Paylaş
Ölen kişinin vasiyeti
Question
Kişi ölmeden önce beni memleketime götürün orda gömün diye vasiyet ederse ne yapmak gerekir, eğer vasiyeti yapılmaz da öldüğü yerde defnedilirse vebal altına girilir mi?
CEVAP:
Dinimize göre ölen kişi bulunduğu şehirde gömülür başka yere nakledilmesi doğru değildir.
İmam İmam şafi’ye göre cenazenin bir şehirden başka bir şehre mazeretsiz olarak taşınması caiz değildir.
İmamı Azam Ebu hanife’ye göre cenaze bozulma endişesi yoksa başka şehre taşınabilir
Sonuç olarak ölen kişi vefat etmeden önce beni falan yere gömün şeklinde vasiyet etmiş ise varisleri isterse onu taşır isterse bulunduğu şehre gönder onlara kalmıştır
Şafi mezhebine göre ise cenaze nakli caiz olmadığı için vasiyeti yerine getirilmez
Hanefi mezhebine göre Kişi öldüğü yerden başka bir yere götürülüp defnedilebilir mi?
Kişinin, öldüğü yerin kabristanına defnedilmesi müstehaptır. İstisnalar olmakla birlikte sahabe-i kiram genellikle vefat ettikleri yerlerde defnolunmuşlardır. Ancak, cesedin bozulmasından endişe edilmiyorsa cenazenin başka bir şehre veya memlekete taşınmasında ve oraya defnedilmesinde dinî açıdan bir sakınca yoktur. Nitekim ashaptan Sa’d b. Ebî Vakkas ve Saîd b. Zeyd’in (r.a.) Medine’nin dışında bulunan Akîk denilen yerde vefat ettiği ve Medine’ye defnedildiği rivayet edilmiştir (Muvatta, Cenâiz, 31; Aliyyü’l-kârî, Fethu bâbi’l-‘inâye, I, 457).
CEVAP:
Konuya dair İslam’ın temel kaynakları ve mezheplerin görüşleri doğrultusunda şöyle bir özet çıkarılabilir:
1. Cenazenin Defnedilmesi ile İlgili Genel Esaslar
- İslam’da cenaze, genellikle öldüğü yere en yakın bir mezarlığa defnedilir. Bu, hem kolaylık hem de cenazeyi yıpratmadan bir an önce defnetme emrine (Bakara, 2:234; Maide, 5:31) uygun bir yaklaşımdır.
- Ancak cenazenin bir başka yere nakledilmesi hususunda mezheplerin farklı görüşleri bulunmaktadır.
2. Mezheplerin Görüşleri
Hanefi Mezhebi
- Hanefi mezhebine göre, cenazenin bozulma riski yoksa başka bir şehre taşınmasında sakınca yoktur. Ancak yine de kişinin öldüğü yerde defnedilmesi müstehaptır (uygun görülür).
- Örnek: Sahabe-i Kiram’dan Sa’d b. Ebî Vakkas ve Saîd b. Zeyd, öldükleri yerden taşınarak Medine’ye defnedilmiştir (Muvatta, Cenâiz, 31).
Şafi Mezhebi
- Şafi mezhebine göre, cenazenin bir başka şehre taşınması, ciddi bir mazeret olmadan caiz değildir. Cenaze naklini gerektiren özel durumlar dışında kişinin öldüğü yerde defnedilmesi esastır.
- Bu nedenle, Şafi mezhebine göre cenazenin başka bir yere nakline dair vasiyet yerine getirilmez.
3. Vasiyetin Yerine Getirilmesi
- Kişinin vasiyeti, İslam hukukunda genel olarak bağlayıcıdır. Ancak vasiyet, dinî hükümlerle çelişiyorsa yerine getirilmesi gerekmez.
- Hanefi mezhebine göre: Vasiyet varsa ve cenaze nakli uygun koşullarda yapılabiliyorsa, vasiyetin yerine getirilmesi caizdir.
- Şafi mezhebine göre: Cenaze nakli caiz olmadığı için vasiyet yerine getirilmez ve vefat ettiği yerde defnedilir.
4. Sonuç ve Vebal Durumu
- Vasiyet yerine getirilmese bile, cenaze dinî usullere uygun şekilde defnedildiyse varisler vebal altında kalmaz. Çünkü ölen kişinin vasiyeti, dinin temel kurallarına aykırı olmamalıdır.
- Şafi mezhebine göre, vasiyeti yerine getirmek zaten caiz olmadığından herhangi bir sorumluluk söz konusu değildir.
- Hanefi mezhebine göre, varisler vasiyeti yerine getirmezse doğrudan bir vebal durumu oluşmaz. Ancak vasiyetin yerine getirilmesi sevaptır.
5. Önemli Hadis ve Rivayetler
- Abdullah b. Mes’ud’dan (r.a.) rivayetle Peygamberimiz (s.a.v.): “Cenazenizi aceleyle defnediniz” buyurmuş ve cenazenin bekletilmesini hoş görmemiştir (Buhari, Cenâiz, 67).
- Ancak, bu acele etme durumu, nakil için gerekli olan önlemlerin alınmasını engellemez.
Sonuç olarak, kişinin vasiyeti, İslam hukukuna uygun olduğu sürece yerine getirilir. Hanefi mezhebinde bu tür vasiyetlerin uygulanması mümkünken, Şafi mezhebinde cenazenin nakli caiz olmadığı için vasiyet uygulanmaz. Her iki durumda da cenaze İslami usullere uygun şekilde defnedilmişse, varisler sorumlu tutulmaz.
