Kuranda 23. sure olan Muminun suresi ile ilgili kısaca bilgiler

Bu sure ismini ilk ayette geçen el müminun kelimesinden almıştır. Müminun kelimesinin sözlük anlamı inananlardır. Mekke şehrinde peygamber efendimize indirilmiştir. Toplamda 118 ayetten oluşmuştur. Müminun suresi, bir insanın anne karnındaki oluşumu, Hz. Nuh, Hz. Musa ve Hz. Harun hakkında ibretlik olan bilgiler, Allah’ı inkar edenlerin başlıca özellikleri, Allah’a inanmayan ve emirlerini yerine getirmeyenlerin acıklı durumu konu edilmiştir.

Muminun suresi konusu ve mesajları madde madde

Kur’ân-ı Kerîm’in 23. sûresi

İlk âyetinde geçen ve “müminler / ina­nanlar” anlamına gelen kelime bu sûrenin adı olmuştur. Mekke’de indirilmiştir. 118 âyettir. Âyet sonlarına ahenk veren fasıla­ları mim ve nun harfleridir.

Hz. Ömer’in bildirdiğine göre, Hz. Pey-gamber’e vahiy geldiği zaman, yüzünün etrafında arı uğultusuna benzer sesler işitilirdi. Bir gün yine kendisine vahiy geldi. Bir süre sonra vahiy halinden sıyrıldı. Kıble­ye dönüp ellerini kaldırdı ve şöyle dua etti: “Allah’ım, bize olan hayrını bollaştır, azaltma. Bizi yükselt, alçaltıma. Bize ihsan et, mahrum eyleme. Bizi üstün kıl, başkala­rını bize üstün kılma. Bizi memnun et ve bizden razı ol”. Daha sonra Hz. Peygam­ber: “Bana on âyet indirildi. Kim, onların gereğini yaparsa, cennete girer” buyurdu ve ardından “Kad eflaha’l-müminûn” dan başlayarak on âyeti okudu (et-Tirmizî, Tefsîr, 24; Müsned, I, 34).

Bu sûrede, kurtuluşa eren müminlerin özelliklen, Yüce Allah’a inanıp ibadet et­menin lüzumu, geçmiş peygamberlere karşı tavır alan inkarcıların ortak özellikleri, Yüce Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren deliller ile, insanlara olan lütfü; inkarcıların âhiretteki faydasız pişmanlıkları, dünya hayatının çok kısa bir imtihan dönemi ol­duğu, buna aldanmayıp sadece Yüce Al­lah’a ibadet etmenin gereği anlatılmakta­dır.

Sûrede bahsedilen konular ve bazı so­nuçlar özetle şunlardır:

* Başarıya ulaşan müminler, namazları huşu ile kılan, boş sözden yü2 çeviren zekâtını veren, zinadan uzak kalıp namu­sunu koruyan, emaneti ve ahdini gözetip yerine getiren kimselerdir ki bunlar Firdevs (cennet)e vâris olup orada ebedî kalacak­lardır (âyet: 1-11).

* Yüce Allah, insanı çeşitli aşamalardan geçirerek yaratmıştır. Gökleri yaratan, toprağı yağmurlarla yeşertip rızık veren, hayvanları da insanlara yararlı kılan O’dur; insanın dönüşü de O’nadır (12-22).

* Allah Teâlâ, Hz. Nuh’u elçi olarak gön­dermiş, fakat inkarcılar çeşitli bahanelerle onu küçümseyip yalanlamışlar, sonunda da Yüce Allah tarafından bir tufanla yok edil­mişlerdir; bundan ibret almak gerekir (23-30).

* Hz. Nûh’dan sonra da Yüce Allah, bir­çok elçiler göndermiş; fakat inkarcılar hep aynı tavrı takınarak, peygamberleri yalan­lamışlar, öldükten sonra dirilmeyi inkâr etmişler, ama sonunda ilâhî azapla ceza­landırılarak yok edilmişlerdir. Hz. Mûsâ ve Hz. Harun da Allah Elçileri olarak gönde­rilmiş, ancak kibirli Firavun ve ileri gelenler tarafından yalanlanmış, sonunda bu inkar­cılar da helak edilmişlerdir (31-49)-

* Yüce Allah, babasız doğan Hz. îsâ’yı ve bir erkek dokunmadan onu doğuran Hz. Meryem’i mucize kılmıştır (ço).

