Pazartesi ve Perşembe Orucu Hükümleri Nelerdir?
BildirPlease briefly explain why you feel this question should be reported.
Pazartesi Ve Perşembe Orucu
SORU: Pazartesi ve perşembe günleri ve receb ayının 27. günü oruç tutmanın hükmü nedir?
CEVAP: Fıkıh kitaplarında anlatıldığı üzere her hafta pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmak mendubtur. İmam Gazali İhya isimli eserinde şunları söylemektedir:
Haftanın fazilteli günlerinden biri de pazartesi ve perşembe günüdür. Bu günlerde insanların işlediği ameller Allah’a sunulur.
Gazali adı geçen kitabında haftanın başka günleri arasında da oruç tutmanın müstehab olduğu, vaktin bereketi sebebiyle mükâfatın kat kat olduğu günlerin bulunuduğunu bildirmektedir. Gazali devamla şunları söylemektedir:
Bir gün yeyip bir gün oruç tutmak suretiyle yılın yarısını oruçlu geçirmek hakkında hadisler vardır. Zira böyle oruç tutan kimse bir gün oruç ibadeti yapar, bir gün Allah’ın verdiği nimetlere şükreder. Bu hususta bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır:
Bana dünyanın ve yeryüzü hazinelerinin anahtarları sunuludu. (Bir diğer rivayette bu cümle şöyledir: Rabbim bana Batha denilen yeri altına çevirmeyi teklif etti…). Ben onları reddettim ve şöyle dedim: Bir gün aç bir gün tok olurum. Yarabbi tok günümde sana hamdeder, aç günümde sana niyazda bulunurum.
Bu hususta bir başka hadiste şöyle buyuruluyor:
Oruçların en faziletlisi kardeşim Davud’un orucudur. O bir gün oruç tutar, bir gün yer idi.
Gazali devamla şöyle diyor:
Yılın yarısını oruç tutmaya gücü yetmeyen üçtebirini tutsun. Bu, bir gün oruç tutup iki gün yemekle gerçekleşir. Her ayın başında, ortasında ve sonunda üçer gün oruç tutmak da yılın üçtebirini oruçlu geçirmektir. Böyle oruç tutmak da faziletli günlerde oruç tutmak demektir. ”
Her pazartesi, perşembe ve cuma günlerini oruçlu geçirmek yılın üçtebirini oruçlu geçirmeye yakındır.
Faziletli günler ortaya çıkınca artık mükemmellik, insanın orucun manasını anlamasına kalmıştır.
İnsanın oruç tutmaktan maksadı kalbi arıtmak, tüm düşüncesini Allah’a yöneltmek olmalıdır. İç dünyasının inceliklerini hakkıyle bilen kimse durumuna bakar; bazen durumu oruca devam etmeyi gerektir, bazen iftar etmeyi gerektirir. Bazı durumlar arada bir yeyip arada bir oruç tutarak oruçla iftar halini birlikte götürmeyi gerektirir. Artık insan oruçlu olmanın anlamını kavrar ve ahiret yolunu tutmada muradını gerçekleştirirse kalbinin düzgün bir halde olup olmadığı ona gizli kalmaz. Buna göre (nafile) oruç tutmak hususunda devamlı bir düzen içinde olmak gerekmez.
Bundan dolayıdır ki Hz. Peygamber bazen öylesine devamlı oruç tutardı ki hiç bırakmayacak sanılırdı. Bazen de oruca öylesine ara verirdi ki hiç oruç tutmayacak sanılırdı.
Bazen geceleri öylesine uykuya çekilirdi ki hiç gece ibadeti yapmayacak sanılırdı. Bazen de öylesine gece ibadetine koyulurdu ki hiç uyumayacak sanılırdı. Böyle olması peygamberlik nurunun aydınlatması ile vakitlerin hakkını vermekten kaynaklanmaktadır.
Miraç kandilinde yapılmasından söz edilen ibadet hakkında ise Hz. Peyganıber’in sünnetinde hiç birşey varil olmamıştır. Gazâli’nin bu konuda rivayet ettiği haber sağlıklı değildir, böyle hadis yoktur. Aksivebu rivayet, zayıf ve münkerdir.
Nitekim Gazâli’nin İhya isimli eserindeki hadisleri tetkik eden Ira-kî bunu ortaya koymuştur.
Güya hadis olduğu söylenen söz şudur:
Bu gece (recebin 27. gecesi) ibadet edene yüz yıllık sevap vardır. Her kim bu gecede iki rekatta bir selam vererek her bir rekatında Fatiha veya zammı sure okur ve ikinci rekatta Tahiyyat okuyup sonunda selam verir ve yüz kere “Sübhânallahi velhamdülillâhi velâ ilahe illellahü vellahu ekber” yüz kere “Esteğfirullah” der, yüz kere Peygamber’e salavat okur ve dilediği duayı yapıp sabah da oruç tutarsa, bir günahla ilgili olmamak şartı ile Allah bu kimsenin yaptığı tüm duaları kabul eder.
Irakî’nin bu hadis hakkında söyledikleri ise şöyledir:
Recebin yirmiyedinci gecesi kılınacak namazla ilgili hadisi Ebu Musa el-Medini Fezâil’ul Eyyam Velleyâli isimli eserinde zikretmiştir. Hadisi Ebândan Muhammed b. Fadl, Hâkim Ebu Abdillah yoluyla merfu olarak rivayet etmiştir. Muhammed b. Fadl ve Ebân gerçekten zayıftır. Hadis de münkerdir.
Müslümana böyle aslı olmayan rivayetlere aldanmak yaraşmaz. Mü’min kimseye Kur’an ve hadisin gösterdiği ibadetlerle meşgul olmak yeter. Oysa görünene bakılırsa bazı kimseler aslı olmayan rivayetlere farzlardan fazla önem vermektedirler.
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Pazartesi ve Perşembe orucu, İslam’ın bir geleneksel uygulaması olup özellikle Şafi mezhebinde tavsiye edilen nafile oruçlardan biridir. İşte Pazartesi ve Perşembe orucu hakkında bilmeniz gereken bazı temel hükümler: