Ol deyince olduran gönüllerimizi imanla dolduran Allahın adıyla.bundan bindörtyüz küsür sene olan bu olay yabancı tarihciler yazsa idi açaba durum nasıl olurdu, gercekten bende merak ediyorum.kur’anda dahi gecen bu olay birin ikincisi olan hz ebu bekirin bile tereddüt yapmadan o ne dediyse doğrudur sözü için ne kadar değer teşkil ediyor Allah bizim korusun akidemize bir şeylermi oluyor Kıyamet yaklaştı ve Ay yarıldı. Onlar bir mucize görürlerse hemen yüz çevirirler ve: ‘Bu, ardı arkası kesilmeyen bir büyüdür’ derler. Yalanladılar, kendi heveslerine uydular. Oysa kendini bekleyen sona ulaşacaktır. Andolsun onlara vazgeçirecek güzel önemli haberler oldu. Bu büyük bir hikmettir. Fakat uyarılar fayda vermiyor! ” (Kamer, 54: 1-5) bence yabancı tarihcilerden önce bu ayet bizim içn diye düşünüyorum.
Peygamber Efendimizin mucizesi
Question
AY YARILMA MUCİZESİ
Peygamber efendimizin ayı bölme mucizesi gerçekleştiyse tüm Dünya tarafından ayın bölündüğünün görülmesi gerek ve gerekli tarihi kaynaklarda yer alması gerek.
Ayın bölündüğü farklı tarihi kaynaklarda sürük mu?
ne derce doğru ama bende yapımında bulunayım.
Güneydoğu Asya’da “Malabar” (Endonezya) mihracesi tarafından böyle bir olayın görüldüğüne ve onun emriyle kayda geçirildiğinden söz eden belgeler. (Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz. Peygamberin Hayatı, I, Sh: 347, Mevdudi) Hindistan’da “Dhar” racası tarafından tutturulmuş olan kayıt. Aynı dönemden kalma bir Hind kitabında da “Ay’ın ikiye bölündüğü sene yazılmıştır” şeklinde bir değil. (Muvazzah İlm-i Kelam, sh: 161, Ö. Nasuhi Bilmen’den aktaran, İki Cihan Güneşi Peygamberimiz, sh: 204, Cüneyd Suavi) .en sağlam kaynakesiz kur’anı kerimdir
Answer ( 1 )
Ayın İkiye Bölünme Mu’cizesi
«Kıyâmet’in kopuş saati yaklaştı, ay yarıldı.»
Bu olayla ilgili rivayetler «haber-i vâhid» kanalıyla gelmişse de hepsini biraraya getirdiğimizde neredeyse şöhret derecesine ulaşacak bir kuvvet arzetmektedir.
Bununla beraber ilim adamlarından bir kısmı bu olayın kıyamette meydana geleceğini, göklerin yarıldığı bir sırada ayın bölüneceğini söy lemişse de bunu belgelendirememişlerdir.
Resûlüllah (A.S.) Mekke’de iken, yaklaşık hicretten beş yıl önce meydana gelen bu mu’cizenin dünyanın her kıta ve bölgesinde görülebileceği düşünülemez. Zira kıta ve bölgelere göre metali1 farkı söz konusudur. Diğer bir husus da şudur: Ayın ikiye bölünme olayı birkaç dakikalık gibi kısa zaman parçası içinde cereyan etmiştir ki, böyle kısa bir zaman parçası içinde herkesin o anlarda hazır bulunup görme şansına sahip olması pek mümkün değildir. Bununla beraber o gün seyahattan dönen kafilede yer alan yolculardan çoğunun olayı gördükleri rivayet edilmiştir.
Sonuç olarak diyebiliriz ki: Bu olay bir mu’cizedir ve her yönüyle ilâhî kudreti ve Hz. Muhammed’in (A.S.) hak peygamber olduğunu yansıtır.
Olayın ileride meydana geleceği değil, geçmişte meydana geldiğine delâlet eden bir diğer belge, üçüncü âyettir. Şöyle ki, ayın ikiye bölündüğünü gören müşrikler : «Bu bir sihirdir» demişlerdir. Böylece ilgili âyet onların mu’cize ve acık belge karşısında hep aynı düşünce ve duyguyu açığa vuracaklarını kaydeder: «Bir âyet (mu’cize) görseler, yüz çevirirler ve devam edegelön bir sihir, derler.»
Ay üzerinde bugün hâlâ o mu’cizenin izini taşıyan bir belirti var mıdır?
Böyle bir belirti üzerinde durmaya gerek yoktur. Zira mu’cize, sebepsiz, illetsiz, aynı zamanda olağanüstüdür; beşer kudretini aşarak meydana gelen bir olaydır. Şüphesiz onu ikiye bölen kudret, tekrar eski haline döndürebilir ve üzerinde en küçük bir iz bile kalmayabilir.