Paylaş
Peygamberimizin hayatından alınacak dersler
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Peygamberimizin Hayatından Dersler ve İbretler
Peygamberimiz (sav) yaşamıyla, mü’minlerin örneği, dinin timsali, doğruluk ve güzelliğin, şerre karşı durmanın olması gereken kanıtıdır.
“Nûn. (Ey Muhammed) Andolsun kaleme ve satır satır yazdıklarına ki, sen Rabbinin nimeti sayesinde, bir deli değilsin. Şüphesiz sana tükenmez bir mükâfat vardır. Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem 68/1-4)
Hz. Peygamber (sav) kutlu elçi, emin insan ve örnek mü’mindir. Allah’ın son elçisi peygamberimiz son dinin de vahyine muhatap olan güvenilir bir nebidir ve O’nun hayatı bizler için derslerle doludur. Risalet öncesi ve sonrası hayatıyla zamanına ve sonrasına örnek olan Hz. Muhammed (sav) söz ve davranışlarıyla vahyi insanlığa aktaran, vahyin gereğini yaparak gösteren, örnek iman ve İslam’ı yaşayarak öğreten bir nebidir.
Mü’min, O’nun hayatını bilmeli, gayesini anlamalı ve O’nun ahlak ve idarkine yaklaşmaya gayret etmelidir.
Hz. Peygamber neler yapmamıştır?
İslam öncesi zamanlarda bile putlara tapmamış, fala inanmamış, putlara kurbanlar adamamıştır.
Ölülerden medet ummamış, tevhidden uzaklaşmamıştır.
Okuyuşu olmadığı halde ve fakirliğine rağmen namustan ayrılmamış, çalmamış, hile yapmamıştır.
Kendi sözlerini asla dinleştirmemiştir.
Haksızlık ve kayırmanın düşmanı olmuş, taraf tutmamış, yalan ve çirkinin karşısına dikilmiştir.
Harama el uzatmamış, başka kişi ve varlıklardan emdet ummamıştır.
Kumar oynamamış, şarap içmemiştir.
Kalp kırmamış, kötü zanda bulunmamış, açık aramamıştır.
Şiddete başvurmamış, baskı ve şantaj yapmamıştır.
Servet hırsına yenik düşmemiş, mevki ve makam peşinde olmamıştır.
Zulme alet olmamış, anlaşmaların dışına çıkmamıştır.
Adalet ve hak arayışlarını gaye alan kuruluşlarda asla yakın ve tanıdıkları kayırmamıştır.
Pis, bakımsız yaşamamıştır.
Kimseyi kötülememiş, ayıplamamış, ötekileştirmemiştir.
Asla vahye veya risalete dayanan bir büyüklenme içinde olmamıştır.
Lüks ve israfa asla bulaşmamış, faydasız şeylerden sakınmış, boş işlerle uğraşmamıştır.
Hz. Peygamber neler yapmıştır?
En nadide tevhid erlerinden biri olarak hak ve adaletten ayrılmamıştır.
Vahyin gereklerini öğrenmiş, öğretmiş, örnek seviyede uygulamıştır.
Tüm örnek vasıflarına rağmen “arkadaş” sıfatını, “elçi” sıfatını etrafına buyurarak kendisini yüceltmemelerini istemiştir.
Ailesine ve kadına, torunlarına ve herkese karşı sevgi ve muhabbetle muamele etmiştir.
Fukaralıktan yana asla şikayetçi olmamış, sabır ve sebatla doğru yolda olmaya devam etmiştir.
En çok şükreden, dua ve istiğfar edenlerden olmuş, başkaları için de göz yaşı dökmüştür.
En yakınlarına dahi boş söz söylememiş, yalan beyan ve umutlar saçmamıştır.
Görevini ve makamını asla kötüye kullanmamış, vasıf ve görevlerini teblig ve davetten başka maksatlarla ortaya sürmemiştir.
Zulme, kafire, haksıza karşı mücadele etmiş, sayısız cihad ile cesaret ve feragatini göstermiştir.
Koşulsuz ve sınırsız bir iman ile Allah’a güvenmiş, korkularını bu cesaretle bastırmıştır.
Yalan vaade asla müracat etmemiş, en yakınlarına karşı bile doğruyu söylemekten çekinmemiştir.
Allah’ı sevmiş, Allah’tan korkmuş, herkese de bunu tavsiye etmiştir.
Paraya tamah etmemiş, tüm ganimet ve geliri ayetin istikametinde kamuya ve muhtaçlara sevk etmiştir.
İbadetini de, hayatını da, imanını da sadece Allah’a kılavuzlamıştır.
Temizliğe ve namusa önem vermiştir.
Kalp kırmak yerine kalp onarmaya, tatlı dile önem vermiştir.
Zorlamamış, iknaya çalışmıştır.
Adaletten ayrılmamış, kayırmamış, hakkaniyetin en değerli savunucusu olmuştur.
