Peygamber efendimizin Sara hastalığı duası

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Sara Rukyesi ve Şeytanın Dokunması

Peygamber efendimizin Sara hastaligi duasi

İbn Kayyim (rahimehullah) saranın iki kısma ayrıldığını zikreder:

1. Yeryüzünde gezen habis ruhlar sebebiyle sara. 2. Kötü karışımlar sebebiyle sara.

İkinci çeşit sara tabiplerin sebep ve tedavisini konuştukları çeşittir. Ruhlar sebebiyle olan saraya gelince doktorların imam ları ve âkilleri bunu itiraf etmişler ve defetmeye kalkışmamışlar dır. Bu çeşit sarayı tedavi etme yolunun hayırlı, ulvî ve müşerref ruhların bu habis, şerli ruhlarla mukabele edip onların etkilerini giderip fiillerini iptal etmesinde olduğunu itiraf etmişlerdir.43

Her kim şeytanî sara ile sıkıntıya düşerse, ona genel ruk ye ayetleri ve duaları okunur ve zikredeceğimiz rukye ayet leri ona eklenir:
بسم الله الرحمن الرحيم

ويوم يخشرهم جميعا يا معشر الجن قد استكترثم من الإنس وقال أولياؤهم من الانس ربنا استمتع بعضنا ببعض وبلغنا أجلنا الذي أجلت لنا قال النار منويكم خالدين فيها إلا ما شاء الله إن ربك حكيم عليم (۱۲۸) وكذلك تولي بعض الظالمين بعضا بما كانوا يكسبون ۱۲۹۶﴾ يا معشر الجن والإنس ألم يأتكم رسل منكم يقضون عليكم أياتي وينذرونكم لقاء يومكم هذا قالوا شهدنا على أنفسنا وغرتهم

الحيوة الدنيا وشهدوا على أنفسهم انهم كانوا كافرين (۱۳۰* Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

“Allah, onların hepsini bir araya topladığı gün, “Ey cinler (şeytanlar) topluluğu! Siz insanlarla çok uğraştınız” der. Onların, insanlardan olan dostları ise: “Ey Rabbimiz! (Biz) birbirimizden yararlandık ve bize verdiğin sürenin sonuna ulaştık” derler. Allah da buyurur ki: Allah’ın di lediği hariç, içinde ebedi kalacağınız yer ateştir. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, bilendir. İşte böylece işledikleri günahlardan ötürü zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmının peşine takarız. Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size ayetlerimi anlatan ve bugünle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi! Derler ki: “Kendi aley himize şahitlik ederiz.” Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
بسم الله الرحمن الرحيم

ولقد ذرانا لجهنم كثيرا من الجن والإنس لهم قلوب لا يفقهون بها ولهم أعين لا يبصرون بها ولهم أذان لا يسمعون بها أوليك كالأنعام بل هم أضل أولئك هم الغافلون (۱۷۹)

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

“Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehen nem için Onların kalpleri vardır, onlarla kav ramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları var dır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.
بسم الله الرحمن الرحيم

لهذان خضمان اختصموا في ربهم فالذين كفروا قطعت لهم ثياب من نار يصب من فوق رؤسهم الحميم (19) يضهر به ما في بطونهم والجلود ﴿٢٠﴾ ولهم مقامع من حديد (٢١) كلما أرادوا أن يخرجوا منها من غم أعيدوا فيها وذوقوا عذاب الحريق (۲۲)

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

“Su iki gurup, Rabbleri hakkında çekişen iki hasımdır: Şimdi, inkâr edenler için ateşten bir elbise biçilmiştir. Onla rın başlarının üstünden kaynar su dökülecektir! Bununla, karınlarının içindeki (organlar) ve derileri eritilecektir! Bir de onlar için demir kamçılar vardır! Izdıraptan dolayı ora dan her çıkmak istediklerinde, oraya geri döndürülürler ve: “Tadın bu yakıcı azabı!” (denilir).
بسم الله الرحمن الرحيم

واذ صرفنا إليك نفرا من الجن يستمعون القران فلما حضروه قالوا انصتوا فلما قضي ولوا إلى قومهم منذرين ﴿۲۹﴾ قالوا يا قومنا إنا سمعنا كتابا أنزل من بعد موسى مصدقا لما بين يديه يهدي إلى الحق وإلى طريق مستقيم (٤٣٠ يا قومنا أجيبوا داعي الله وأمنوا به يغفر لكم من ذنوبكم ويجزكم من عذاب أليم ﴿۳۱﴾ ومن لا يجب داعي الله فليس بمعجز في الأرض وليس له

