Namaz Kılarken Allahtan Yardım İstemek

İnsan; ihtiyacı olan herhangi bir şeyi elde etmeye istekli olmasına rağmen ona ulaşmada âciz, güçsüz ve yetersiz olduğunu, Rabbinin ise duasını işiteceğini ve kendisinden istenirse, isteğine icabet edeceğini bilir. Çünkü insan; fâni, sınırlı, zayıf, arzu ve ihtiyaçlarla kuşatılmış bir varlık olarak yaratılmıştır. Allah ise; yaratıcıdır, gücü sonsuz, rahmeti geniş ve iyilikleri boldur. “Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye hakkıyla lâyık olandır.” (1) meâlindeki âyet bizlere devamlı bu bilinçte olmamız gerektiğini hatırlatmaktadır.

Bazen nefsimizin egemenliği, bazen dışımızdaki ve içimizdeki şeytanlar, bazen mal mülk derdi, dünyanın tabii sıkıntıları bizleri bunaltarak güçsüz düşürebilir. Tüm bu aleyhte olan şartlara rağmen yine de müslüman kalabilmek için Rabbimizden sabır ve namazla yardım istemeliyiz; nitekim Kuran’ı Kerim’de Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: ”Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. Şüphesiz o (sabır ve namaz), Allah’a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir”. (2) “Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir”. (3)

Görüldüğü gibi her iki ayette de sabır ve namaz ile yardım istemenin gerekliliği üzerinde durulmuştur. Sabır ve namaz, imanı güçlendirir, nefsin kibrini yok eder. Her ikisi de Allah’ın rızasına iletir. Allah Teâlâ, sevdiği kullarını yardımsız bırakmaz. Bu sebeple Allah’tan yardım istemenin ve beklemenin en önemli vesilesi namazdır.

Namaz, kul ile Allah arasında bir buluşma vesilesi, bir ilişki bağıdır.

Kalbe güç kazandıran, ruha Allah ile ilişki halinde olduğu duygusunu aşılayan, nefse dünya hayatının tüm sevgili varlıklarından daha kazançlı değerler sağlayan bir ilişkidir. Böyle olduğu içindir ki, “Allah Resûlü (s.a.v) ne zaman bir şeye üzülse hemen namaza durur” ve namazın rahatlatıcı kucağına sığınırdı. Bir rivâyette, yaşadığı bazı hâdîseler onu üzüp, bitkin hale getirince: “Bizi serinlet ey Bilal!” Yâni “bir ezan oku ey Bilal! namaza duralım da rahatlayalım” buyururdu. (4)

Elbette şu zayıf, fani, fakat gücü sınırlı olan insanoğlunun, büyük ve ebedi güç olan ilahi kuvvete sarılması gerekir. Çeşitli zorluklar karşısında insanoğlu, mutlaka o büyük varlıktan yardım dilemek mecburiyetindedir. Dar zamanlarda ve sıkıntılı anlarda namazın hüviyeti ortaya çıkar.

Bugünkü şartlar çerçevesinde düşünüldüğünde Müslümanların, namaz ve sabırla Allah’tan yardım istemeye her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğu görülmektedir. Öyleyse bizler de biran önce dünyanın bitmek tükenmek bilmeyen hırs ve arzularını bir kenara iterek dert ve sıkıntılarımızı Rabbimize arz etmek üzere seccadelerimizin başına geçmeli ve O’ndan yardım dilemeliyiz.

Fâtır, 35/15.

Bakara, 2/45.

Bakara, 2/153.

Ebû Dâvûd, Edeb, 86.

Benzer Konular:

• Hastaya yardım etmek için namazı bozmak
• Cemaatle Namaz Ve Adabı
• Sosyal yardımlaşma Ve Zekat İbadeti
• Namazın İslam İçin Önemi
• Namaz kılana “Allah kabul etsin” denir mi?
• Tümünü görüntüle.