Selâmün aleyküm. Allah nasip ederse kardeşim ve ablam namaza başlayacak, ben de onlara yardımcı olmaya çalışıyorum fakat yanlış yönlendirmek istemiyorum onun için size danışmak istedim. Çok uzun ve zor gibi göstererek de heveslerini kaçırmak istemiyorum onun için öncelikle farzlardan bahsetmek daha doğru olur diye düşünüyorum.
1. İstedikleri mezhebi seçmekte özgürler midir ?
2. Şafii mezhebine göre sadece Fatiha ve Ettehiyyatu mü farzdır ? Yani zammı sure okumadan kılsa namazın sevabını azaltır mı ?
3. Hem Şafii hem de Hanefi mezhebine göre namazın farzları sadece Fatiha, Ettehiyyatu ve bir sure okumak mıdır ?
4. Öğrenene kadar sesli açıp namaz kılarken dinleyebilirler mi ?
5. Sünnet namazı kılmayı öğrenmeden direkt kaza namazı ile başlasalar uygun olur mu ? Çünkü birçok kaza namazları var ve sünnet onları kazadan daha çok zorlar diye düşünüyorum sure açısından vesaire.
Allah bizi ve neslimizi daim namaz kılanlardan eylesin.
1. Mezhep seçme özgürlüğü vardır, dilediğiniz mezhebin ilmihalini alın okuyun amel edin.
2. Şafii mezhebine göre namazda farz olan okumalar fatiha ve tahiyyattır, zammı sure sünnettir. Okumazsanız sevabı az olur.
3. Hanefi mezhebinde vacip kavramı var, şafiide sadece farz ve sünnet… zammı sure vaciptir hanefi mezhebine göe
4. namazı öğrenene kadar yardım almak caizdir.
5. Sadece kaza kılsınlar sünnetlere kaza bitiminde başlasınlar.
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
Kişinin mezhep seçme özgürlüğü vardır. Mezhep babadan devam eden bir gelenek değildir. Şafii mezhebine göre zammı sure okumak sünnettir. Kişi Şafii mezhebine göre zammı sure okumasa da namazı bozulmaz. Hanefi mezhebinde zammı sure okumak vaciptir. Vacibi kasten terk eden birinçn namazı bozulmuş olur. Hata ile terk edildiği zaman sehiv secdesi gerekir. Kişi namaz kılmayı öğrenene kadar sesli bir şekilde yardım alabilir. Bir insanın kaza namazı var ise vakit kaybetmeden kaza namazlarını kılmalıdır.
Dua, İslam da dahil olmak üzere çeşitli dini geleneklerde bir ibadet ve Tanrı (Allah) ile iletişim şeklidir. Sözler, jestler ve içsel tefekkür yoluyla ilahi olana hitap etme ve onunla bağlantı kurma eylemini içerir.
İslami bağlamda, namaz (Namaz veya Namaz) İslam’ın temel direklerinden biridir. Müslümanların Allah’a teslimiyetlerini göstermek, O’ndan hidayet, mağfiret ve bereket dilemek için yaptıkları farz bir ibadettir. Müslümanlar, namazın Allah ile doğrudan bir bağlantı kurmanın ve O’nun yakınlığını ve merhametini aramanın bir yolu olduğuna inanırlar.
Müslümanlar, beş farz namaz (Fajr, Dhuhr, İkindi, Akşam ve Yatsı) olarak bilinen beş vakit namazı gece ve gündüzün belirli vakitlerinde kılmakla yükümlüdürler. Bu dualar, ayakta durma, rüku, secde ve oturma gibi fiziksel hareketlerin yanı sıra Kuran’dan ayetlerin okunmasını ve Arapça duaları (dua) içerir.
Dua sadece ritüel bir eylem değil, aynı zamanda manevi ve meditatif bir uygulamadır. Manevi arınma, iç huzuru bulma ve Allah ile bağını derinleştirme aracı olarak hizmet eder. Günlük yaşamda derinlemesine düşünmek, şükretmek ve rehberlik aramak için bir fırsattır.
Namaz, Müslümanların Allah’la olan ilişkilerini ve O’na ibadet etme görevlerini sürekli olarak hatırlatması nedeniyle, Müslümanların yaşamlarında merkezi bir yere sahiptir. Manevi büyümeye ulaşmanın, af dilemenin ve kişinin inancını güçlendirmenin bir yolu olarak kabul edilir.
Dua uygulamalarının farklı dini gelenekler, mezhepler ve bireysel inançlar arasında değişebileceğini not etmek önemlidir. Duanın özellikleri de kültürel ve bölgesel uygulamalara göre farklılık gösterebilir. Dua hakkında daha spesifik sorularınız varsa veya önemi ve uygulamalarını daha derinlemesine araştırmak istiyorsanız, kendi geleneğinizdeki bilgili bir dini otoriteye veya bilim adamına danışmanız tavsiye edilir.