من دونه أولياء أولئك في ضلال مبين ﴿٣٢﴾ Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

“Hani cinlerden bir gurubu, Kur’ân’ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik. Kur’ân’ı dinlemeye hazır olunca (bir birlerine) “Susun” demişler, Kur’ân’ın okunması bitince uyarıcılar olarak kavimlerine dönmüşlerdi. Ey kavmimiz! dediler. Doğrusu biz Musa’dan sonra indirilen, kendinden öncekini doğrulayan, hakka ve doğru yola ileten bir kitap dinledik. Ey kavmimiz! Allah’ın davetçisine uyun. Ona iman edin ki Allah da sizin günahlarınızı kısmen bağışlasın ve sizi acı bir azaptan korusun. Allah’ın davetçisine uyma yan kimse yeryüzünde Allah’ı aciz bırakacak değildir. Ken disi için Allah’tan başka dostlar da bulunmaz. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.

بسم الله الرحمن الرحيم

يا معشر الجن والانس إن استطعتم أن تنفذوا من أقطار السموات والأرض فانفذوا لا تنفذون الابسلطان (۳۳) فباي الاء ربكما تكذبان ﴿٣٤﴾ يرسل عليكما شواظ من نار وتحاش فلا تنتصران (٢٣٥ فباي الاء ربكما تكذبان «36» فإذا انشقت السماء فكانت وردة كالدهان (۳۷) فبأي آلاء ربكما تكذبان ۳۸۶» فيومئذ لا يسئل عن ذنبه إنش ولا جان ٢٣٩٥ فباي الاء ربكما تكذبان ﴿40﴾ يعرف المجرمون بسيميهم فيؤخذ بالنواصي والأقدام (41) فبأي آلاء ربكما تكذبان ﴿٤٢﴾ هذه جهئم التي يكذب بها المجرمون (43) يطوفون بينها وبين

حميم أن ﴿٤٤﴾ فباي الاء ربكما تكذبان (45)

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

“Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çer çevesinden çıkıp gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin. Ancak büyük bir güçle çıkıp gidebilirsiniz. Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir de birbirinizi kurtaramaz ve yardımlaşamazsınız. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? Gök yarılıp da kızarmış yağ rengin de gül gibi olduğu zaman, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? İşte o gün insana da cine de günahı sorulmaz. O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini ya lanlayabilirsiniz? Suçlular, simalarından tanınır, perçemle rinden ve ayaklarından yakalanırlar. Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? İşte bu, suçluların yalanladıkları cehennemdir. Onlar, cehennemle kaynar su arasında dolaşır dururlar. Şimdi Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

بسم الله الرحمن الرحيم

قل أوحي إلي أنه استمع نفر من الجن فقالوا إنا سمعنا قرأنا عجبا (1) يهدي إلى الرشد فأمنا به ولن نشرك بربنا أحدا (۲) وانه تعالى جد ربنا ما اتخذ صاحبة ولا ولدا (3) وانه كان يقول سفيهنا على الله شططا (4) وأنا ظننا أن لن تقول الإنس والجن على الله كذبا (5) وأنه كان رجال من الإنس يعوذون برجال من الجن فزادوهم رهقا (6) وانهم ظنوا كما ظنتم أن لن يبعث الله أحدا «7» وأنا لمسنا السماء فوجدناها ملئت خرسا شديدا وشهبا (8) وأنا كنا نقعد منها مقاعد للشمع فمن يستمع الأن يجد له شهابا رصدا (9) وأنا لا ندري أشر أريد بمن في الأرض أم أراد بهم ربهم رشدا (10) وانا منا الصالحون ومنا دون ذلك كنا طرائق قددا (11) وأنا ظننا أن لن تعجز الله في الأرض ولن تعجزة هربا (۱۲) وانا لما سمعنا الهذي أمنا به فمن يؤمن بربه فلا يخاف بخشا ولا رهقا (۱۳) وأنا منا المسلمون ومنا القاسطون فمن أسلم فأولئك تخروا رشدا (١٤﴾ وأما القاسطون فكانوا لجهنم خطبا (١٥) وان لو استقاموا على الطريقة لاسقيناهم ماء غدقا (16) لتفتتهم فيه ومن يعرض عن ذكر ربه يسلكه عذابا صعدا (۱۷

