Paylaş
Peygamberimizin cahiliye devri kötülüklerinden uzak kalışı
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Hz. Muhammed’in Cahiliye Dönemindeki Faziletli Girişimlere İştirakı ve Bu Dönemin Kötü Geleneklerinden Korunması
Hz. Muhammed, İslâm’dan Önce Araplar arasında meydana gelen bazı olaylarda Abdülmuttaliboğullan’nı temsilen bulunmuştur. Meselâ Ficar savaşları böyle olaylardan biridir. Bu savaşlar, kan dökmenin yasak olduğu aylarda meydana geldiği için bu adla anılmıştır. Bunlardan dördüncüsüne ailesini temsilen Hz. Muhammed de katılmış; amcalarına ok yetiştirmek ve düşman oklarını kalkanla karşılamak görevlerini yürütmüştür.
Hz. Muhammed, İslâm’dan önceki sosyal ve iktisadî hayatı iyileştirmeye yönelik bazı organizasyonlarda genç yaşına rağmen gönüllü olarak bulunmuştur. Meselâ “Hılfü’|-fudûl”a katılışı bunun bir örneğidir. Mekke ve çevresinde ticarî faaliyetlerle konularda güvensizliğin, haksızlığın, endişe ve korkunun yaygınlaşmasını önlemek amacıyla Hılfü’l-fudûl direniş komitesi arasına İsteyerek katılmış ve başta Ebû Cehil olmak üzere, yabancı tacirleri ezmek, kandırmak ve çeşitli hilelerle mallarına el koymak isteyenlerin kötü davranışlarına engel olmuştur.
Hz. Peygamber Mekkeliler’i ortaklaşa ilgilendiren bazı faaliyetlere de Abdülmuttaliboğulları adına katılmıştır. Meselâ bir defasında Kabe’nin tamiri için taş taşıyordu. Yeğeninin yorulduğunu farkeden Abbas, izarının (elbisesinin) eteğini omuzuna kaldırarak taşı onun üstüne koyarsa rahat edebileceğini söyledi. Hz. Muhammed buna teşebbüs ettiyse de gözle görülmeyen, fakat varlığı hissedilen bir kuvvet elbisesinin eteğini kaldırmaya engel oluyordu. Belli ki ilâhî kudret, geleceğin peygamberini hoş olmayan bir görüntüye düşmekten korumuş oluyordu. Hz. Muhammed’in başından geçen benzeri bir olay şöyledir: Kureyşli gençler elbiselerini omuzlarına askı yapıp içine taş koyup taşırlarken Hz. Muhammed (s.a.) de buna teşebbüs etmiş, fakat tanımadığı bir ses ona giyinmesini söylemişti. Böylece sadece o, giyinik olarak taşımıştı.
Diğer taraftan Hz. Muhammed (s.a.) gerek çocukluğunda, gerekse gençliğinde cahiliye kültürünü yansıtan toplantılara katılmaktan da korunmuştu. Putlar şerefine verilen şölene halaları tarafından katılmaya zorlanmışsa da, yolda giderken veya şölen öncesinde çadırda beklerken aniden güçsüz-mecalsiz bir duruma düşmüş ve gerisin geri eve götürülmüş, bir daha böyle bir şölene zorlanmamıştı.
Kısaca, Hz. Muhammed gerek çocukluk, gerekse gençlik yıllarını cahiliye geleneklerine bulaşmadan tertemiz bir şekilde geçirmiş, yaşadığı toplumda üstün ahlâkı ile tanınmış ve “emîn” (güvenilen kişi) lakabıyla anılır olmuştur.
BENZER KONULAR:
Answers ( 2 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Rasulullah (sav) henüz genç yaşta iken peygamberlikten önce cahiliye döneminde bir takım hayırlı işlerde bizzat görev alıp bulunmuştur. Mesela o dönemde ficar savaşları olmuştur. Bu savaşlar haram olan aylarda gerçekleştiği için ficar adını almıştır. Bu savaşların dördüncüsünde Rasulullah (sav)’de bulunmuş ve ok yetiştirmek görevini icra etmiştir. Bir diğer örnek ise Hifu’l fudul, erdemliler cemiyetinde bizzat bulunmuş, özellikle ticari anlaşmazlıkları çözüme kavuşturmak için mücadele etmiştir. Yine Mekke’lileri ortaklaşa ilgilendiren meselelerde, problemlerde Abdulmuttaliboğulları adına orada bulunmuş, mesele ve problem olacak şeyleri çözüme kavuşturmuştur. O deönemlerde Kabe’nin tamiri için taş taşınması gerekiyordu. Rasulullah (sav) bizzat bu görevi icra edip kendisi de taş taşıma görevinde bulunmuştur. Rasulullah (sav) bütün bu işleri yaparken cahliye adedi sayılan çirkin işlerin hiçbirisine bulaşmamıştır .
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İslam tarihinde, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) cahiliye dönemi kötülüklerden uzak kalışı ve dürüstlüğü önemli bir yer tutar. Cahiliye dönemi, İslam öncesi Arap toplumunun adlandırıldığı dönemi ifade eder. Bu dönemde Arap Yarımadası’nda toplum, birçok olumsuz uygulama ve adetle şekillenmiştir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), cahiliye döneminde, putperestlik, içki içme, kadınların kötü muamele görmesi gibi çeşitli kötü uygulamalarla dolu bir ortamda büyümüştür. Ancak Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bu kötü uygulamalardan uzak durmuş ve dürüstlüğüyle tanınmıştır. O, “El-Emîn” yani “güvenilir” lakabıyla da bilinirdi.
Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) cahiliye dönemindeki dürüstlüğü ve adaleti, Mekke toplumunda genel bir kabul görmüştür. Ticaret yaparken ve toplumsal ilişkilerde dürüstlüğü ile tanınmıştır. Bu, onun toplumda saygınlığını artırmış ve peygamberlik döneminde de güvenilir bir lider olarak kabul edilmesini sağlamıştır.
Cahiliye dönemi Arap toplumu, birçok ahlaki ve sosyal problemlerle boğuşuyordu. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ortaya koyduğu dürüstlük, adalet ve insanlık değerleri, İslam’ın temel prensiplerini oluşturmuş ve İslam’ın yayılmasında büyük rol oynamıştır. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) cahiliye dönemindeki ahlaki duruşu, İslam’ın evrensel mesajının bir parçasıdır ve Müslümanlar için örnek bir davranış biçimidir.