Oturarak imamlık yapılır mı Diyanet

Question

Oturarak Namaz Kılanın Ayakta Durana, Ayakta Duranın Oturarak Kılana Uyması

Oturarak imamlik yapilir mi Diyanet

İmam oturarak namaz kıldırabilir mi Fetva

Hadislerle ve Dört mezhebe göre oturarak namaz kılan imama uyma konusu.

Farz namazlarda gücü, kudreti, sağlığı yerinde olan kimsenin niyet, iftitah tekbiri ve kıraat süresince ayakta durması farzdır. Bununla beraber zorunlu bir sebepten dolayı ayakta duramayacak olursa, oturduğu yerde, ayakta durup namaz kıldıran kimseye uymasında bir sakınca yoktur. Aynı zamanda ayakta durup namaz kılan kimsenin oturarak namaz kılana uyması doğru olur mu? Bu konudaki hadis ve rivayetleri; fakih müctehidlerin görüşlerini getirdikten sonra mesele açıklığa kavuşturulmuş olur.

عَنْ أَنَسٍ قَالَ النَّبيُّ صلى الله عَلَيْهِ وَسَلَّمَ في مَرَضِهِ خَلْفَ أَبي بَكْرٍ قَاعِدًا

في ثوبٍ مُتَوَشّحًا بِهِ.

Enes (radıyallahu anh’dan yapılan rivayete göre: “Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) (vefatına yakın) hastalandığa zaman, büründüğü bir elbise içinde oturarak Ebu Bekir (radıyallahu anh)’ın arkasında namaz kıldı.” “514 Hz. Aişe validemiz (radıyallahu anha)’dan yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir: “Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) vefat ettiği hastalığında oturarak Ebu Bekir (radıyallahu anh)’ın arkasında namaz kıldı.”

Yine Hz. Aişe validemiz (radıyallahu anha)’dan yapılan rivayette, şöyle demiştir: “Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ağrı ve sızıdan şikayetçi olduğu bir halde oturarak namaz kılarken, arkasında ayakta durup O’na uyan bir cemaat bulunuyordu. Onlara oturup öyle namaz kılmalarını işaret etti. Sonra namazı bitirince onlara şöyle buyurdu: “İmam ancak kendisine uyulsun diye imametlik yapmaktadır. O bakımdan imam rükûya varınca siz de varın, başını rükûdan kaldırınca siz de kaldırın; oturarak namaz kılıyorsa siz de oturarak kılın.”

عَنْ عَائِشَةَ أَتَهَا قَالَتْ صَلَّي رَسُولَ الله صَلَّ اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي بَيْتِهِ وَهُوَ شَاكٍ، فَصَلَّي جَالِساً وَصَلَّي وَرَاءَه قوْمٌ قِيَاماً، فَأَشَارَ إِلَيْهِمْ أَنِ اجْلِسُوا فَلَمَّا انْصَرَفَ قَالَ: إِنَّمَا جُعِلَ الإِمَامُ لِيُؤْتَمَّ بِهِ، فَإِذَا رَكَعَ فَارْكَعُوا، وَإِذَا رَفَعَ فَارْقَعُوا، وَإِذَا صَلَّي جَالِسًا فَصَلُّوا جُلُوسًا.

Enes (radıyallahu anh)’dan yapılan rivayette diyor ki: “Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) attan düştü ve sağ yanı berelendi. Bunun üzerine Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’i sormak, geçmiş olsun demek üzere yanına girdik. Namaz vakti de girmiş oldu. Oturduğu yerde bize namaz kıldırdı, biz de O’nun arkasında oturarak namaz kıldık. Namazı bitirince şöyle buyurdu: “Imam ancak kendisine uyulsun diye imametlik yapmaktadır. O tekbir getirince siz de tekbir getirin; o secde edince, siz de secde edin; o başını kaldırınca siz de kaldırıp; o (Semi’allahu limen hamidehu) deyince, siz (Rabbena leke’l-hamd) deyin. O oturarak namaz kılınca hepiniz de oturup namaz kılın.”

وَعَنْ أَنَسٍ قَالَ سَقَطَ النَّبِيُّ صَلَّ اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ فَرَسٍ، فَحُحِشَ شِقُهُ الأَيْمَنُ، فَدَخَلْنَا عَلَيْهِ تَعُودُهُ، فَحَضَرَتِ الصَّلاةُ فَصَلَّي بِنَا قَاعِداً، فَصَلَّيْنَا وَرَاءَهُ قعُوداً فَلَمَّا قَضَى الصَّلاةَ قَالَ إِنَّمَا جُعِلَ الإِمَامُ لِيُؤْتَمَّ بِهِ، فَإِذَا كَبَّرَ فَكَبِّرُوا، وَإِذَا سَجَدَ فَاسْجُدُوا، وَإِذا رَفَعَ فَارْقَعُوا، وَإِذَا قَالَ: سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حمدَهُ، فَقُولُوا: رَبَّنَا وَلَكَ الحَمْدُ، وَإذا صَلَّى قَاعِدًا فَصَلُّوا قَعُودًا أَجْمَعُونَ.

