Paylaş
Peygamberimizin Ezber ve Hafızlık için Hz. Ali’ye Öğrettiği Dualar
Question
Peygamberimizin Hazret-i Ali’ye Öğrettiği Dualar
EZBERLEME/HAFIZLIK İÇİN YAPILACAK DUA
Zihin Canlılığı, Hafıza Çabukluğu ve Zeka Artışı İçin Dua
Abdullah ibni Abbas radıyallahu anh anlatıyor:
“Biz (bir gün) Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin yanında bulunduğumuz sırada Ali radıyallahu anh, Peygamber aleyhisselamın yanına çıkageldi ve ‘Annem-babam sana feda olsun! Kur’an-ı Kerim’in ezberlediğim kısmı benim hafızamdan siliniyor. Onu bir türlü hafızamda tutamıyorum’ dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,
‘Ey Hasan’ın babası! Sana öyle bir dua öğreteyim ki hem sana hem de öğreteceğin kimseye faydalı olsun. Ezberlediklerin de hafızanda kalsın’ buyurdu. Ali radıyallahu anh,
‘Evet, (öğret) ey Allah’ın Resûlü!’ dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,
‘Cuma gecesi olduğunda eğer gecenin son üçte birinde kalkmaya gücün yetiyorsa kalk. Çünkü o saat, meleklerin hazır bulunduğu saattir. O zaman dua kabul olunur. Benim kardeşim Ya’kūb aleyhisselam çocuklarına, ‘Sizin için rabbime istiğfar edeceğim’ (Yûsuf suresi, 12/98) demişti ki bununla cuma gecesinde istiğfar edeceğini kastetmişti.
Eğer gecenin sonunda kalkamazsan ortasında kalk. Ortasında da kalkamazsan başında kalk ve dört rekât namaz kıl. İlk rekâtta Fâtiha ile Yasin suresini, ikinci rekâtta Fâtiha ile Duhân suresini, üçüncü rekâtta Fatiha ile Secde suresini, dördüncü rekâtta da Fâtiha ve Mülk surelerini oku.
Teşehhüdden sonra Allah’a hamd ederek O’na güzelce övgüde bulun. Bana ve diğer peygamberlere salavat oku.
Erkek ve kadın müminlere, senden önce geçen Müslümanlar’a Allah’tan mağfiret dile; sonra da şöyle dua et:
اللَّهُمَّ ارْحَمْنِي بِتَرْكِ الْمَعَاصِي أَبَدًا مَا أَبْقَيْتَنِي، وَارْحَمْنِي أَنْ أَتَكَلَّفَ مَا لَا يَعْنِينِي، وَارْزُقْنِي حُسْنَ النَّظَرِ فِيمَا يُرْضِيكَ عَنِّي اللَّهُمَّ بَدِيعَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ذَا الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ وَالْقُوَّةِ الَّتِي لَا تُرَامُ، أَسْأَلُكَ يَا اللهُ يَا رَحْمَنُ بِجَلَالِكَ، وَنُورِ وَجْهِكَ أَنْ تُلْزِمَ قَلْبِي حِفْظ كِتَابِكَ كَمَا عَلَّمْتَنِي، وَارْزُقْنِي أَنْ أَتْلُوهُ عَلَى النَّحْوِ الَّذِي يُرْضِيكَ عَنِّي اللَّهُمَّ بَدِيعَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ذَا الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ وَالْعِزَّةِ الَّتِي لَا تُرَامُ أَسْأَلُكَ يَا اللَّهُ يَا رَحْمَنُ بِجَلَالِكَ وَنُورِ وَجْهِكَ، أَنْ تُنَوِّرَ بِكِتَابِكَ بَصَرِي، وَأَنْ تُطْلِقَ بِهِ لِسَانِي، وَأَنْ تُفَرِّجَ بِهِ عَنْ قَلْبِي، وَأَنْ تَشْرَحَ بِهِ صَدْرِي، وَأَنْ تَشْغَلَ بِهِ بَدَنِي، فَإِنَّهُ لَا يُعِينُنِي عَلَى الْحَقِّ غَيْرُكَ، وَلَا يُؤْتِنِيهِ إِلَّا أَنْتَ، وَلَا حَوْلَ، وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ
