Namazın dinimizdeki yeri ve önemi

Question

NAMAZIN ÖNEMİ

islamda namazin onemi

İslâm’da namazın önemi

Varlık âlemini yaratan, yaşatan, rızık veren ve terbiye eden Yüce Rabbimiz insanı da kendisine ibadet etsin diye yaratmış; ona dinini öğretmek ve doğru yolu göstermek için kitaplar ve peygamberler göndermiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.); “İslam’ın beş temel esas üzerine bina edildiğini”(1) beyan ederek bunlardan birinin inancın ikrarından sonra dinin direği mesabesindeki namaz ibadeti olduğunu açıkça ifade etmişlerdir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: “Kitaptan sana vahyedilenleri oku! Namazı dosdoğru kıl. Şüphesiz ki namaz (insanı her türlü) hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak her şeyden önemlidir. Her ne yaparsanız Allah bunu bilir.”(2) buyrulmuştur.

 

Namazın en büyük hikmeti kulu maddi ve manevi kirlerden arındırması ve rabbine bağlamasıdır. Bu sebeple Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), beş vakit namazı kişinin evinin önünde akan bir nehire benzetmiş; nasıl ki günde beş defa bu nehirde yıkanan kimsede kirden eser kalmazsa, namazını devamlı ve adabı üzere kılan kişide de günahtan eser kalmaz buyurmuşlardır.(3)

Yine Peygamberimiz (s.a.v) “Güzelce abdest alınarak eda edilen beş vakit namaz kendi aralarında işlenen küçük günahlara kefarettir.”(4) buyurarak namazın en büyük arınma ve bağışlanma vesilesi olduğunu beyan etmişlerdir. İşte bu ve benzeri nebevi beyanlar, Kur’an-ı Kerim’in: “Şüphesiz iyilikler kötülükleri siler/yok eder.”(5) ayet-i celilesini açıklar mahiyettedir.

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de: “Şüphe yok ki namaz müminler üzerine vakitleri belirli olarak yazılmış bir ilahi vazifedir.”(6) buyrularak namazın tayin edilmiş vakitlere göre kılınmasının vazgeçilmezliği ifade edilmiştir.

İnsanı, dünyanın sıkıntı ve zorlukları, bireysel faaliyetlerinin yoğunluğu arasında hayatın akışına ara vererek rabbinin huzurunda ibadet etmeye sevk eden kuvvet, kul ile rabbi arasındaki O’na tazim ve muhabbetini gösteren manevi bağdan başka ne olabilir? Bu sebepledir ki namaz, kul ile rabbi arasındaki en güçlü manevi bağdır. Gönlünü itaat duygusuyla rabbine açan, namazla kalbini ona bağlayan mümin, dünyanın sıkıntıları arasında ezilmiş, kendi halinde güçsüz bir varlık olmaktan çıkar, iki cihanda Hak Teala’nın aziz misafiri kimliğine bürünür. Nitekim bir hadis-i kutside Cenab-ı Hak Peygamberimize hitaben: “Ümmetine beş vakit namazı farz kıldım. Bu namazları vaktinde ve hakkını eda ederek kılanları cennetime almayı vaad ettim”(7) buyurmuştur.

 

Görüldüğü üzere namaz, bu dünyada insanı manevi kirlerden arındırdığı gibi, ahirette de kurtuluşuna vesile olmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in tavsiye ettiği şekilde vaktinde ve mümkünse cemaatle eda edilen, gösterişten uzak durularak ve mükafatı yalnızca Allah’tan beklenilerek huşu ile kılınan namaz insana dünya ve ahiret mutluluğu temin eder. Nitekim hutbemin başında okumuş olduğum ayet-i kelimede yüce rabbimiz: “Sabrederek ve namaz kılarak (Allah’tan) yardım dileyin. Şüphesiz namaz, Allah’a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir.”(8) buyurmaktadır.

İslam dininin birlik, dirlik, dayanışma kaynaşma, kısaca cemaat dini olduğunu telkin eden Sevgili Peygamberimizden rivayet edilen bir hadis-i şerif mealiyle  bitiriyorum. “Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan 27 derece daha faziletlidir.”(9)

————————————-

1 (Buhari, Müslim, Tirmizi) – C. Sağir: H. No: 316

2-Ankebut: 45

3-Müslim: Mesacit, 283

4-Müslim: Taharet, 6

5-Hud: 114

6-Nisa: 103

7-İ. Mace: İkamet-i Salat, 194

8-Bakara. 45

9-Muslim: Mesacid, 249

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

    0
    2020-11-30T15:39:59+03:00

    Peygamberler tarihinin en köklü ibadeti olan namaz, yüce dinimiz İslam’ın beş temel esasından biridir. Namaz; insanın ruhu, bedeni, aklı, yüreği, sevgisi ve hürmetiyle, kısacası bütün varlığıyla Allah’a yönelişinin sembolüdür. İnsanoğlu ne zaman Rabbinin kulluk davetine gönülden icabet edip namazlarını eda etmişse, o zaman gerçek anlamda huzura kavuşmuştur. Ancak ne zaman namazlarını ihmal edip Rabbiyle arasındaki bağı zayıflatmışsa, o zaman da nefsani arzularının esiri olmuş ve hüsrana uğramıştır. Namaz, şükür ve minnettarlık zamanıdır. Yaratan ve yaşatan, nimet verip doyuran, koruyan ve bağışlayan Allah Teâlâ’ya karşı, müminin vefa borcudur.

     

    En iyi cevap

Cevapla