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

“De ki: Cinlerden bir topluluğun (Kur’ân’) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, harikulade güzel bir Kur’ân dinledik. Doğru yola iletiyor, ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız. Hakikat şu ki, Rabbimizin şanı çok yücedir. O, ne eş ne de çocuk edinmiştir. Doğrusu bizim beyinsiz olanımız (iblis veya azgın cinler), Allah hakkında pek aşırı yalanlar uyduruyormuş. Halbuki biz, gerek insanlar gerekse cinler Allah hakkında asla yalan söylemezler, sanmıştık. Şu da gerçek ki, insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazı kimselere sığınırlardı da, onların taşkınlıklarını arttırırlardı. Onlar da sizin sandı ğınız gibi, Allah’ın hiç kimseyi tekrar diriltmeyeceğini san mışlardı. Doğrusu biz (cinler), göğü yokladık, fakat onu sert bekçilerle, alev huzmeleriyle doldurulmuş bulduk. Halbuki, (daha önce) biz onun bazı kısımlarında (haber) dinlemek için oturacak yerler (bulup) oturuyorduk; fakat şimdi kim dinle mek isterse, kendisini gözetleyen bir alev huzmesi buluyor. Bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yok sa Rableri onlara bir hayır mı diledi? Gerçekten biz, -kimimiz sâlih kişiler, kimimiz ise bunlardan aşağıda olmak üzere- tür lü türlü yollar tutmuştuk. (Artık) şu gerçeği şüphesiz anladık ki, biz yeryüzünde bulunsak da Allah’ı aciz bırakamayacağız, başka yere kaçmakla da elinden kurtulamayacağız. Doğrusu biz, o hidayeti (Kur’ân’ı) işitince ona iman ettik. Kim Rabbi ne iman ederse, artık ne bir (ecrinin) eksikliğe uğratılmasın dan ne de haksızlık edilmesinden korkar. İçimizde, (Allah’a) teslimiyet gösterenler de var, hak yoldan sapanlar da var. Teslimiyet gösteren kimseler, doğru yolu arayanlardır. Hak yoldan sapanlara gelince, onlar cehenneme odun olmuşlardır. Şayet doğru yolda gitselerdi, onlara bol su verirdik. Bu husus ta kendilerini denememiz için, Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, (Rabbin) onu gitgide artan çetin bir azaba uğratır.
الله الرحمن الرحيم بسم

إن الذين فتنوا المؤمنين والمؤمنات ثم لم يتوبوا فلهم عذاب جهنم ولهم عذاب الحريق (۱۰)

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

“Şüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır.

الله أكبر ، الله أكبر ، الله أكبر ، الله أكبر

أشهد أن لا إله إلا الله ، أشهد أن لا إله إلا الله

أشهد أن محمدا رسول الله ، أشهد أن محمدا رسول الله

على الصلاة ، حي على الصلاة حي على الفلاح ، حي على الفلاح الله أكبر ، الله أكبر

لا إله إلا الله

Allah en büyüktür, Allah en büyüktür.

Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet ederim. Allah’tan başka ilah olmadığına şehadet ederim. Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehadet ederim. Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehadet ederim. Haydi namaza, Haydi namaza! Haydi kurtuluşa, Haydi kurtuluşa! Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Allah’tan başka ilah yoktur.

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

  1. komutan
    0
    2023-06-14T13:46:25+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) Sara (epilepsi) hastalığı ile ilgili özel bir duası kaynaklarda belirtilmemiştir. Ancak Peygamber Efendimiz’in genel sağlık ve şifa duası olarak bilinen birçok dua vardır. Bu dualar, hastalıkların şifası, sağlığın korunması ve rahatsızlıkların hafiflemesi için okunabilir. Bu dualardan biri aşağıda verilmiştir:

    اللَّهُمَّ رَبَّ النَّاسِ أَذْهِبِ الْبَأْسَ، وَاشْفِ أَنْتَ الشَّافِي لَا شِفَاءَ إِلَّا شِفَاؤُكَ، شِفَاءً لَا يُغَادِرُ سَقَمًا

    Okunuşu: “Allahumma Rabb an-Nas, adhibil-ba’sa, washfi anta ash-Shafi, la shifa’a illa shifa’uka, shifa’an la yughadiru saqama.”

    Anlamı: “Ey insanların Rabb’i olan Allah’ım, hastalığı gider ve sen, şifa verensin. Senin şifanın dışında başka şifa yoktur. Bu şifa, hiçbir hastalık bırakmaz.”

    Bu dua, Peygamber Efendimiz tarafından hastalıkların şifası için tavsiye edilen bir duadır. Sara hastalığına özgü bir dua olmasa da, sağlık ve şifa taleplerinde kullanılabilir. Dua, içtenlikle ve samimiyetle yapılmalıdır. Sara hastalığı veya herhangi bir rahatsızlıkla ilgili olarak sağlık uzmanlarından yardım almak da önemlidir.

Cevapla