Affetmeyi bilmiş, insanları cehaletlerinden ötürü yargılamamış, öğretmeye çalışmıştır.
Ayetlerin arasına beşeri sözlerin karışmasını, kendi sözlerinin ilahileştirilmesini engellemiştir.
Şeytanlara karşı savaş açmış, zulme karşı cihad etmiş, sapıklıkları tümden inkar ev yasak etmiştir.
Hurafe ve rivayetlere, yahudilikten ve diğer dinlerden gelen alışkanlıklara duvar örmüştür.
Vahyin komşu ülkelere doğru şekilde ulaşabilmesi için İslam’a davet mektuplarını ulaklarla tebliğ ettirmiştir.
Tebliğ ve davet görevinde ölümden korkmamış, Allah’ın yardım ve izniyle hep muvaffak olmuştur.
En yakınından en uzağa dek tebliğ, ikna ve anlatmaktan vazgeçmemiştir.
İmanı, ibadeti, ahlakı, salih ameli yaşayarak göstermiştir.
Örnek ahlakıyla tüm insanlığa örnek olmuştur.
Güvenilir (El-emin) sıfatına daima layık ve örnek olmuştur.
Diğer din mensuplarının, kafir ve müşriklerin bile güvenini kazanmış, hakkaniyetli olmuş, arabulucu ve danışman olmaya layık olduğunu ispat etmiştir.
Beşeri zaafları nedeniyle yaptığı ufak kusurları tevbe ve istiğfar ile örtmeyi bilmiş, dünya ve ahirette müjdelendiği halde şımarmamış, servetle büyüklenmemiş, kadere ve ilahi iradeye tevekkülden asla vazgeçmemiştir.
Makamını, servetini, şehrini bırakıp davası uğruna göç etmiş, savaşmış ama asla intizar etmemiştir.
İnanmış, inandırmış ve ikna edebilmiştir.
Kur’an’ı hayatına tek dayanak yapmış, Kur’an’ı canı pahasına el değmeden korumuştur.
Ailesini, yakınlarını, kavmini Kur’an etrafında tutmaya çalışmış, inkarcıların küfründen sorumlu olmadığı halde onları da iknaya gayret etmiş, onlar için üzülmüştür.
İnsanlara, hayvanlara, tabiata merhametli olmuş, sadece hak edene ve hak ettiği kadar ceza vermekten de çekinmemiştir.
Adak ağacı gibi hurafeleri zinhar yasaklamış, mezarlardan medet umanları kınamıştır.
Şirki ve şeytanı tanıtmış, şer ile savaşmış, Kur’an’ın savaşının zulümle olduğunu öğretmiştir.
Hiçbir savaş veya seferini ganimet hırsıyla yapmamış, küfürle ve zulümle mücadele veya hakkı müdafa amacıyla hayata geçirmiştir.
Cihad yerine çoğu zaman anlaşmaları seçmiş, başka alternatif varken kan dökülmesini engellemeye çalışmıştır.
Biat’a önem vermiş, iş ve karardan önce biata başvurmuştur.
Ayetle doğrudan emredilmeyen meselelerde istişareye başvurmuş, kamu yararını hep üstün tutmuş, İslam’a aykırı değil ise örflere de müracat etmiştir.
Kafirlerle, müşriklerle işbirliği içinde olmamış, onlarla iş yapmamış, onlarla arasına mesafe koymuştur.
Diğer din mensuplarına da davette bulunmuş ama zorlamamıştır.
Yüceltilmeye, ilahileştirilmeye hep karşı çıkmış, ilahlaştırılmayı şiddetle yasaklamıştır.
Bildiği ve bilmediği tüm şirk’lerden Allah’a sığınmıştır.
Ahiret, hesap ve mizanı sürekli hatırlatmış, dünya hayatının geçiciliğini asla unutmamış, unutturmamıştır.
Sabırla kendisine sorulanlara cevap vermiş, cevap olarak ayetleri göstermiş, ilgili ayet yoksa kendisi ayetler ışığında hüküm vermiştir.
Dinde; abartıya, aşırılığa, gösterişe ve riyaya asla bulaşmamış, dini insanlar için zorlaştırmamak adına çoğu ibadetini evinde eda etmiştir.
Riya ve gösterişe aldananları şiddetle azarlamış, devlet malına el uzatanları ne kadar cengaver ve kahraman olsalar da cehennemlikle suçlamış, Kur’an’ın hayata rehber olmasını temine çalışmıştır.
Risalet görevine rağmen asla cennetliğim iddiasında bulunmamış, şefaat vaadiyle insanları asla kandırmamıştır.
Şükretmek de, tevbe de, istiğfar ve mağfiret de hep önde ve örnek olmuştur.
Para biriktirmek, servet yığmak hevesinde olmamış, mal mülk peşinde koşmamıştır.