* Allah Teâlâ, Elçilerine ve (insanlara) güzel şeylerden yiyip yararlı işler yapmala­rını, sadece kendisinden korkulmasını bu­yurmuştur. Fakat zamanla insanlar dinde ayrılığa düşmüşler, kendilerine verilen mal ve evlât (gibi nimetler) ile imtihan edildiklerini unutmuşlardır (51-56).

* Gerçek müminler; Allah’tan korkan, O’nun âyetlerine İnanan, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayan, sadece Allah rızası için harcamada bulunan, hayırda yarışıp öne geçen kimselerdir (57-61).

* Yüce Allah, kimseye gücünün üstünde bir şey yüklememiştir. Herkesin yaptığı tespit edilmektedir ve kimseye haksızlık edilmeyecektir (62).

* İnkarcılar, gaflet içinde oyalanıp durur­lar; onların, azaba yakalanınca feryatları boşunadır; Allah’ın âyetlerine yüz çevirip cephe almanın cezasını çekeceklerdir (63-67).

* Hz. Muhammed (s.a.), insanlara hakkı getirmiştir, doğru yola çağırmıştır, buna karşılık onlardan hiçbir ücret istememiştir; fakat inkarcılar doğru yoldan sapmışlardır, onlara gelen ilâhî uyanlar fayda etmemiş­tir, sonunda şiddetli bir azap kapısı açılınca şaşkın ve umutsuz kalmışlardır {68-77).

* İnsana kulak, göz ve kalp ihsan eden, yaratıp yaşatan, gece ile gündüzü düzenle­yen Allah’tır. Herkes O’na dönecektir. İn­san, aklını kullanıp her şeyin sahibi ve yö­neticisi olan, görüneni ve görünmeyeni bilen Yüce Allah’a inanmalı, O’na hiçbir şeyi ortak koşmamalıdır. Eğer Allah’tan başka tanrılar olsaydı, biri diğerine üstün gelmeğe çalışır, yeryüzünün düzeni bozu­lurdu (78-92).

* Peygambere karşı gelenler ergeç azaba müstahak olurlar. Bununla beraber sabırlı olmalı, kötülüğe karşılık iyilik yapmalı, şeytanın vesvesesinden ve azgınların başı­na gelecek ilâhî azaptan Allah’a sığınmalı-dır(93-98).

* Ölüm geldikten sonra pişmanlığa dü-

şüp, dünyaya geri dönmeyi ve iyi İşler yapmayı istemenin hiçbir yararı olmaz (99-100,105-108).

* Sûra üflenince soy-sop unutulur ve herkes kendi derdine düşer, orada (sevap) tartıları ağır gelenler kurtulur; hafif gelen­ler ise cehenneme atılır (101-104).

* Yüce Allah, kendisine inanıp merhamet dileyenleri mükâfatlandıracak, mümin kullarıyla alay eden inkarcıları ise cezalan­dıracaktır.

* Dünya hayatı çok kısadır. İnsana yaşa­dığı Ömür bir gün veya daha kısa bir zaman gibi gelir. Öyleyse bu geçici hayata aldan-mamalı, Yüce Allah’ın kimseyi boş yere yaratmadığını, insana hayatının hesabını soracağını bilmelidir {112-115}.

* Allah, en yücedir; O’ndan başka Tanrı yoktur. O’na ortak koşanlar, Yüce Huzurda hesap vereceklerdir. Kâfirler iflah olmaz. Sadece Allah’tan bağışlanma ve merhamet dilemelidir; çünkü O, merhametlilerin en merhametlisidir (116-118).

Benzer konular:

• Müminun suresi hakkında bilgi
• Müminun suresi ismini nereden almıştır
• Hz Adem’in yaratılışı
• Kuranda cennete kimler girecek
• Allah katında en büyük günahlar nelerdir
• Tümünü görüntüle.