Hz. Muhammed’in doğduğu çevre, yani Hicaz Bölgesi, o dönemde çok çeşitli dini inanışlara sahip insanların yaşadığı bir bölgeydi. Bu inanışlar arasında putperestlik, Hristiyanlık ve Yahudilik sayılabilir.
Putperestlik, Hz. Muhammed’in doğduğu çevrede en yaygın inanıştı. Her kabilenin ilah olarak taptığı farklı putları vardı. Bu putlar, genellikle ağaç, taş veya metalden yapılırdı. Mekkeli müşrikler, bu putlara dua eder, kurban keser ve onlardan yardım isterlerdi.
Hristiyanlık, Hz. Muhammed’in doğduğu çevrede ikinci en yaygın inanıştı. Bölgede yaşayan Hristiyanlar, genellikle Suriye ve Habeşistan’dan gelen göçmenlerdi. Bu Hristiyanlar, Hz. İsa’yı Tanrı’nın oğlu olarak kabul ederlerdi.
Yahudilik, Hz. Muhammed’in doğduğu çevrede üçüncü en yaygın inanıştı. Bölgede yaşayan Yahudiler, genellikle Yemen ve Medine’den gelen göçmenlerdi. Bu Yahudiler, Hz. Musa’yı Tanrı’nın peygamberi olarak kabul ederlerdi.
Hz. Muhammed’in doğduğu çevrede yaygın olan bu inanışların ortak özelliği, tek bir Tanrı inancına sahip olmamalarıydı. Bu toplumlarda, her kabilenin veya topluluktan farklı bir ilahı vardı.
Hz. Muhammed’in peygamberliği, bu bölgedeki dini inanışları kökten değiştirdi. Hz. Muhammed, tek bir Tanrı olan Allah’a inanmayı ve onun tek ve gerçek peygamberi olduğunu öğretti. Bu öğretiler, kısa sürede bölgedeki insanlar arasında yayıldı ve İslam dini doğdu.
Answers ( 3 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Peygamber efendimizin doğduğu çevre olan Mekke ve çevresinde yaygın olan inanışlar putperestlik, mecusilik yani ateşe tapma, Hristiyanlık ve Yahudilik hakim idi.
Bu inançlardan en yaygın putperestlik idi.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
çok işime yaradı tşk
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Peygamberimiz Hz Muhammed’in (s.a.v.) doğduğu Mekke’deki toplumun inançları ve dini kültürü, o dönemin Arap Yarımadası’nın genel özelliklerini yansıtmaktadır. Mekke, Kureyş kabilesinin yaşadığı bir şehir olup, Arap Yarımadası’ndaki çeşitli inançlara sahip Arap kabileleri arasında önemli bir ticaret merkeziydi. İşte o dönemdeki bazı inançlar ve kültürel özellikler:
Putperestlik : Mekke ve çevresinde çok sayıda put bulunurdu. Bu putlar, çeşitli tanrıları veya ilahları temsil ediyordu. Kabe, bu putların bulunduğu kutsal bir yapıydı. Kureyş kabilesi, putların koruyucuları olarak kabul edilen Hubal gibi putlara tapardı.
İlahi Ortaklar (Şirk): Arap toplumunda çok tanrılı bir inanç sistemi yaygındı ve birçok ilah veya tanrıya tapma alışkanlığı vardı. Bu, İslam’ın temel öğretilerinden biri olan tevhid (Allah’ın birliği) inancına aykırıydı.
İslam Öncesi Şiir ve Edebiyat: Araplar arasında şiir ve edebiyat büyük bir öneme sahipti. Peygamber öncesi dönemde Arap şiiri öne çıkıyordu ve bu dönemde yazılmış şiirler, Arap kültürünün bir parçasıydı.
Kabile Kültürü: Arap Yarımadası’ndaki toplumlar genellikle kabileler arası rekabet ve çatışmalarla şekilleniyordu. Kabilenin korunması ve onurunun korunması büyük bir öneme sahipti.
Cahiliye Dönemi: İslam öncesi dönem, cahiliye dönemi olarak bilinir ve cahiliye kelimesi “cehalet dönemi” anlamına gelir. Bu dönemde cehalet, adaletsizlik, putperestlik ve diğer olumsuz özellikler hakimdi.
Peygamberimiz Hz Muhammed (s.a.v.), bu ortamda doğup büyüdü ve İslam’ın temel öğretilerini insanlara iletmekle görevlendirildi. İslam, bu cahiliye döneminin inançlarına ve uygulamalarına meydan okuyan ve tevhid inancını teşvik eden bir din olarak ortaya çıktı. İslam, Allah’ın birliğini vurgulayan ve putperestlik ile mücadele eden bir din olarak kabul edilir. Peygamberimiz Hz Muhammed (s.a.v.), İslam’ı yayarak Mekke ve çevresindeki toplumu büyük ölçüde dönüştürdü.