Nur suresi hakkında bilgi

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Kuranda 24. sure olan Nur suresi ile ilgili kısaca bilgiler

Nur suresi hakkinda bilgi

Nur kelimesinin sözlük anlamı, aydınlatan şey, ışık anlamına gelir. Nur suresi ise ismini Allah’ın nurunu bir benzetme ile açıklayan 35. Ayette geçen nur kelimesinden almıştır. Peygamber efendimize nur suresi Medine şehrinde nazil olmuştur. Toplamda 64 ayetten oluşmaktadır. Bu surede, zinanın bir suç olduğu, Hz. Âişe’nin, münafıklar tarafından yapılan iftiradan berâeti, dedikodu ve iftiranın kınanması, Müslümanlardaki kadın ile erkek selamlaşması, kölelik, evlilik hakkında bilgiler,şeytanın tuzağından kaçınmak gibi başlıca konular yer almaktadır.


Nur suresi konusu, dersler ve mesajlar

Nur Sûresi ile ilgili geniş bilgiler

Kur’ân-ı Kerîm’in 24. sûresi

Allah’ın nurunu tasvir eden 35. âyeti mü­nasebetiyle bu ismi almıştır. Medine dev­rinde nazil olmuştur. 64 âyettir. Âyet son­larına ahenk veren fasılaları be, râ, lâm, mim ve nun harfleridir.

Sahihlİgİ kesin olmamakla birlikte, Mücâhid’den rivayete göre Rasülüllah: “Erkeklerinize Mâide, kadınlarınıza ise Nûr sûresini öğretin” buyurmuştur (Şevkânî, Fethu’l-Kadîr, IV, 3). Harise b. Mudarrib de “Hz. Ömer bize Nisa, Ahzab ve Nûr sûrelerini mutlaka Öğrenin, diye yazılı emir gönderdi” demiştir (Şevkânî, Fethu’l-Kadîr, IV, 3).

Bu sûrede, zina, hadd-i kazf (zina iftirası cezası) ve mülaane hükümleri, aile ve top­lum ilişkileri, tesettür (örtünme), mümin, kâfirve münafıkların durumu, Yüce Allah’ın birliği, kudreti, Allah ve Elçisi’ne itaatin gereği vb. hususlar üzerinde durulmakta­dır.

Sûrede bahsedilen konular ve bazı so­nuçlar özetle şunlardır:

* Allah’ın indirdiği âyetler üzerinde düşünüp gerekli öğüt alınmalıdır (âyet: ı).

* Zina eden erkek ve kadın cezalandırılır

* İffetli bir mümin, zinakâr bir kimseyle evlenmemelidir (3,26).

* Namuslu kadınları zina ile suçlayıp, bu iddialarını dört şahitle ispat edemeyenlere ceza uygulanır ve onların bundan sonra hiçbir konuda şahitlikleri kabul edilmez. Ancak tevbe edenin tevbesini Allah kabul eder (4-5).

* Kendi karısını zina ile suçlayıp dört şa­hit bulamayan kimse eşiyle birlikte hâkim huzurunda yüzleştirilir ve taraflara dörder defa yemin ettirilir. Taraflar, kendi söyle­diklerinin doğruluğunda ısrar ediyorlarsa, yalan söyleyene lanet ederler (mülaane) ve artık boşanmış sayılırlar (6-10).

* Namuslu bir müslümana, bilhassa na­muslu bir kadına iftira edenler cezasız kalmaz. Müslümanlar, aralarında bozgun­culara dikkat etmeli, yapılan dedikodulara hemen inanılmamalı, dedikodu sözleri ona buna nakletmemeli, gerçek olup olmadığı­nı iyice araştırmalıdırlar; aksi halde büyük günah işlenmiş olur {10-20).

* Müminler arasında kötü söz ve davra­nışların yayılmasını isteyenlere dünya ve âhirette acı bir azap vardır {19).

* Müminler, şeytana uymamalıdır; çünkü şeytan edepsizliği ve kötülüğü emreder (21).

* Müminler, aralarındaki kırgınlık sebe­biyle, birbirlerine yardımı kesmemeli, hoş­görülü olmalıdırlar, böylelikle Allah’ın bağı­şı kazanılmış olunur (22).

* Namuslu müslüman kadınlara iftira edenler, dünya ve âhirette lanetlenmiştir; Allah onlara hak ettikleri cezayı verecektir (23-25).

* Başkasının evine girmek için önce izin alınır, sonra selam verilip girilir. Evde kimse yoksa veya girilmesine izin verilmiyorsa geri dönülür. Ancak, kişinin, içinde kendi eşyası bulunan ve oturulmayan eve (veya odaya) izinsiz girmesi caizdir (27-29).

* Müslüman erkek ve kadınlar, harama göz dikmemeli, namuslarını korumalıdır. Kadınlar, gereği şekilde örtünmeli, erkekle­rin dikkatini üzerlerine çekecek davranış­larda bulunmamalıdırlar (30-31,60).

* Evlenme çağına gelen müslüman ev-lenmeli, evleneceklere yardımcı olunmalı­dır. Evlenme imkânı olmayanlar da, bu imkâna kavuşuncaya kadar namuslarını korumalıdır (32-34).

* Fuhuş yapmak haram olduğu gibi, fuh­şa teşvik etmek, insanları fuhşa yöneltmek de haramdır (33).