‘Allâhümmerhamnî bi terki’l-me’âsî ebeden må ebkaytenî verhamnî en etekellefe mâ lâ ya’nînî verzuknî hüsne’n-nazari fimâ yurdike annî
Allâhümme bedîa’s-semâvâti ve’l-ardi ze’l-celâli ve’l-ikrâmi ve’l-kuvvetilletî lâ türâmu, es’elüke yâ Allâhu yâ Rahmânu bi celâlike ve nûri vechike en tülzime kalbî hifza kitâbike kemâ allemtenî verzuknî en etlüvehû ale’n-nahvillezî yurdike annî
Allâhümme bedia’s-semâvâti ve’l-ardi ze’l-celâli ve’l-ikrâmi ve’l-iz-zetilletí lâ türâmu es’elüke yâ Allâhu yâ Rahmânu bi celâlike ve nûri vechike en tünevvire bi kitâbike basarî ve en tutlika bihi lisäni ve en tüferrice bihi an galbî ve en teşreha bihi sadrî ve en teşgale bihi be denî fe innehû là yuinuni ale’l-hakki gayruke ve lå yü’tinihi illä ente ve la havle ve lå kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azim.’
(Allah’ım! Bana günahları, beni hayatta baki kıldığın müddetçe ebe diyen terk ettirerek merhamet eyle. Faydası olmayan şeylere teşebbüsürn sebebiyle bana acı. Seni benden razı kılacak şeylere hüsn-i nazar etmemi bana nasip eyle. Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan celâl, ikram ve dil uzatılamayan izzetin sahibi olan Allah’ım!
Ey Allah! Ey Rahmân! Celalin hakkı için, yüzün nuru hakkı için kitabını bana öğrettiğin gibi ezberlemesini de kalbime imkân sağla. Seni benden razı kılacak şekilde (Kur’an’ı) okumamı nasip eyle. Ey göklerin ve yerin yaratıcısı, celâlin ve yüzün nuru hakkı için kitabınla gözlerimi nurlandırmanı, onunla dilimi açmanı, kalbimi yarmanı, göğsümü ferahlatmanı, bedenini yıkamanı istiyorum. Çünkü hakkı bulmakta bana ancak sen yardım edersin, onu bana ancak sen nasip edersin. Her şeye ulaşmada güç ve kuvvet ancak büyük ve yüce olan Allah’tandır.)
Ey Hasan’ın babası! Sen bunları üç veya beş veya yedi cuma söyledikten sonra Allah’ın izniyle duan kabul olunacaktır. Beni hak peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki bu şekilde dua eden hiçbir mü’min mahrum bırakılmaz, duası kabul olunur’ buyurdu.
Abdullah ibni Abbās radıyallahu anh devamla der ki: Allah’a yemin ederim ki beş veya yedi cuma günü geçmişti, Ali yine böyle bir mecliste Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme gelip:
‘Ey Allah’ın Resûlü! Ben geçmiş zamanlarda ancak dört veya beş ayet veya benzerini ezberleyebilirdim. İçimden okumak istediğim zaman unuturdum. Bugün kırk ayet veya fazlasını ezberliyorum. Onları içimden okumak istediğimde sanki Allah’ın kitabı iki gözümün arasında açık bir şekildedir. Eskiden sizden bir hadis dinlediğimde unutuyordum. Şimdiyse birçok hadis dinliyorum ve onları tekrarladığımda bir tek hadisi bile unutmadığımı görüyorum’ dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,
‘Kabe’nin rabbine yemin ederim ki Hasan’ın babası (Hz. Ali) emin kılındı” buyurdu.”
BENZER KONULAR:
Cevapla