Nefse Hakkını Ve haddini Bildirmek: Tezkiye

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Nefse Hakkını Ve haddini Bildirmek

Nefse Hakkini Ve haddini Bildirmek

İlim-irfan sahipleri, insana “küçük âlem” derler. Tabiatı gereği bu küçük âlem’in efendisi; ona ruhundan üfleyen, bizzat yaratıp can veren Allah’tır. Fakat Allah’ı unutturarak onu emri altına almak isteyen, Allah’ın helal ve haramlarından alıkoyarak kendi dediklerini yaptırmak isteyen çoktur. Bunların başında nefis gelir. Nefis, sınırsız istek ve arzularla insanın ruhunu işgal eder; iradesini esir alır, ilham ettiği hevâ ve heveslerle insanı iğvâ ederek kendine boyun eğdirir. Oysa gerçek kurtuluş, nefsin hayallerine, korkularına ve beklentilerine hâkim olmakla mümkündür.  Yüce Allah, Kitab-ı Kerim’de “Nefsini temizleyen kurtuldu. Nefsini kirleten ziyan etti”[1] buyurmaktadır. Çünkü nefsin isteklerinin haddi-hududu yoktur. Bir kez gönül ülkesini ele geçirmeye görsün. İster. Sürekli ister. Hiçbir zamanda doymaz.

Bizlerden istenen nefsin isteklerini yok etmek değil, nefse haddini bildirmek ve sadece hakkı olanı vermektir. Yemek içmek, gezmek, konuşmak, gülmek bütün bunlar esasen herkes için mübahtır. Fakat nefis, bunları istediği yerde, istediği zamanda ve istediği kadar yapmaya çalışır. Haddini aşar.  Oysa hem bedenimizin hem ruhumuzun sağlıklı olabilmesi ve sağlıklı kalabilmesi için yemenin, içmenin, uyumanın kalkmanın, konuşmanın, gülmenin bir zamanı, mekânı ve miktarı olmalıdır. Nefsin her isteğini hemen yerine getiren bir kimsenin hem ruh hem de beden sağlığını koruması neredeyse imkânsızdır.

Nefsin en basit tuzağı “bir kereden bir şey olmaz” telkinidir. Bunu bilerek ona karşı tavizsiz davranmak gerekir. Çünkü “küçük bir kereler” daha sonra büyük ve tehlikeli alışkanlıklara dönüşmektedir. Ayrıca ahirette hesap vermek fikri onu rahatsız eder.  Bu yüzden ona ahiret hakikati ve bir gün yaptıklarından hesaba çekileceği sürekli hatırlatılmalıdır. Nasıl ki petrol işlenmeden kullanılamıyorsa, altın, demir, gümüş gibi kıymetli şeyler bilinçli bir rafine işleminden sonra ancak faydalı hale geliyorsa; nefsin arzu ve beklentileri de ilim ve irfanla rafine edilmeli ve zararlı vasıflarından temizlenmelidir.

Dünya ile ahiret arasında yolculuk yapan insanın nefsin sınırsız istekleriyle ilişkisi, coşkun bir ırmağın bir yakasından öbür yakasına geçmeye çalışan kimsenin durumuna benzer. Bu kişi, eğer tedbirli olmaz ve dikkati elden bırakırsa; bu coşkun ırmağın akışına kapılır, azgın sularda boğulur gider. İnsan da böyledir. Nefsinin aşırı isteklerine karşı direnemez ve dikkatli olmazsa, arzularının akışına kapılır ve boğulur. Ahiret yolcuları olan bizler de bu dünya ırmağından geçerken nefsin sınırsız arzularına takılıp düşmeden, boğulup kendimizi kaybetmeden ahiret kıyılarına geçmeye çalışmalıyız. Nefsimizin istek ve beklentilerine karşı biraz daha tedbirli ve dikkatli davranmalıyız. “Şunu hiç unutmayınız ki Cennet, nefsin hoşuna gitmeyen şeylerle; Cehennem de nefsin hoşuna giden şeylerle çevrilmiştir.”[2]

Kaynaklar:

[1] Şems, 91/9-10.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/444.

