kendilerine bir dost bir sahip ve yardımcı da bulamıyacaklan hatırlatılıyor. Çünkü büyüklük tasla-yanların samimi dostu ve yardımcısı olmaz. Başkalarına tepeden bakanlara herhalde aşağılayıcı bir azap verileceği en uygunudur. Allah’ın bu husustaki denge kanunu ve şaşmayan adaleti elbette günü gelince hükmünü yürütecektir.
Mukarreb Melekler (Türkçeye Arapçadan geçmiş bir terim olarak), “Allâh’a yakın melekler” olarak tanımlanır. Bu kavram, İslam inancına göre Allah’a en yakın olan melekleri ifade eder. Bu melekler, Allah’ın huzurunda sürekli olarak O’na ibadet eden, O’nun emirlerine tam olarak uyan ve yüce kudretine yakın olan varlıklardır.
Mukarreb Meleklerin Özellikleri:
Allâh’a Yakınlık: Mukarreb melekler, Allah’a en yakın olan, sürekli O’nun huzurunda bulunan meleklerdir. Allah’ın emirlerini en iyi şekilde yerine getiren ve hiç bir şekilde isyan etmeyen bu melekler, O’nun büyüklüğüne, kudretine, yüceliğine tam bir teslimiyet içindedirler.
İbadet ve Tesbih: Bu melekler sürekli olarak Allah’ı tesbih ederler, yani O’na yücelik ve eksikliklerden uzak olduğunu ifade ederler. Tesbih, aynı zamanda Allah’ın yüce sıfatlarını dile getirme ve O’na olan derin sevgi ve bağlılık anlamına gelir.
İnsanlara Yardım: Mukarreb melekler, Allah’ın emirlerine uyarak insanlara da yardımcı olabilirler. Bazı hadislerde, Allah’ın meleklerinin insanlara doğru yolu göstermek veya onları kötülüklerden korumak için gönderildikleri ifade edilir. Ancak bu melekler, sadece Allah’ın izniyle hareket ederler.
İhtişam ve Işık: Mukarreb melekler, görkemli varlıklardır. Allah’ın yaratma kudretinin en yüksek tezahürlerinden biri olarak kabul edilirler. Genellikle büyük bir ışık içinde tasvir edilirler.
Aziz ve İzzetli: Bu melekler, yüce ve izzetli meleklerdir. Onlar, Allah’ın en özel, en saygıdeğer varlıklarıdır. İslam’da bu meleklerin isimleri genellikle verilmese de, bazen özel görevleri olan ve çok önemli melekler arasında yer aldıkları kabul edilir.
Mukarreb Meleklerle İlgili Bazı İslamî Kaynaklar:
Kur’an’da: Kur’an’da mukarreb meleklerin varlığından ve Allah’a yakınlıklarından bahsedilmektedir. Örneğin, “Allah’ın katında bulunanlar, O’na ibadet etmekten asla geri durmazlar; O’nun yüceliğini tespih ederler.” (Kur’an, 21:19-20). Bu ayet, Allah’a yakın meleklerin sürekli O’nu yücelten varlıklar olduklarını ifade eder.
Hadislerde: Peygamber Efendimiz (sav) de mukarreb meleklerden bahseder. Bu melekler, Allah’ın en yakın varlıkları olarak sürekli olarak O’na ibadet etmekte ve insanların iyiliği için de Allah’ın izniyle çalışmaktadırlar.
Mukarreb Meleklerin İsimleri:
Kur’an ve hadislerde, mukarreb meleklerin spesifik isimleri genellikle belirtilmez. Ancak, bazı İslamî metinlerde, Cebrail, Mikail, İsrafil ve Azrail gibi başlıca melekler, Allah’ın en yakın hizmetkârları arasında sayılabilirler. Bununla birlikte, mukarreb melekler daha çok soyut bir kavram olarak Allah’a yakınlıklarını ve ibadetlerini simgeler.
Sonuç olarak, mukarreb melekler, Allah’a en yakın olan ve sürekli olarak O’na ibadet eden yüksek varlıklardır. Onların varlıkları, Allah’a duyulan sevgi ve teslimiyetin en yüksek tezahürüdür.