benim sorum ise şu kuran-ı kerimde bir çok ayette cennetteki nimetlerin nerdeyse hepsi erkekler için için bahsediliyor. MESELA KURANDA HERHANGİ BİR AYETTE DEMİYORKİ Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için büyük başarı ve mutluluk vardır ve onlara örnek veriyorum bu örnek türetilebilir kaslı , yakışıklı erkekler vardır demiyor. HER ZAMAN İÇİN ERKEKLER İÇİN NİMETLERDEN BAHSEDİLİYOR
lütfen cevaplarınıızı saygı çerçevesinde yazın.
Cennetteki tüm nimetler hem erkekler hemde kadınlar içindir fakat bazı ayetlerde hurilerden söz edilir bunu sorun yapmanız yanlıştır.
Allah erkek ve kadın yapısını farklı yaratmıştır.
31-34- (Allah’tan derin saygı ile) korkup (fenalıklardan) sakınanlara elbette kurtuluş, başarıya erişme, bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni kabarmış yaşıtlar; dolu dolu kadehler vardır.
35- Orada ne boş-anlamsız söz, ne de yalan işitirler.
36- Rabbından bir mükâfat, yeterli bir bağıştır (bunlar)!
37- O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbı, Rahman’dır; O’na söz söylemeye güç getiremezler.
38- O gün (büyük) Ruh (Melek Cebrail) ve melekler ayokta saf hâlinde duracaklar. Rahman’in izin verdiklerinin dışında kimseler konuşamı-yacak. İzin verdiği de ancak doğruyu söyleyecek.
39- İşte hak olan gün, budur. Arzu eden kimse Rabbına bir varış yolu edinsin!
40- Doğrusu biz, sizi yakın bir azap ile uyardık; o gün kişi, ellerinin
önden gönderdiğin» bakacak. Hakk’ı inkâr eden kâfir ise, (büyük bir pişmanlık içinde): «Keşke (bugün) toprak olaydım!» diyecek,
Allah’tan Saygı İle Korkanların Mükafatı
«(Allah’tan derin saygı ile) korkup (fenalıklardan) sakınanlara elbette kurtuluş, başarıya erişme, bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni kabarmış yaşıtlar., vardır.»
Hak’tan yüz çevirip aklını nefsinin ve duygusunun emrine veren inkarcı ahlâksızlara hazırlanan elim sonuçtan haber verildikten sonra, duygu ve düşüncesini aklının emrine, aklını da imânın desteğine ve ışığına veren bahtiyar mü’minlere, takvalarına karşılık olmak üzere hazırlanan altı uh-revî mükâfattan söz edilmektedir:
1- Kurtuluş ve başarıya erişme..
Dünya denilen hazırlanma ve arınıp Hakk’ın huzuruna ak-pâk çıkmanın yolunu açma dönemi, her insan için ciddi bir sınav kapısıdır. O bakımdan bu kapıdan adımını atan her kişi nereden geldiğini, nerede niçin bulunduğunu ve bundan sonra nereye gideceğini bilip idrâk ettiği ve bu hikmetli atmosfer içinde hayatını ilâhî öğreti doğrultusunda değerlendirdiği nisbette başarılıdır ve kurtuluşa ermeye namzettir, O bakımdan Cenâb-t Hak, dünya hayatını hikmet ve felsefesiyle anlayıp aklını ımânıyla birleştirerek plândaki yerini alan mü’minleri «muttakiler» sıfatıyla anmakta ve onlara verilecek mükâfatın ilk basamağında «kurtuluş ve başarı» haberini vermektedir.
2- Bahçeler ve bağlar,.
Dünyada Cenâb-ı Hakk’ın yegâne murakıp olduğuna inanarak geçimini meşru çizgide yürüten ve nefsine hâkimiyet sağlayarak kalp ve ruhunu ilâhî irfanla geliştiren bu mü’minlere ikinci mükâfat olarak tarifi bizce mümkün olmayan bahçeler ve bağlar hazırlanmıştır.
Bunun sebebi çok açıktır: Zira insanın bizzat hılkatındaki duygu ve arzular her zaman ve her yerde yeşilliklerle, çeşitli meyvalarla ve renk renk gül ve çiçeklerle süslü bahçelere meyleder. Âhirette de buna büyük İhtiyaç vardır. Çünkü Allah hem yeşilliği sevmiş, hem de kullarına sevdirmiştir.
3- Göğüsleri yeni kabarmış yaşıt eşler.