Cabir (radıyallahu anh’dan yapılan rivayete göre, şöyle demiştir: “Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’de bir ata bindi ve at O’nu bir hurma kökünün üzerine düşürüverdi. O sebeple Rasulullah Efendimiz (sal lallahu aleyhi ve sellem)’in ayağında çıkık meydana geldi. Biz O’nu ziyarete gittiğimizde, Hz. Aişe’ye ait meşrube (elbise, yiyecek ve benzeri şeyler konulan tavansız odacık veya kiler) de oturmuş olarak tesbih eder (namaza durmak üzere) bir halde bulduk. Biz de hemen arkasına geçip uyduk. Sesini çıkarmadı. Sonra bir defa daha geldik, kendisini sorduk ve O oturarak farz namaza başladı. Biz de arkasında durduk; derken oturmamızı işaret etti, oturduk. Namazı bitirince şöyle buyurdu: “İmam oturarak namaz kılarsa, siz de oturarak kılın; o ayakta kılacak olursa, siz de ayakta kılın. Faris halkının kendiileri gelen liderlerine yaptıkları gibi yapmayın.”

Hadis-i Şerifle İlgili Mezheplerin ictihad Ve Yorumları

Hanefiler’e göre: Ayakta duranın, rükû ve secde yapıp oturarak namaz kılan kimseye uyması sahihtir, rükü ve secdeyi işaretle yerine getiren kimseye uyması sahih değildir.

Böylece ayakta durup namaz kılanın, oturarak namaz kılana uyması caizdir. Nitekim Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ömrünün son günlerinde rahatsızlığından dolayı oturarak namaz kılarken o vaziyette cemaat O’na uyuyordu. Ancak İmam Muhammed’e göre bu sahih değildir. Çünkü ayakta duranın hali kamil, oturanın ise nakıstır.

Şafiiler’e göre: Imam ayakta durmaya takat getiremezse, oturarak namaz kıldırır. Cemaat bu vaziyette ona uyar. Bunda bir sakınca yoktur. Nitekim Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) son günlerinde oturarak cemaatine namaz kıldırmıştır. Ancak cemaat ayakta durup imama uyar. O oturarak kıldığı için onlar oturmaz. Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in önce buna izin verdiği, sonra vefatına yakın bu hükmü kaldırdığı Hz. Aişe (radıyallahu anha) hadisinden çıkarım yapılmaktadır.

İmam ayakta durmaya gücü yettiği halde oturarak cemaate namaz kıldırırsa, cemaatin namazı sahih ve yeterlidir; imam isabet işlemiş olduğundan iade etmesi gerekir.

Hanbeliler’e göre: Oturarak namaz kılanın arkasında ayakta durup namaz kılma hususunda iki husus vardır: Birincisi, cemaatin namazının bu vaziyette sahih olmadığdır ki, Imam Ahmed de buna meyletmiştir. Çünkü ona göre: İmam oturmuş halde ise, cemaat onun arkasında durup namaz kılacak olurlarsa, gerçek anlamda ona uymamış sayılırlar. Ancak cemaat de imam gibi oturarak kılarsa, o takdirde sahih olur.
Aynı zamanda imam ayakta durmaya gücü yettiği halde oturarak namaz kıldırırsa, ayakta duranlar ona uymaz.
Malikiler’e göre: Imam Malik’den yapılan iki rivayetten birinde, ayakta duracak kadar kudreti olan kimsenin, oturarak namaz kılana uyması sahih değildir.

İmam Malik ve İmam Muhammed b. Hasen bu konuda şu hadisle çıkanımda bulunmuş ve delil olarak saymışlardır: “Benden sonra artık hiç kimse, oturarak imama uymasın!”

Bu hadisi Darekutni tahric etmiştir. Çünkü ayakta durmak namazın rükünlerinden biridir. Bu rüknü yerine getirmeye kudreti yeten kişinin, kudreti yetmeyen kişiye uyması sahih olmaz.

Konuyla İlgili Diğer Hadis-i Şerifler Ve Tahliller

Enes ve 515 nolu Hz. Aişe hadisi sahihtir. Her iki rivayet de Ebu Bekr (radıyallahu anh)’in imam olduğuna açık biçimde delalet etmektedir.
516 nolu Hz. Aişe (radıyallahu anha) hadisi de sahih kabul edilmiştir. 517 nolu Enes ve 518 nolu Cabir (radıyallahu anh) hadisi fakih imamlar ve diğer hadis alimleri tarafından sahih kabul edilmişse de, Imam Şafi’ye göre, bunların hükmü kaldırılmış, yani neshedilmiştir. Zira Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) vefatından birkaç gün önce, bir rivayete göre, bir gün veya iki gün evvel oturarak da olsa öne geçmemiş, Ebu Bekir (radıyallahu anh)’ın imam olmasını emretmiş ve kendisi de oturmuş bir halde ona uyarak namazını kılmıştır.

