Paylaş
Peygamberimizin doğduğu ortam hakkında bilgi
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Peygamberimizin (s.a.v.) doğduğu ortam hakkında neler biliyorsunuz?
Peygamberimiz (sav) 571 yılında Mekke’de dünyaya geldi. Bölgenin tarihî açıdan en eski ve en önemli şehri ise Mekke’ydi. Mekke’de, çok eski dönemlerden beri kutsal olduğu hemen herkes tarafından kabul edilen Kâbe bulunmaktaydı.
O zamanlar Mekke’de kabilecilik çok etkin bir rol oynardı. İnsanlar kendi kimliğinden çok kabile kimliği ile yaşardı. Kabilecilik anlayışı nedeniyle bir kişinin işlediği suçtan bütün kabilesi sorumlu olurdu. Saldırıya uğrayanın intikamını da bütün kabile üyeleri almak zorundaydı. Kan davaları, toplumun en önemli sosyal sorunuydu. Kişinin düşüncesinden ziyade gelenekler önemsendiği için yaygın olan tutum ataların yolunu takip etmekti.
Mekke’de utlara tapan, kadına insan olarak değer vermeyen, kız çocuklarını diri diri toprağa gömen; içki, kumar, zina, yol kesme, adam öldürme gibi büyük günahları açıktan işleyen insani duygularını yitirmiş bir topluluktu.
Güçlüler zayıfları eziyor, kölelere bir insan gözüyle bakılmıyor, hayvanlar kadar bile değer verilmiyordu. Bununla birlikte Şiir ve edebiyat çok gelişmişti. Mekke civarında panayırlar kuruluyor, bu panayırlarda şiir ve edebiyat alanında yarışmalar yapılıyor, dereceye giren şiirler Kâbe’nin duvarına asılıyordu.
BENZER KONULAR:
- Peygamberimizin doğduğu çevrede toplumda hangi inançlar yaygındı? Belirtiniz
- Peygamberimizin doğduğu dönemde Arap toplumunda hangi olumsuzlukları yaygındı
- Peygamberimizin (s.a.v.) doğduğu çevrede dini ve ahlaki durum nasıldı?
- Peygamberimizin (s.a.v.) adalete verdiği önemi gösteren bir örnek olay
- Peygamber Efendimizin doğduğu Mekke şehrinde İslam’dan önceki dinî hayat hakkında bilgi veriniz.
- Tümünü görüntüle.
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Rasulullah (sav)’in doğduğu ortam hakkında bilgi verecek olursak;
Cahiliye dönemi bir ortamdı. Kadınların hiçbir şekilde söz sahibi olmadığı, kız çocuklarının diri diri toprağa verildiği, zenginin her zaman haklı olduğu, kölelerin hiçbir sosyal hakkı olmadığı bir ortamdı.
O zamanlar Mekke’de kabilecilik çok etkin bir rol oynardı. İnsanlar kendi kimliğinden çok kabile kimliği ile yaşardı. Kabilecilik anlayışı nedeniyle bir kişinin işlediği suçtan bütün kabilesi sorumlu olurdu. Saldırıya uğrayanın intikamını da bütün kabile üyeleri almak zorundaydı