İslam’da ölen bir kişinin vasiyeti, kişinin malını ve eylemlerini ölümünden sonra yönlendirmek için bıraktığı talimatlardır. Vasiyet, Kur’an-ı Kerim ve hadislerle teşvik edilmiş, belirli kurallar çerçevesinde düzenlenmiştir.
Vasiyetin Temel İlkeleri
Farz Olması: Ölen kişinin borçlarını ödemesi ya da herhangi bir hak sahibine hakkını teslim etmesi gibi durumlar için vasiyet farz olabilir.
Delil: “Sizden birinize ölüm geldiği zaman, eğer geriye bir mal bırakıyorsa, anne-baba ve akrabalar için uygun bir şekilde vasiyette bulunmak üzerinize yazıldı. Bu, Allah’tan sakınanlar üzerine bir haktır.” (Bakara, 2/180)
Üçte Bir Sınırlaması: Vasiyet, mirasın üçte birini aşmamalıdır. Geri kalan miras, mirasçılar arasında İslam’ın belirlediği şekilde paylaştırılır.
Hadis: “Üçte bir, evet üçte bir, ancak üçte bir bile çoktur. Mirasçılarını zengin bırakman, onları insanların eline baktırmandan daha hayırlıdır.” (Buhari, Vesaya, 3; Müslim, Vasiyyet, 5)
Mirasçılar Lehine Vasiyet Edilememesi: Mirasçı olan kişilere vasiyet yapılmaz, çünkü onların hakkı zaten Kur’an’da belirlenmiştir.
Delil: “Mirasçıya vasiyet yoktur.” (Tirmizî, Vesâyâ, 5)
Hakkaniyet ve Adalet: Vasiyet yapılırken adaletli ve akrabaların hakkını gözeten bir şekilde davranılmalıdır.
Vasiyetin Geçerli Olması İçin Şartlar
Akıl Sağlığı ve Reşit Olma: Vasiyette bulunan kişinin aklı yerinde ve reşit olması gerekir.
Şahitlik: Vasiyet yazılı ya da sözlü yapılabilir, ancak tanıklar huzurunda yapılması geçerliliği artırır.
Şer’i Sınırlar: Mirasçılara zarar verecek şekilde bir düzenleme olmamalıdır.
Vasiyetin Önceliği
Bir kişinin ölümü sonrası yapılacak işlemler sırasıyla şöyledir:
Cenaze masrafları karşılanır.
Varsa borçları ödenir.
Vasiyeti yerine getirilir.
Kalan mal, mirasçılara taksim edilir.
Kısaca, İslam’da vasiyet, kişinin Allah’ın rızasını kazanmak için son bir fırsatıdır ve adalet ile hakkaniyet çerçevesinde yapılmalıdır.
BENZER KONULAR:
- İslam’da Vasiyetname örneği
- Vasiyetle ilgili ayet ve hadisler
- İslamda Vasiyet
- Ben ölünce beni eşimin veya evladımın yanına gömün Vasiyetine uymak gerekir mi?
- islâm’da miras Vasiyet
- Tümünü görüntüle.
- Dini soru sor Cevap Al
- Dini soru sor Cevap Al Sitesi Hakkında Bilgi
- Dini soru sor kimin?
- Dini soru sor imamlar cevaplıyor
- Dini soru sorabileceğim site arıyorum ?
- Tümünü görüntüle.
Answer ( 1 )
Ölen kişinin vasiyeti, kişinin hayattayken yaptığı ve ölümünden sonra nasıl bir düzenin olmasını istediğini belirten hukuki bir belgedir. Vasiyet, kişinin mal varlığının nasıl dağıtılacağı, kimlerin mirasçı olacağı, çocukların bakımıyla ilgili kararlar veya diğer kişisel dilekleri içerebilir. Vasiyet, genellikle bir avukat veya noterin huzurunda yazılır, ancak bazı ülkelerde kişinin kendi el yazısıyla yazdığı vasiyet de geçerli olabilir.
Vasiyetin geçerli olabilmesi için belirli yasal şartların yerine getirilmesi gerekir. Bu şartlar ülkelere göre değişiklik gösterebilir, ancak genellikle şu unsurlar gereklidir:
Vasiyetin yazılı olması: Çoğu ülkede vasiyetin yazılı olması zorunludur. Sözlü vasiyetler sınırlı koşullarda geçerli olabilir.
Tanıklar: Bazı ülkelerde, vasiyetin geçerli olabilmesi için bir veya birden fazla tanık gereklidir. Tanıkların, vasiyetin yazıldığı anda kişinin akıl sağlığının yerinde olduğunu onaylamaları gerekir.
Akıl sağlığı: Vasiyetin geçerli olabilmesi için kişinin akıl sağlığının yerinde olması gerekir. Yani kişi, vasiyetini oluştururken zihinsel olarak sağlıklı olmalıdır.
İmzalama: Vasiyetin geçerli olabilmesi için kişinin imzası gereklidir. Bu imza, kişinin iradesini beyan ettiğini ve belgeyi onayladığını gösterir.
Vasiyetin içeriği: Vasiyetin içeriği, yasal sınırlar içinde olmalıdır. Örneğin, vasiyetle birinin mirastan mahrum bırakılması veya belirli bir mülkün nasıl dağıtılacağı gibi istekler açıkça belirtilmelidir.
Vasiyet, kişinin ölümünden sonra, çoğu zaman mirasçılar arasında anlaşmazlıkları önlemek amacıyla büyük önem taşır. Eğer bir vasiyet yoksa, kişinin mirası, yerel yasaların öngördüğü şekilde paylaştırılır.