Peygamber efendimizin yaptığı şakalar kısaca

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Hz. Peygamber Ve Ashabına Göre Şaka Ve Latife

Peygamber efendimizin yaptigi sakalar kisaca

Soru: Şaka ve latife hakkında Hz. Peygamber ve ashabından rivayet edilen şeyler nelerdir?

Cevap: Hayatın içinde hem mutluluk, hem bedbahtlık, hem rahatlık, hem de zorluk olduğuna göre hayatın sürekli bir ciddiyet ve kesintisiz bir çalışma içerisinde devam etmesi mümkün değildir. Onun içinde sevinç ve neşenin de bulunması gerekir. Masum eğlencelerin yanında hayatın sertlik ve zorluklarını yumuşatacak bir parça espri ve şakanın da olması gerekir. Gülmek, kökü insan bilincinin derinliklerinde

olan bir eğilimdir, denilmiştir. Hatta insan, konuşan bir hayvandır diye tanımlandığı gibi, gülen bir hayvandır diye de tanımlanmıştır.

İnsanlardan pek çoğu dinin şaka ve latifenin önünde bir engel olarak durduğunu zan ve iddia eder. Çünkü onlar daima veya genellikle dini, eğlence veya rahatlamaya ve kolaylaştırmaya imkan vermeyen bir kayıtlar, sınırlama ve engeller sistemi olarak tasavvur ederler. Halbuki Allah’ın dini bir zorluk değil, bir kolaylıktır. Bir gazap değil, bir rahmettir. Bir katılık değil, bir hoşgörüdür. Bir ağırlaştırma değil bir hafifletmedir. İnsanın makul ve temiz bir eğlenceden, kıymetli süslerden ve temiz rızıklardan, ferahlatıcı bir espriden, seviyeli bir eğlenceden nasibini almasına müsaade etmesi bu dine ait hoşgörünün örneklerindendir.

Rasûlullah (s.a) tartışma ve mizahı bir alışkanlık haline getirmeyi yasaklamıştır. Tirmizî’nin rivayet ettiği “Kardeşinle tartışma ve ona şaka yapma!” hadisinin yasakladığı şey de şaka ve mizahın bir adet haline getirilmesidir. Aynı şekilde İmam Ahrned’in rivayet ettiği uzun uzun susmak ve az gülmekle ilgili hadis de bu manayadır. Bir hadiste de şöyle buyurulur:

Çok gülmeyin, çünkü çok gülmek kalbi öldürür.

Rasûlullah (s.a) kahkaha atmadan gülerdi, bazen de sadece azı dişleri görünecek kadar gülerdi. Hz. Aişe validemiz (r.a) şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a) gülen ve gülümseyen bir kimse idi.” Abdullah ibn el-Hanis şöyle demiştir: “Ben, Rasûlullah’tan (s.a) daha fazla güler yüzlü başka birini görmedim. Ashabından kiminle karşılaşsa ona karşı tebessüm ederdi. Şöyle buyururlardı: “Müslüman kardeşine karşı gülümsemen bile sadakadır.”

Bu konuda Hz. Peygamber’den (s.a) şu hadisler de rivayet edilmiştir:

Neşelenmeyen ve neşelendirmeyen kimsede hayır yoktur.

Zaman zaman gönüllerinize canlılık verin. Çünkü gönüller yorulduğu zaman körelir.

Şüphesiz Allah Teâlâ kolaylığı ve güler yüzlülüğü sever. Kardeşini güler bir yüzle karşılaman bir iyiliktir.

Mizahın yasaklan mas ly la ilgili haber ve rivayetleri İmam Gazâlî şöyle açıklamıştır:

Bilmiş ol ki: Yasak olan, aşırı derecede ve devamlı olan şakacılıtır. Şakacılığa devam edip oyun ve eğlence ile meşgul olmaktır. Oyun mubahtır, fakat devamlı olması hoş karşılanmamıştır. Oyun ve eğlencenin aşırılığına gelince bu aşırı gülmeye sebep olur. Çok gülmek ise kalbi öldürür, bazı hallerde kin tutmaya sebep olur, heybet ve vakardan uzaklaştırır. Bu derecelere varmayan şakalar hoş karşılanmıştır.

Buharı ve Müslim’in birlikte rivayet ettikleri bir hadise göre Rasûlullah (s.a) sözünde, fiilinde ve hareketlerinde, taşkınlık yapacak seciyede değildi, taşkınlık da yapmış değildi. Hz. Peygamber’in özelliklerinden birisi de kendisini aşırılıklardan rahatça koruyabilme sidir. Böylece o, ümmetine güzel bir örnek olmuştur. İnsan, şaka ve espri yapacağım derken bazen kaba ve çirkin bir şey söyleyebilir. Bu sebeple hiç hesap etmediği halde gönülleri yaralayabilir ve kalblere kin’ve öfke tohumları ekebilir. Belki de Rasûlullah’m şöyle demesinin sebebi bu gibi durumlardır:

Kişi yanındakileri güldürmek için bir şey konuşur (buna aldırış etmez) halbuki bu söz sebebiyle Süreyya yıldızından daha uzak mesafeden ateşe atılır.