* Allah, göklerin ve yerin nurudur. Bu nûr, Allah’ın, yükseltilmesine ve içlerinde adının anılmasına İzin verdiği evlerdedir. Orada, ne ticaretin, ne de alışverişin Allah’ı zikirden, namazı kılmaktan, zekâtı vermek­ten alıkoymadığı müminler, Yüce Allah’ı sabah akşam teşbih ederler. İşte Allah, bu insanları, yaptıklarından daha fazlasıyla ödüllendirecektir {35-38).

* İnkarcıların işleri, aldatıcı seraba ben­zer, hiçbir işe yaramaz. Yahut engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir ki, ora­da kendi elini bile göremez. Allah bir kim­seye nûr vermeyince, o kimsenin ışıktan ve aydınlıktan nasibi yoktur (39-40).

* Göklerde ve yerde bulunanlar, havada uçan kuşlar bile Allah’ı teşbih eder. Her şey Allah’ındır ve dönüş de O’nadır. Bulutlardan yağmur ve dolu yağdıran, şimşeği çaktıran, gece ile gündüzü yöneten O’dur. O, her canlıyı sudan yaratmıştır. İşte bütün bu gerçekleri Yüce Allah, indirdiği âyetlerle açıklamıştır. Bunlardan ibret alıp doğru yola girmek lâzımdır (41-46).

* Münafıklar, çıkarcı kimselerdir. Bunlar, işlerine gelince ilâhî hükümleri kabul eder, çıkarlarına dokununca hemen uzaklaşırlar. Bunların verdikleri söze de güvenilmez, bunlar hasta ruhlu kimselerdir. Oysa onlar­dan beklenen, Allah’a ve Elçisine gönülden inamp itaat etmektir. Kurtuluşa ermek ancak böyle mümkün olur. Hz. Peygamber (s.a.) sadece bir uyarıcıdır ve görevini yap­maktadır. Ona itaat eden doğru yolu bulur ve herkes, üzerine yüklenen görevi yapma­lıdır {47-54).

* Allah Teâlâ, iman edip salih amel işle­yenlere, yer yüzünde hükümran kılmayı vaad etmiştir. Ayrıca onlara, dinlerini güç­lendirecek, korkularını da güvene çevire­cek, böylece onlar korkmadan Allah’a kul­luk edebileceklerdir (5s).

* Namazı kılan, zekâtı veren ve Hz. Pey­gambere itaat edenler, ilâhî rahmete kavu­şur (56).

* Cehennemlik inkarcılar, yeryüzünde Hakkı asla mağlup ve aciz bırakamazlar, eninde sonunda üstün gelecek olanlar Hakkyanlılarıdır(s7).

* Anne babanın yatak odalarına izin al­madan gihlmemelidir (58-59).

* Allah, kimseye güçlük göstermemiştir. Yakın akrabaların ve dostların birbirlerinin evlerinde yemek yemeleri caiz olduğu gibi, toplu veya ayrı yemek yemek de caizdir. Evlere girerken selâm vermek lâzımdır (61).

* Hz. Peygamber (s.a.)’e gereken saygı

gösterilmelidir. Onun emrine aykırı davra­nanlar, kendilerine bir belanın yahut azabın gelmesinden sakınmalıdır (62-63).

* Göklerde ve yerde bulunan her şey Al­lah’ındır. Yüce Allah, kimin ne yaptığını çok iyi bilmektedir; âhirette de hesap soracak­tır (64).

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

  1. komutan
    0
    2023-07-06T19:44:10+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Nur Suresi, Kur’an-ı Kerim’in 24. suresidir ve 64 ayetten oluşur. Bu sure, Medine döneminde inmiştir. Nur Suresi’nde, çeşitli ahlaki, toplumsal ve hukuki konulara değinilir. İslam ahlakının temel prensiplerinden bazıları bu surede açıklanır.

    Surenin başlıca konuları arasında aile hayatı, iffet, zina, iftira, mahremiyet, namus, dürüstlük ve şahitlik gibi konular yer alır. Aynı zamanda, Müslüman toplumunun düzeni ve ahlaki değerleri üzerine de vurgu yapılır.

    Nur Suresi, genellikle ahlaki bir rehber olarak kabul edilir ve toplumsal düzenin, aile kurumunun ve fertlerin ahlaki sorumluluklarının önemini vurgular. Önemli konular arasında namusun korunması, iffetin sağlanması, şahitlik, iftira atma suçunun ciddiyeti ve Müslümanların aralarındaki ilişkilerde dürüstlük ve adil davranışlar yer alır.

    Sure ayrıca ayetlerin okunması, namazın kılınması, tesettür (örtünme) hükümleri ve toplumda dürüstlük ve ahlaki değerlere bağlılık konularında da rehberlik sağlar.

    Nur Suresi, İslam toplumunda ahlaki değerleri pekiştirmek ve Müslümanların toplumsal hayatta adil, dürüst ve iffetli bir şekilde hareket etmelerini teşvik etmek amacıyla indirilmiştir. Suredeki hükümler ve mesajlar, Müslümanların günlük yaşamlarında ahlaki prensiplere uygun davranmalarını ve toplumsal düzende adaleti sağlamalarını hedefler.

    En iyi cevap

Cevapla