Komşu, akraba, aile, ana baba haklarına hep saygılı olmuş, hak yiyenlerin karşısına dikilmiştir.
Söz ve davranışlarıyla, sünnetleriyle ayetleri açıklamaya, izaha çalışmış ama asla aşırı gitmemiş, kendisi hüküm yaratmamıştır.
Aklı kullanmayı, kalbi yüceltmeyi esas almış, iman vermesi ve nefsini temizlemesi için Yüce Allah’a hep duacı olmuştur.
Devasa ordularla savaşırken bile Allah’a güvenmiş, ölmekten korkmamış, Allah’ın yardımını umarak akibeti Allah’a bırakabilmiştir.
Beşeri, hukuki işlerde ayetlerle hüküm vermiş, ilgili ayet yoksa istişare ve kıyas ile karar vermiştir.
Asla dinde bölücülüğe, mezhepleşmeye fırsat vermemiş, yorum farklarının önünü kesmiş, sadece Allah’ın ip olan Kur’an’a tutunulmasını emretmiştir.
Dinesokulmaya çalışılan hurafalerle, rivayet ve uydurmalarla, örfi ve beşeri şeylerle eceline kadar mücadele etmiş, dini sapasağlam ve duru olarak muhafaza etmeyi başarmıştır.
Kendi söz ve davranışlarını kayda geçirmeyi yasalamış, buna rağmen yazanların yok etmesini istemiş, dini sadece Kur’an’a endekslemiştir.
Veda hutbesinde de tüm insanlığa seslenerek yapılması gerekenleri ve ahir zamanda kendisi vefat ettikten sonra mü’minlerin sadece Kur’an’a sarılması gerektiğini anlatmıştır.
İman kardeşliğini herşeyden üstün tutmuş, akraba ilişkilerinin, ticari bağlantıların, kirli menfaatlerin bu kardeşliğin önüne geçmesini zinhar yasaklamıştır.
Özet;
Kısaca, Hz. Peygamber (sav) İslam’ı Kur’an’dan öğrenmiş, anlamış, Allah’ın izniyle kalbine ve ezberine yerleştirmiş, cesaret ve fedakarlıkla hak ve adaletin savunucusu olarak insanlığa da sadece Kur’an’ı rehber ve Yüce Allah’ı tek ilah olarak tebliğ etmiştir. Kendisi bir beşer olduğunu sıkça hatırlatarak ölümsüz olanın Yüce Allah olduğunu öğretmiş, şeytana ve soyuna karşı tüm insanlığı uyarmıştır.
Zalim, cahil ve nankör insan ise İslam’ı Hz. Peygamber’in ikazlarına rağmen tanınmaz hale getirebilmiş, beşerileştirmiş, bölünmüş haldeki İslam çoktandır huzur, rahmet ve esenlik yerine, bela getirir, kafirleri güldürür olmuştur.
Peygamberimizin hayatı bu nedenle önemlidir. Kul, mü’min olmak gayretindeyse Kur’an’ı okumak ve anlamak hemen sonra ise tebliğ ve davetin sahibi Hz. Peygamberin örnek ahlakını ve vahyi mesajını anlayabilmek için okumalıdır.
Okunmaz ve anlaşılmazsa, bugünkü İslam aleminin hali ilelebet mutsuz ve umutsuz kalacaktır.
Hz. Peygamberin hayatından alınacak dersler ihmal edilirse de zalimlerin zulmü, münafıkların yalanları, müşriklerin tuzakları bela olmaya devam eder. Öte yandan güzellik, hayır ve hasenat güdük kalır, hurafeler ve rivayetler dini doldurur ve din tanınmaz, ışık veremez hale gelir.
Rabbim, Hz. Muhammed (sav)’den razı olsun, onu en yüksek mertebelere getirsin.
Bizler O’nun risaletini hakkıyla ve layıkıyla yaptığına şahidiz.
Rabbim, iman kardeşliğine uzanan kirli elleri kırsın, tuzaklarını başlarına geçirsin. Amin!
Answer ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Peygamberimizin hayatından bizlere alınacak çok büyük dersler bulunmaktadır. Çünkü Peygamberimiz (sav) bizlere en iyi örnektir. Bizler İslam’ı Peygamberimiz (sav)’e uyarak yaşayabiliriz.
Hz. Peygamber (sav) kutlu elçi, emin insan ve örnek mü’mindir. Allah’ın son elçisi peygamberimiz son dinin de vahyine muhatap olan güvenilir bir nebidir ve O’nun hayatı bizler için derslerle doludur. Risalet öncesi ve sonrası hayatıyla zamanına ve sonrasına örnek olan Hz. Muhammed (sav) söz ve davranışlarıyla vahyi insanlığa aktaran, vahyin gereğini yaparak gösteren, örnek iman ve İslam’ı yaşayarak öğreten bir nebidir.