Neden öldü diye bağırmak isyan mıdır

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

1. Yakınını kaybeden insan öldü diye kızması isyanmı/küfürmü?

2. Bir başkasıda şöyle yapmıştı: bağırmaya başladı neden öldü diye. Bunun hükmü ne ?

Bağırıp çağırarak ağlamak günahtır, böyle sözler nedir?


Ay kusura bakmayın ama detaylıca sorucam. İnternette araştırdığımda bazı yerlerde haram bazı yerlerde küfür vazı yerlerde isyan yazıyıyor. Burda böyle şeyler oluyor malesef.. lütfen imam numarayla cevaplayabilirmi?

(Buarada gerçekten yaşanmış şeyler)

1. Biri çok öfkeli ve kızgındı. Bu öfkeyle sporsalona gidip vurma tullumuna vurmaya başladı. Tövbe haşa Allaha kızmak mı oluyor bu? Küfremi girdi bu kişi ?

2. cenazede, biri bağıra çağıra neden öldü diye bağırmaya başladı. Bu isyanmı/küfürmü?

3. Bi cenazede; hayır o ölemez diyordu biri bunun hükmü nedir?

4. Biri neden öldü diye bağırıyordu..


bismillah; Biz aciz kullar yüce Allahın verdiğinde sevinen aldığında asi olan kullarından eylemesin.Resulullah s.a.v islamda ölünün arkasından bağırarak ağlaşmak haramdır.Aşırıya gitmek insanı Allaha hesap sormak anlamına gelir.Buda küfre götürebilir.ncelikle insanı yaratan ve onu sevdiklerine veren Cenâb-ı Allah’tır. Ölümle de insanın ruhunu kabzeden yine Allah olduğuna göre, Allah’a inanan bir mü’min böyle bir musibet karşısında cahili bir takım duygu ve alışkanlıklarını yok etmesini bilmelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.) her hususta olduğu gibi ölüm karşısında da müminlere sabırlı olmalarını tavsiye etmiştir.

Rivayete göre Resulullah’ın kızı Hz. Zeyneb’in can çekişen çocuğunun ölmek üzere olduğunu babasına bildirince Hz. Peygamber kızına şu haberi göndermişti:

“Allah’ın aldığı da verdiği de kendinindir. Onun katında her şey belli bir ecele bağlıdır. Sabret ve sevabını Allah’tan bekle.”

Enes b. Mâlik’ten şöyle rivayet edilmiştir: Resulullah ile birlikte oğlu İbrahim’in süt annesi olan Ebû Seyf Berra’ b. Evs’in zevcesinin evine gittik. Resulullah, oğlu İbrahim’i kucağına aldı, öptü, kokladı. İkinci kez o eve gittiğimizde İbrahim can çekişiyordu. Nihâyet ruhunu teslim etti. Resulullah’ın iki gözü yaş dökmeye başladı. Bunun üzerine Abdurrahman b. Avf:

“Ya Resulullah! Halk musibet anında sabretmeyebilir, fakat sen de mi?” diye hayretini ifade etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.):

“Ey Avf’ın oğlu! Bu durum, bir babanın çocuğuna karşı beslediği rikkat ve şefkat*tir. Yoksa sabır* ve tevekkülü* zedeleyen bir haykırış ve ağıt yakma değildir. ” buyurdu. Sonra Resulullah’ın bu göz yaşlarını diğer damlaların izlediği görüldü. Bunun üzerine de Resulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Göz ağlar ve kalb mahzûn olur. Biz, Rabbimiz’in razı olacağı sözden başka bir kelime ile kederimizi ifade etmeyiz. Ey İbrahim, senin ayrılığınla çok mahzun ve kederliyiz.” (Buhârî, Cenâiz, 44; Ebû Davud, Cenâiz, 24; İbn Mâce, Cenâiz, 53, 60; Ahmed b. Hanbel, III, 193)


Ben işte kendim anlamıyorum hükümleri o yğzden numarayla yazdım

Cevapla