Münker ve Nekir Melekleri

Bunlar, kul ölüp kabre konulduktan sonra ondan; Rabbinin ve peygamberinin kim olduğunu ve dininin ne olduğunu soran meleklerdir. Sözlükte “bilmemek; şiddetli ve korkulu olmak” anlamındaki neker (nekâre) kökünden türeyen münker ve nekîr “tanınmayan, şiddetli ve korkulu olan” demektir. Terim olarak berzah âleminde insanları sorguya çekeceği belirtilen iki meleği ifade eder. Sorgu melek lerine Münker ve Nekir adının verilmesi, kâfirlerle münâfıklara karşı şiddetli davranıp kalplerine korku salan bir görüntüye sahip olmalarından ötürüdür.

Kur’ân-ı Kerim’de kabir hayatına işaret eden âyetler bulunmakla birlikte Münker ve Nekir’den söz edilmemektedir. Bunlar hakkında Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den şu ve benzeri hadisler rivayet edilmiştir: Berâ b. Azib radıyallahu anh diyor ki: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte Ensar’dan bir adamın cenazesinde bulunarak defnetmek üzere Bakî Mezarlığı’na doğru yola çıktık. Daha kabrin lahdi yapılmadan kabre vardık. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem oturdu, kabrin etrafına biz de oturduk. Sanki başlarımızın üzerinde birer kuş varmış gibi (sakin duruyor) idik. (Rasûlullah) elindeki bir çubukla yeri eşeliyordu. Derken başını kaldırıp iki ya da üç defa “Kabir azabından Allah’a sığının” buyurdu. Sonra Allah Rasûlü şöyle buyurdu: “Ve mü’min kula iki melek gelir. Onu oturtarak ona ‘Rabbin kimdir?’ derler. ‘Rabbim Allah’tır’ der. Sonra ona ‘Dinin nedir?’ derler. ‘Dinim İslâm’dır’ der. Sonra ‘Şu size gönderilen adam da kimdir?’ diye sorarlar. ‘O, Allah’ın Rasûlü’dür’ cevabını verir. Sonra ‘Bunu sana öğreten nedir?’ derler. (O da) ‘Ben Allah’ın Kitabı’nı okudum, ona iman ettim ve (onu) tasdik ettim’ der.”

Cerîr’in rivâyetinde (şu) ilave vardır: “… Bunun üzerine gökten bir nida eden şöyle seslenir: Kulum doğru söyledi. Ona cennetten bir yer döşeyin ve ona cennetten bir kapı açın ve onu cennetten elbiselerle giydirin.” Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Hemen arkasından o kula (cennetin) esintisi ve hoş kokusu gelmeye başlar ve kabri gözünün görebileceği mesafe kadar ona genişler. Kâfire gelince; muhakkak ki kâfirin ruhu da cesedine iade edilir. Sonra ona iki melek gelip onu otur tarak kendisine ‘Rabbin kimdir?’ derler. O (korkusundan) hik-mik edip ‘hah hah’ der, “Bilmiyorum’ cevabını verir. Bunun üzerine ‘Dinin nedir?’ derler. (Yine) hik-mik edip “hah hah’ diyerek, ‘Bilmiyorum’ der. Sonra ‘Size gönderilen adam da ne oluyor?” derler. (Yine) ‘hik-mik’ edip ‘Bilmiyorum’ cevabını verir. Bunun üzerine gökten bir nida eden şöyle seslenir: ‘Yalan söylüyor, ona cehennemden bir yer serin. Cehennem elbiselerinden bir elbise giydirin ve ona Cehennemden bir kapı açın.’ Rasûlullah buyurdu ki: ‘O sırada (cehennemin) sıcağı, yakıcı havası kendisine gelmeye başlar. Kabri kendisine (öyle bir) daraltıhır (ki) kaburga kemikleri birbirine girer.””

Cerîr’in rivâyetinde (şu) ilave de vardır: “Sonra ona, yanında demirden bir tokmak olan kör ve dilsiz (bir zebâni) musallat edilir. Eğer o (tokmak) dağa vurulsa (dağ) toz haline gelir. (Zebani) o tokmağı o kâfire öyle bir vurur ki, o vuruşu(n sesini) insanla cinden başka şark ve garp arası(nda bulunan tüm varlıklar) işitir. (O kâfir de yediği bu darbe ile) toz haline gelir sonra (azabın devam etmesi için o kâfirin) ruh(u tekrar) kendisine iade edilir.”

BENZER KONULAR:

• Rahmet melekleri ve Münker Nekir melekleri hakkında kısaca bilgi veriniz
• Münker- Nekir ne demek? Kısaca
• Münker – Nekir ve Görevleri
• Hangi tür resimlerde rahmet melekleri eve girmez ?
• Eve melek girmemesi
• Tümünü görüntüle.