Bir şey parlamak, aydın olmak, bir şeyden kaçmak anlamındaki “n-v-r” kökünden türeyen nûr, aydınlık, ışık, ziya demektir. Zulmetin zıddıdır. Çoğulu envârdır. Alev, ateş, görüş, alâmet ve cehennem anlamına gelen “nâr” da aynı kökten gelir.Nur; dünyevî veya uhrevî olur. Dünyevî nûr, akıl ve Kur’ân nuru gibi basiretle anlaşılan, gözle görülmeyen nûr veya ay ve güneş ışığı gibi cisimlerden yayılan ve gözle görülebilen nûr kısımlarına ayrılır. Uhrevî nûr, Hadîd sûresinin 12-13. âyetlerinde bildirildiği gibi müminlerin âhirette manevi ışığı, aydınlığıdır.
Nur kelimesi, Kur’ân’da 43 âyette geçmiş ve İslâm (Tevbe, 9/32); Kur’ân (A’raf, 7/197), îman (Bakara, 2/257), Peygamber (Nûr, 24/35), adalet (Zümer, 39/69), hak (Bakara, 2/257), günün aydınlığı (En’âm, 6/1), ayın ışığı (Nuh, 71/16), âhirette müminlerin ışığı (Hadîd, 57/12), beyan, açıklama (Mâide, 5/44) anlamlarında kullanılmıştır. Bir âyette Allah’ın, yer ve göklerin nuru olduğu bildirilmiştir (Nûr, 24/35).
Ragıb el-İsfehânî’nin beyanına göre Allah’ın sıfat olarak nur; “münevvir” yani nurlandırıcı, aydınlık ve ışık verici demektir. İbn Mâce’nin el-esmâü’l-hüsnâ ile ilgili rivâyetinde Allah’ın sıfatları arasında “nur” ile birlikte “münîr” kelimesi de geçmiştir (Dua, 10). Münir de aydınlatan demektir. Yeri, gökleri ve içindekileri nurlandıran, aydınlatan Allah’tır. “Yer Rabb’inin nuru ile parladı.” (Zümer, 39/69), “Görmediniz mi Allah nasıl yeri, göğü birbiri üstünde tabaka tabaka yarattı ve ayı bunların içinde nur yaptı, güneşi de bir lamba yaptı.” (Nuh, 71/15-16) âyetleri bu gerçeği ifâde eder.
Allah’ın kendisini “nûr” olarak isimlendirmesi ışık verme ve aydınlatma fiilinin çokluğunu ifade etmesi içindir. Allah’ın “nûr” sıfatı, zatının nur = ışık olduğu anlamına gelmez. Çünkü nuru ve zulümâtı var eden Allah’tır (En’am, 6/1).
Maddenin en küçük parçası olan atom, pozitif ve negatif elektrik yüklüdür. Bu, bütün varlıkların, Allah’ın nurunun bir tecellisi olduğunu ifade eder. “Allah, göklerin ve yerin nurudur” yani nurlandırıcısıdır demektir.
Her şeyin zuhuru, ortaya çıkışı Allah’ın ızharıyla, maddî veya mecâzî anlamda nurlandırmasıyladır. Nurun yokluğu karanlık demektir. Kur’ân’da nûr, zulumâtın, karanlıkların zıddı olarak kullanılmıştır (En’am, 6/1). Varlıklarda nur’un yokluğu, o varlığın yokluğu demektir. Varlıklara nurunu veren nurnurlandırıcı olan Allah’tır.
Diyanet dini kavramlar sözlüğü
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Nur kelimesinin lügatta bulunan anlamı; aydınlık, ışık, ziya demektir. Nur; dünyevî veya uhrevî olur. Dünyevî nûr, akıl ve Kur’ân nuru gibi basiretle anlaşılan, gözle görülmeyen nûr veya ay ve güneş ışığı gibi cisimlerden yayılan ve gözle görülebilen nûr kısımlarına ayrılır. Uhrevî nûr, Hadîd sûresinin 12-13. âyetlerinde bildirildiği gibi müminlerin âhirette manevi ışığı, aydınlığıdır.