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Kişilerin özdenetim geliştirmelerine, ahlaki değerlere bağlı kalmalarına ve Allah ile güçlü bir bağ geliştirmelerine yardımcı olduğundan, kendini disipline etmek İslami öğretilerin önemli bir yönüdür. İslam’da öz disiplinin vurgulandığı bazı önemli yollar şunlardır:

    Allah’ın Emirlerine Uymak: Müslümanlar, Allah’ın Kuran’da koyduğu emir ve yönergelere ve Hz. Muhammed’in (sav) öğretilerine uymakla yükümlüdürler. Bu, Allah’ın kanun ve hükümlerine disiplinli bir şekilde itaat etmeyi, günahkâr davranışlardan kaçınmaya çalışmayı ve sürekli olarak ibadetleri yapmayı içerir.

    İslam’ın Beş Şartını Gözetmek: İslam’ın Beş Şartı -Şehadet (inanç beyanı), Namaz (namaz), Zekat (sadaka), Oruç (Ramazan orucu) ve Hac (Mekke’ye hac) Müslümanın dini yükümlülükleri. Bu sütunlara uymak, düzenli olarak namaz kılmak, sadaka vermek, oruç tutmak ve mümkün olduğunda hac farizalarını yerine getirmek açısından öz disiplin gerektirir.

    Oruç: İslami Ramazan ayında oruç tutmak, öz disiplini geliştiren önemli bir ibadettir. Müslümanlar sabahtan akşama kadar yemekten, içmekten ve diğer dünyevî isteklerden sakınırlar. Oruç sabrı, kendine hakim olmayı ve arzularını kontrol etmeyi öğretir, öz disiplinin gelişmesine katkıda bulunur.

    Arzuların Öz Denetimi: İslam, yaşamın her alanında öz denetimin ve ölçülü olmanın önemini vurgular. Müslümanların yeme, içme, mal mülk edinme ve zarara yol açabilecek veya Allah’ın koyduğu sınırları aşmaya yol açabilecek her türlü davranışta aşırı düşkünlükten kaçınmaları teşvik edilir. Kişinin arzularını ve dürtülerini kontrol etmesi, İslam’da öz disiplinin temel bir yönüdür.

    Bilgi Aramak: İslam, Müslümanları bilgi aramaya ve sürekli öğrenmeye teşvik eder. İslami öğretiler hakkında bilgi edinmek, Kuran’ı anlamak ve Hz.

    Zaman Yönetimi: İslam, inananları zamana değer vermeye ve onu akıllıca kullanmaya teşvik eder. Müslümanlar, namaz kılmak, Kur’an okumak ve ibadet etmek gibi faydalı faaliyetlerde bulunmaya ve dini yükümlülüklerine öncelik vermeye teşvik edilir. Zamanı etkin yönetmek, disiplinli olmayı ve insanı Allah’a yaklaştıran faaliyetlere öncelik vermeyi gerektirir.

    Kendini Düşünme ve Hesap Verebilirlik: İslam, bireyleri öz-yansıtma ve hesap verebilirlikle meşgul olmaya teşvik eder. Müslümanlar, düşüncelerini, eylemlerini ve niyetlerini düzenli olarak değerlendirmeye ve kişisel gelişim için çaba göstermeye teşvik edilir. Kendini yaptıklarından sorumlu tutmak ve herhangi bir kusur için af dilemek, öz disiplini ve ruhsal gelişimi teşvik eder.

    İslam’da öz disiplin uygulamak, çaba, bağlılık ve dikkat gerektiren ömür boyu sürecek bir yolculuktur. Müslümanlar nefsini terbiye ederek manevi yönden gelişmeyi, Allah ile ilişkilerini güçlendirmeyi ve İslam’ın öğrettiği ahlak ve ilkeleri özümsemeyi amaçlarlar.

    En iyi cevap

Cevapla