Paylaş
Peygamber Efendimizin Doğumu Ve Çocukluğu
Question
Efendimizin Doğumu Ve Çocukluğu
Dünyanın küfür ve zulümle boğuştuğu, kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü, kadınların köle gibi alınıp satıldığı hatta insan olup olmadığının tartışıldığı bir ortamda; 20 Nisan 571 tarihine rastlayan Rebîül evvel ayının on ikinci günü, pazartesi gecesi peygamberimiz dünyaya gelmiştir. O sabah insanlığı karanlıktan kurtaran nur, dünyayı aydınlatan güneşten önce doğmuştur.
Hz. Peygamber Abdullah ile Amine’nin evliliklerinden dünyaya gelmiştir. Dedesi ona “Muhammed” (sav) ismini vermiştir. Niçin bu ismi koyduğunu soranlara:
“Umarım ki O’nu gökte Hak, yerde halk över” diye cevap vermiştir.
Peygamberimiz doğmadan önce babasını kaybetmiş ve yetim olarak dünyaya gelmiştir. Doğumundan kısa bir süre sonra annesi ve dedesi O’nu süt annesi Halime’ye vermişlerdir. Peygamberimiz o aile için bolluk, bereket ve mutluluk kaynağı olmuş, altı yaşına geldiğinde annesini de kaybetmiştir. Onun yetim olarak büyümesi Kurân-ı Kerimde şöyle anlatılır. “O seni yetim bulup barındırmadı mı?”[1] Annesinin ölümünden sekiz yaşına kadar dedesi Abdulmuttalib’in yanında kalmıştır. Dedesinin vefatıyla amcası Ebu Talip O’nun bakımını üstlenmiş ve hiçbir zaman öksüz ve yetim olduğunu hissettirmemiştir. Çocukluğunda amcasının hayvanlarını otlatmış ve onunla ile birlikte “ticaret kervanları”na katılmıştır.Geçimini temin konusunda kimseye muhtaç olmamaya gayret etmiştir.
Daha sonra Hz. Hatice ile evlenerek aile sahibi olmuş, mutlu bir yuvanın en güzel örneğini bizlere sunmuştur.
Peygamber Efendimiz; gençliğinde ahlakı, güvenilirliği, herkes tarafından sevilmesi ve zamanının kötü inanç ve davranışlarından uzak durması ile çevresinde örnek olmuştur.
Kurân-ı Kerim, Peygamberimizin gönderiliş amacını ve değerini şu ayetlerde güzel bir şekilde ifade etmektedir:
“Ey Muhammet (sav) biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.”[2]
“Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah’ın âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler.[3]
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in doğumu insanlık için bir dönüm noktasıdır. O, Kur’an’ın ifadesi ile “alemlere rahmet” olarak gönderilmiştir. [4] İnsanlık tarihi, birçok güzelliği O’ndan öğrenmiş ve birçok kötülüğe O’ndan ilham alarak veda etmiştir. Bugün şikayet ettiğimiz bir çok olumsuzluktan kurtuluş, yine O’nun öğretilerini hayata geçirmekle mümkün olacaktır. Bu sebeple, doğum yıldönümünü kutladığımız Peygamber Efendimizi gereği gibi anlamak ve O’nun güzel ahlakını hayatımıza geçirmek zorundayız.
[1] Duha 6
[2] Sebe 28
[3]Ali İmran 164
[4]Enbiya 107
Benzer Konular:
Answer ( 1 )
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v), Mekke’de 571 yılında doğmuştur. Babası Abdullah, annesi ise Amine’dir. Babası, o henüz doğmadan önce vefat etmiştir. Annesi ise, Hz. Muhammed henüz 6 yaşındayken hastalık sebebiyle vefat etmiştir. Dolayısıyla, Peygamber Efendimiz çocukluğunu dedesi Abdulmuttalib’in yanında geçirmiştir.
Peygamber Efendimiz çocukluğunda, diğer Mekke çocukları gibi kabile hayatının içinde yer almıştır. Ailesinin varlıklı olmaması sebebiyle, çalışarak hayatını idame ettirmiştir. Genç yaşta, bir tüccar olan Hz. Hatice ile evlenmiştir. Hz. Hatice, Peygamber Efendimizin ticaret hayatına atılmasına vesile olmuştur.
Peygamber Efendimiz, doğumundan itibaren ismi ile güzel ahlakı, doğruluğu ve dürüstlüğü ile tanınmıştır. Zamanla, ticaret hayatından uzaklaşarak manevi hayatına daha fazla önem vermiştir. 40 yaşında, Hira Mağarası’nda gerçekleşen ilk vahiy ile peygamberlik görevi kendisine verilmiştir. Bu tarihten itibaren, Peygamber Efendimiz İslam dinini yaymak için mücadele etmiş ve hayatının sonuna kadar bu görevi sürdürmüştür.