Paylaş
Peygamberimiz taifte nasıl karşılandı ?
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) taifte nasıl karşılandı ?
Peygamber Efendimizin (s.a.v) Amcası ve eşinin vefatlarından hemen sonra, Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) yapılan zulüm ve baskılar kafiler tarafından iyice arttı. O Sultânü’l-Enbiyâ’ya karşı yapılan düşmanca saldırılar, nerdeyse vahşet derecesine ulaştı. Öyle ki, Peygamberimizin tâkatini zorlamaya başladı. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v) , yanına Zeyd’i (r.a) de alarak Mekke’nin 120 km. ilerisinde bulunan Tâif şehrine gitti. Orada on gün kalmıştır.
Tâif Halkına İslâm’ı anlattı. Onları tevhîde dâvet etti. Tâif’te yaşayanların, yanına gidip konuşmadığı hiç kimse kalmadı.
Taifliler Önce alay ettiler. Sonra ise hakarete başladılar. Hemen sonra da kölelerini Peygamberimizin (s.a.v) geçtiği yolların iki kenarında sıra yapıp Peygamberimizi hakaretlerle taşlattılar. Şehirden çıkana kadar Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) eziyet etmeye devam ettiler. Hatta ve hatta kölelerini Efendimizin arkasından yollayarak bir müddet daha taş yağmuruna tuttular. Alemlerin şanına yaratıldığı O Peygamberler Sultânı’nın mübârek ayakları kan içinde kalmış, ayakkabıları ise kanla dolmuştu. Efendimizi atılan taşlardan korumaya çalışan fedakar bir sahâbî olan Zeyd (r.a) de yaralanmıştı. O, Peygamberimiz’e atılan taşlara kendi vücûdunu siper ederek:
“–Ey Tâif halkı! Taşladığınız kimsenin bir peygamber olduğunu biliyor musunuz?!..” diyordu.
Kendilerini zor da olsa Mekkelilere ait bir bahçeye, ve bir hurma ağacının altına atıverdiler. Yerler mahzûn, gökler mahzûndu. Melekler mahzûn idi. Cebrâîl mahzûndu. Mîkâîl, İsrâfîl, Azrâîl mahzûndu.
Başta Cebrail (a.s) olmak üzere melekler, Allâh Teâlâ’dan izin alarak Peygamber Efendimizin (s.a.v) yanına koştular:
“–Yâ Resûlallâh! Emir buyur, bu kavmi helâk edelim!” dediler.
O rahmet menbaı ve merhamet Peygamberi olan, uğradığı bu fecî muâmele karşısında bile bedduâ etmeyip mübarek ellerini dergâh-ı ilâhîye açarak:
“Allâh’ım! Kuvvetimin zaafa uğradığını, çâresizliğimi, halk nazarında hor ve hakîr görülmemi Sana arz ediyorum.
Ey merhametlilerin en merhametlisi! Eğer bana karşı gazaplı değilsen, çektiğim mihnet ve belâlara aldırmam!
İlâhî! Sen kavmime hidâyet ver; onlar bilmiyorlar. Diye niyazda bulunmuştur.
BENZER KONULAR:
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v), İslam’ın erken dönemlerinde dini tebliğ etmek amacıyla Taif şehrine gitmişti. Ancak, Taif halkı, Peygamberimiz’in tebliğini kabul etmeyi reddetti ve hatta ona taşlarla saldırdı. Bu saldırı sonucunda Peygamberimiz (s.a.v) ve yanındaki iki arkadaşı yaralandılar.
Peygamberimiz (s.a.v) ve arkadaşları, saldırı sonrasında Taif’ten ayrılmak zorunda kaldılar ve yaraları iyileşene kadar yakın bir kasabada konakladılar. Bu olay, Peygamberimiz’in tebliğ faaliyetlerinde karşılaştığı zorlukların ve zulümlerin en çarpıcı örneklerinden biridir.
Ancak, bu zorlu süreçte Peygamberimiz (s.a.v) sabırlı ve sebatkâr davrandı ve tebliğ faaliyetlerine devam etti. Daha sonra İslam’ın yayılması için çok önemli bir rol oynayacak olan Medine’ye göç etti ve burada Müslümanlar arasında bir toplum oluşturdu.
Peygamberimiz (s.a.v), Taif olayı sonrasında bile Taif halkına kin beslememiş ve onların hidayete ermesi için dua etmeye devam etmiştir. Bu da gösteriyor ki, Peygamberimiz (s.a.v) her zaman affedici ve merhametli bir tavır sergilemiş ve insanlar arasında barışı ve adaleti teşvik etmiştir.