Nimetlere şükretmek

Yüce Rabbimiz biz insanoğluna yeryüzünde ayrıcalıklı bir konum vermiş ve bunun bir sonucu olarak sayısız maddi ve manevi nimetler lütfederek bizleri şereflendirmiştir. Yüce Mevla’mızın bizlere bahşetmiş olduğu nimetlerin başında; akıl, kalp, ruh, beden ve sağlık gelmektedir. Bununla birlikte sayısız çeşitte ve lezzette yiyecek, içecek, sebze ve meyveler de Allah-u Teâlâ’nın Rezzak sıfatıyla biz kullarına ihsan eylediği diğer önemli nimetlerdir. Yüce Yaratan ihsan ettiği bütün bu nimetlerine karşı bizden sadece hakkıyla bir kulluk ve şükür beklemektedir. Bu konuda Yüce Allah: ““Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin, eğer siz yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız O’na şükredin.” [2]

Şükür sözlükte “karşılığını vermek, yapılan iyiliği dile getirmek ve sahibini övmek” anlamına gelir. Ahlâk kavramı olarak; yapılan iyiliğin kadir ve kıymetini bilip makbule geçtiğini dile getirmek, iyilik edeni övmek, nankör olmamak demektir.

Şükrün müminin temel özelliklerinden biri olduğunu Peygamber efendimiz (sav) bir hadisinde bakın nasıl dile getiriyor: “Müminin her hali kendisi için bir hayır sebebidir. Böyle bir özellik sadece müminde vardır: Sevinecek olsa, şükreder; bu onun için bir hayır olur. Başına bir bela gelecek olsa, sabreder; bu da onun için bir hayır olur.”[3]

Şükrün en bilinen ve yaygın olanı dil ile yapılanıdır; ancak bu yeterli değildir. Dil ile yapılan şükre kalp ve diğer organlar da eşlik ettiğinde kâmil bir şükür olabilmektedir. Bunu Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöylece dile getirmiştir: “ Allah, sizi analarınızın karnından, siz hiçbir şey bilmez durumda iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.”[4]

Bu anlamıyla düşünürsek aklın şükrü tefekkür, kalbin şükrü kalbi Allah ve Peygamber sevgisiyle doldurmak, bedenin şükrü ibadetleri yerine getirmek, dilin şükrü Allah’a hamd etmek, malın şükrü ise zekât ve sadakayı vermektir.

Şükrün önemli bir boyutu nimetlerin bize ulaşmasına vesile kılınan kullara teşekkür ederken aslında Allah’a şükredebilmektir. Bu gerçeği Sevgili Peygamberimiz hadis-i şeriflerinde ne güzel dile getirmiştir:

“İnsanlara teşekkür etmeyen Allah’a da şükretmiş olmaz”[5] “Bize iyilik edene biz de iyilik edemiyorsak, ona vereceğimiz en iyi karşılık kendisine dua etmek, Allah razı olsun demektir.”[6]

Şükrün maddi-manevi, görünür-görünmez pek çok faydası vardır. Kuran’da ifade edildiği üzere şükür en başta nimetin artmasına sebep olur.[7]

Bunun yanında nimetlerin farkına vararak yapılan şükür kişiye yaşama sevinci, umut ve moral verir. Ayrıca şükür mümini tevekkül, kanaat, sabır ve tokgözlülük gibi ahlaki hasletlerle bezeyerek manevi mertebesini yükseltir.

Çağdaş dünyanın dayattığı yaşam tarzı mümini İslam’ın temel ahlaki ve sosyal değerleriyle taban tabana zıt olan bencilliğe, hırsa, daha da fazla tüketmeye sevk etmektedir. Bizi kulluğumuzdan uzaklaştıracak bu problemlerle baş edebilmek, İslam’ın sunduğu ahlak sınırlarını muhafaza edebilmek ve şükür insanı olabilmekle mümkündür.

Şükür her an bize âyân olan nimetleri görüp kulluğun idrakinde olabilmektir. Sevgili Peygamberimizin bunu çok güzel bir şekilde dile getiren şu hadis-i şerifiyle hutbemi sonlandırıyorum:“Allah’ım! Seni anıp zikretmek, nimetine şükretmek, sana lâyık ibadet etmek için bana yardım eyle!”[8]

[1] Enfâl;8/26; Nahl;16/14.

[2] Müslim, Zühd, 64.

[3] Nahl;16/78.

 [4] Ebû Dâvûd, Edeb, 11; Tirmizî, Birr, 35.

 [5] Ebû Dâvûd, Zekât 38; Nesâî, Zekât 72

 [6]  İbrahim;14/7.

 [7] Ebû Dâvûd, Vitir 26; Nesâî, Sehv 60

BENZER KONULAR:

• Şükür Nimetleri Arttırır
• Şükür nimetleri artırır
• Sabır Ve Şükür Nedir ?
• Hamd Ve Şükür
• Şükür Kurbanı Ne Demektir? Kısaca
• Tümünü görüntüle.