Fakih müctehidlerin çoğu ise, bu hadislerle çıkarım yapıp oturarak namaz kıldırmak zorunda olan imama, ayakta durup uymanın sahih olduğunu belirtmişlerdir. Nitekim İshak, Evzai, İbn Münzir ve Davud ez-Zahiri de aynı görüşü belirtmişlerdir. Cumhur da aynı görüştedir.

Muhaddis Abdurrezzak ise şöyle demiştir: “İmam ne kadar oturarak namaz kıldırdıysa, cemaatin de oturarak kıldığını gördüm, bunun aksini müşahede etmedim. Bu, birçok kanaldan rivayet edilen bir sünnettir. İbn Hibban da ismi geçen üç sahabiden aynı rivayeti yapmıştır. Ashabdan bunun hilafına bir rivayet yapılmamıştır.

Tabiinden de aynı görüş Cabir b. Zeyd ve Ebu’s-Sa’sa’den rivayet edilmiş ve onlardan buna muhalefet eden çıkmamıştır. Yani imam oturarak namaz kıldırmak zorunda kalırsa, cemaatin de oturarak ona uyması gerekir.

Kadı İyaz ise, “Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’den sonra hiç kimsenin oturarak namaz kıldıran imama oturarak uyması sahih ve caiz olmaz, o ancak Rasulullah Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’e has bir hal idi.” demiştir.

Şabi’nin Cabir’den rivayet ettiği ve Darekutni’nin tahricde bulunduğu: “Benden sonra hiç kimse oturarak imama uymasın!” mealindeki hadise gelince: Bunun üzerinde hayli durulmuş ve ravi Cabir el-Cu’fi’nin metruk olduğu söylenmiştir. Seçkin ilim adamlarından bir kısmı bu zatı tezkiye etmiş ve güvenilir olduğunu belirtmişlerdir. Muhaddis Yahya’nın ise onun rivayetlerini terkettiğini Abdullah b. Ahmed bildirmektedir. İmam Ebu Hanife de onun çok yalancı bir kimse olduğuna dikkat çekmiştir. Nesai onun metruk olduğunu söyleyenler arasında yer almıştır. 56 Sonuç olarak Cabir’in hadisiyle çıkarım ve delil olarak gösterilmesinin uygun olmadı ortaya çıkıyor ve böylece Imam Şafii ile İmam Muhammed’in delillerinin zayıf olduğu ağırlık kazanıyor.

Hadis-i Şeriften Çıkarılan Hükümler

1. Ayakta duranın, oturarak namaz kılana uyması sahihtir; şu şartla ki bu durumda olan imamın rükû ve secdeyi doğrudan yerine getirmesi gerekmektedir.

2. Oturarak namaz kılan, fakat rükû ve secdeyi işaretle yerine getiren imama, ayakta durup rükû ve secde yapma kudreti olan cemaatin uyması sahih olmaz.

3. Bu iki görüş de Hanefiler’e aittir.

4. Oturarak namaz kıldıran imama uyanlar, oturarak değil, ayakta durarak uyarlar. Bu, Imam Şafiî’nin görüşüdür.

5. İmam gücü yettiği halde ayakta durmayıp oturarak namaz kıldırırsa, ona uyan cemaatin namazı tamamdır, imamın namazı ise sahih değildir, iade etmesi gerekir. Bu da Imam Şafiî’nin ictihadıdır.

6. Oturarak namaz kıldıran imama ayakta durup uymak sahih değildir. Bu, Ahmed b. Hanbel ve İmam Malik’in görüşüdür.

7. Evzai, Zahiri ve İshak’a göre, imam oturarak namaz kıldırıyorsa, cemaatin de oturması gerekir. Ashab ve Tabiin zamanında da uygulama böyle idi.

Kaynak: Ahkam Hadisleri

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

    1
    2023-05-07T13:54:55+03:00

    İslami cemaat namazında, farz (zorunlu) namazların ilk iki rekatında (namazların) ve Cuma’nın ilk iki rekatında imamın yüksek sesle Kuran okuması adettendir. (Cuma Duası. İmamın arkasında namaz kılanların, kıraati dikkatle ve sessizce dinlemeleri beklenir.

    Ancak farz namazın geri kalan rekatları ile sünnet, nafile ve vitir namazlarında kıraat sessizce yapılır. Bu durumda cemaatle namaz kılanların sûreleri sesli okumaları lâzım değil, kalblerinden sessizce okumaları lâzımdır.

    Cemaatle namazda yüksek sesle okumanın orta bir tonda yapılması, çok yüksek veya çok yumuşak olmaması ve başkalarını rahatsız etmemesi önemlidir.

    En iyi cevap

Cevapla