Bu anlatım. Cennette mü’minler için hazırlanan eşleri tasvir etmektedir. Bunlar genellikle iki kısımdır: Biri, Cennet yaratıldığı zaman orada yaratılan «Huri» denilen ve mahiyeti bizce bilinmeyen bakire ve yaşıt eşlerdir. Diğeri, dünyadaki sâliha eşlerdir ki, Cennet’e girince onlar da huri misali yaşıt duruma gelir ve taze kız görünümü alırlar.
4– Dolu, dolu kadehler sunulur.
Kur’ân’da Cennet’teki içkilerden yer yer söz edilirken, o içkilerin özelliklerinden bir kısmı da açıklanır: Son derece nefistir, sarhoşluk vermez, insanı saçmalamaya itmez, sağlığı bozmaz ve fakat hep neşe, huzur ve ferahlık verir.
Şüphesiz idrara dönüşmeyen ve sarhoşluk vermeyen o içkilerin mahiyetini bilmemiz mümkün değildir. Cenâb-ı Hak, anlamamızı kolaylaştırmak için oradaki nimetleri, dünya nimetlerinin adını ve bazan da vasfını kullanarak tasvîr etmektedir.
5- Orada ne boş-anlamsız söz, ne de yalan işitirler.
Âh i ret âleminde hırs, tama’, bencillik, kıskançlık, aç gözlülük, sürtüşme, tartışma, mal ve servet kavgası yoktur. Çünkü Cenâb-ı Hakk’ın kudret fırçasıyla süslenen Cennet ve içindeki nîmetler o kadar geniş ve çoktur ki, her mü’mine fazlasıyla verilecektir. Aynı zamanda dünyevî duygulardan saydıklarımızın artık o âlemde izi, anlamı ve hikmeti kalmaz. Herkes eriş-tiğiyle mutlu ve bahtiyardır. Bu sebeple de orada ne boş ve anlamsız sözün, ne de yalanın yeri olabilir. Mü’minler bu gibi kötü duygu ve sıfatlar-san arındıktan sonra Cennet’e girmeye lâyık düzeye gelmiş olurlar.
6- Rabbından bir mükâfat, yeterli bir bağıştır (bunlar)!
Âyetin açık anlatımından iki manâ anlaşılmaktadır: Biri, «yeterli nî-met ve mükâfat», diğeri, «amellere göre hesaplanıp verilen nîmet ve mükâfat». Bu da. Cennetliklerden her birine verilecek nimetin göz ve gönül dolduracak kadar çokluğuna, aç gözlülüğe kapı açmayacak kadar yeterli olduğuna delâlet etmektedir. Zaten belirttiğimiz gibi, ikinci hayatta aç gözlülük, hırs, kıskançlık, doymazlık gibi kötü duygular bütünüyle silinecektir
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Nebe Suresi’nin 31-34. ayetleri şu şekildedir:
“Yerin bitirdiği bitkiyi indirdik. İnsanlar ve hayvanlar için ondan rızık olarak çeşit çeşit ürünler çıkardık. Andolsun ki bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır. Göğü de sağlam bir çatı kıldık. Fakat onlar, üzerine sağlam bir çatı yapılmasına rağmen Allah’ın ayetlerini anlamazlar. O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı buyruğunuzda bulunsun diye emrinize verdi. Yıldızlar ise onun emriyle hareket ederler. İyi bilin ki, gerçekten O’nun yarattığı şeyler arasında akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.”
Bu ayetlerde Allah’ın yeryüzünü ve gökyüzünü yaratışını ve bu yaratılışın insanlar ve diğer canlılar için birer nimet olduğunu anlatır. Yeryüzünde bitkilerin çeşitliliği ve insanlar ile hayvanların rızkının bu bitkilerle sağlandığı belirtilir. Aynı şekilde gökyüzünde güneş, ay ve yıldızların varlığından bahsedilir ve bunların da Allah’ın emriyle hareket ettiği ifade edilir.
Bu ayetlerin tefsiri İslam’ın temel inançlarından biri olan tevhid (Allah’ın birliği) kavramıyla bağlantılıdır. İnsanlara ve diğer canlılara rızık sağlayan bitkilerin ve gökyüzündeki cisimlerin varlığı, her şeyin Allah’ın kontrolünde olduğunu ve O’nun kudretini gösteren işaretlerdir. Ayetler, insanlara Allah’ın yaratılışında ve kudretinde düşünmelerini, O’nun varlığını ve birliğini anlamalarını, O’na şükretmelerini ve O’nun ayetlerini ibret alarak yaşamalarını öğütlemektedir.
Bu ayetler aynı zamanda evrenin düzenli bir şekilde işleyişini vurgular ve doğal olayların Allah’ın kontrolü altında gerçekleştiğini ifade eder. İslam’a göre, evrenin düzeni ve işleyişi Allah’ın sonsuz ilim, hikmet ve kudretini yansıtan birer delildir.