Hz. Peygamber’in (s.a) peygamberliğin azameti ve vakarı ile latife ve şakadaki maharetini en güzel bir şekilde birarada bulundurması onun güçlü bir kişiliğe ve geniş bir ufka sahip olduğunu gösterir. Peygamberlerin önderi olmasına ve Allah Teâlâ’nın “Şüphesiz sen büyük bir ahlak üzeresin” hitabına muhatap olmasına rağmen o aynı zamanda şaka yapmasını da bilir, arkadaşlarıyla birlikte bulunurken de, kadınlarıyla birlikte iken de insanların en esprilisi olurdu.

Buradaki güzel olan nokta Râsûlullah’ın (s.a) şaka yaparken bile sadece doğruyu söylemesidir. İnsanlar arasında şakanın genellikle kuruntu, iddia ve iftira üzerine kurulduğu bilinir. Şaka yaparken bile doğruyu söyleyecek olan insanın güçlü bir düşünce yapısına, güçlü bir ifade ve anlatıma sahip olması gerekir.

Hz. Peygamber’in hayatını anlatan siyer kitapları onun gerçek ve doğruları bir mizah ve espri üslûbu ile nasıl ifade ettiğine dair pek çok örneklerle doludur:

Bir kadın Rasûlullah’a (s.a) gelerek kendisini bir deveye bindirmesini istedi. Rasûlullah (s.a) ona latife ederek şöyle dedi:

– Seni bir deve yavrusuna bindireyim.

Kadın Rasûlullah’ın bu sözünden kendisini taşıyamayacak derecede küçük bir deve yavrasunu kastettiğini zannetti ve şöyle dedi:

– Ya Rasûlullah! Ben deve yavrusunu ne yapayım? O beni taşıyabilir mi?

– Yok hayır, ben seni sadece bir deve yavrusuna bindiririm. Her deve bir başka devenin yavrusu değil mi?

Rivayete göre —ki bu rivayetin senedi zayıftır— yaşlı bir kadın Rasûlullah’a gelerek kendisinin cennete girmesi için rabbine dua etmesini istedi. Rasûlullah (s.a) ona latife ederek şöyle dedi:

– İhtiyarlar cennete giremezler.

İhtiyar kadın bunun üzerine bir çığlık attı.

Hz. Peygamber gülümsedi ve cennet kadınlarından ve onların tekrar gençleştirilmesinden söz eden şu ayet-i kerimeyi ona hatırlattı:

Gerçekten biz hurileri apayrı biçimde yeniden yarattık. Onları eşerine düşkün ve yaşıt bakireler kıldık. Bütün bunlar ashab-ı yemin içindir. (Vakıa

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Hz.Muhammed (s.a.v.) döneminde, İslam tarihinde kaydedilen bazı hikayelerde Peygamber’in espri yapması veya şaka yapmasıyla ilgili anlatımlar bulunmaktadır. Ancak bu şakaların doğası ve detayları hakkında kesin bilgiler sınırlıdır ve bazıları da rivayetler aracılığıyla aktarılmaktadır.

    Hz.Muhammed(S.a.v)’in şakaları genellikle hikmet ve öğretici bir amaç taşır. Örneğin, bazı hikayelerde, insanlara ders vermek veya dikkatlerini çekmek amacıyla espri yapması anlatılır. Bu şakalar, insanların İslam’ın mesajını anlamalarını kolaylaştırmak veya bir konuda düşünmelerini sağlamak için kullanılmış olabilir.

    Öte yandan, İslam öğretisinde espri yapma veya şaka yapma konusu pek vurgulanmaz. İslam, bireylerin söz ve davranışlarında dikkatli, samimi ve doğru olmalarını teşvik eder. İnsanları kırıcı veya alaycı şakalar yapmak, başkalarının duygularını incitmek veya aşağılamak İslam ahlakına uygun değildir.

    Bu nedenle, Hz.Muhammed(S.a.v)’in yapmış olduğu şakaların detaylarına dair sınırlı bilgilere dayanarak genel bir ifade kullanmak zordur. Önemli olan, İslam’ın öğretilerini temel alan bir ahlaki sorumlulukla hareket etmektir ve başkalarının haklarını, duygularını ve onurlarını gözetmektir.

    En iyi cevap

Cevapla